| Konu: | Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 30 |
| Tarih: | 20.01.2016 |
CHP GRUBU ADINA BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sıra sayısı 68 olan, Gelir Vergisi Kanunu ile bazı kanunlarda ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapan tasarının birinci bölümüyle ilgili olarak grubum adına söz almış bulunuyorum.
Bu bölümde 18 madde var değerli arkadaşlar ve bu 18 maddenin 2'si Gelir Vergisi Kanunu'yla ilgili, 1 tanesi Katma Değer Vergisi Kanunu'yla ilgili, 1 tanesi harçlarla ilgili, 7'si 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'yla ilgili; Muhtar Ödenek ve Sosyal Güvenlik Kanunu'yla ilgili olarak 1 madde, uzman erbaşlarla ilgili olarak 4 madde, uzman jandarmalarla ilgili olarak da 1 madde var. 18 madde böyle dağılmış yani çok çeşitli konularda. Bu konularla ilgili olarak da bizim Plan ve Bütçe Komisyonunda gerekli çalışmayı yapma imkânımız maalesef olmadı. Biliyorsunuz, bu ara torba kanunlar peş peşe geldi, yeteri kadar bunlar ilgili komisyonlarda da görüşülemedi. Bunları çok iyi biliyorsunuz, tekrar anlatmayacağım ama bir sorumluluk duygumuz var, bunu hepimizin çok iyi bilmesi gerekiyor.
Değerli arkadaşlarım, bununla ilgili olarak birçok şey anlatmadan bir hikâye anlatayım. Bir inşaat mühendisinin anlattığı bir hikâye, ona dayanacağım. Diyor ki: "Mimar Sinan'ın yaptığı Şehzadebaşı Camisi'yle ilgili olarak 1990'lı yıllarda bir restorasyon çalışması yapıyorduk. Şehzadebaşı'nın etrafındaki duvarlarla ilgili olarak da restorasyon yapmamız gerekti, taşlar çürümüştü. Kemerler var kapıların üstünde, oradaki taşları da değiştirmemiz gerekiyordu ama taş işçiliğini bilmiyoruz. Ustalarla bir toplantı yaptık, ne yapacağımızla ilgili bir şey yapalım dedik." Alttan bir kemer yapalım, onun üzerine yığalım, çıkaralım taşları, ondan sonra numaralayalım, notlar alalım, ona göre tekrar inşa ederiz diye düşünmüşler aynı ebatta taşlarla. Dedikleri gibi başlamışlar iskele kurup. İlk çıkardıkları taş kilit taşı. Çıkarmışlar -çok enteresan- bir boşluk var, bir şişe bulmuşlar. Şişenin içerisinde Osmanlıca bir yazı. Daha sonra onun Mimar Sinan tarafından oraya bırakıldığını anlamışlar. Çok enteresan tabii. Diyor ki mektupta: "Bu kemeri oluşturan taşların ömrü yaklaşık dört yüz senedir. Bu müddet zarfında taşlar çürümüş olacağından bu kemeri yenilemek isteyeceksiniz. Büyük bir ihtimalle yapı teknikleri de değiştiğinden bu kemeri nasıl yeniden inşa edeceğinizi bilemeyeceksiniz. İşte, bu mektubu ben size bu kemeri yeniden nasıl inşa edeceğinizi anlatmak için yazıyorum." Ve o taşların nereden geldiğini Anadolu'dan, nasıl inşaatta kullanıldığını, kullanılması gerektiğini tek tek anlatıyor.
Şimdi, bu, tabii çok muhteşem bir olay, çok önemli bir olay. Bir kere bir taşın ömrünün o zamanki tekniklerle dört yüz sene süreceğini nereden biliyorsun? Oradaki o taş tekniği ne kadar önemli, onları nasıl biliyorsun? Bu inşaat tekniği dışında bir olay var, tabii daha da muhteşem olan: Mimar Sinan'ın sorumluluk duygusu. Dört yüz sene ileriye, bakın dört yüz sene sonrasına kadar giden sorumluluk duygusu. "Yaptığım iş, benim yaptığım iş dört yüz sene sonra da benim sorumluluğumdadır." diyor. Biz de aynı sorumlulukla iş yapmak zorundayız arkadaşlar, aynı sorumlulukla. (CHP sıralarından alkışlar) Bu bir sorumluluk anlayışı, bu bir iş anlayışı, bu bir iman anlayışı. Hepimiz için bu geçerlidir. Bunu örnek almak zorundayız. Böyle bir şey ve bizim yaptığımız kanunlara bakın, bizim yaptığımız işteki anlayışa bakın.
Şimdi, biraz önce anlatmaya çalıştım. Sıkıntılar var yaptığımız kanunlarla ilgili olarak. Mesela, daha 1'inci maddesiyle ilgili olarak -desteklememiz gerekiyor ve destekliyoruz ama- genç girişimcilere belli şartlar altında diyor ki: "Genç bir girişimci bir iş kurarsa bunu üç yıl destekleyeceğim." Ne kadar destek vereceksin? Yılda 1.800 lira. 1.800 liranın lafı mı olur? Yılda 1.800 lira. Değerli arkadaşlar, ilk yılda, iş kurulan yılda -birçok iş adamı var aramızda- maliyetler nedeniyle, iş maliyetleri nedeniyle ilk yıl zaten zararı olur iş yerlerinin, kârı olmaz. Sonuç olarak, üç yıl için yılda 1.800 liralık bir vergiden vazgeçiyoruz yani bunu yapmasak da olur, bunun bir anlamı yok. Bir yaptığımız iş varsa bunu doğru dürüst yapmalıyız.
2'nci maddesi diyor ki: Basit usulde çalışanlarla ilgili olarak, vergilendirilenlerle ilgili olarak yılda 8 bin liralık muafiyet getiriyorum. Bunun vergisi de 1.200 lira tutuyor, basit usulde vergilendirilenler için. Basit usuldekilerden de vergi almayalım, ne var yani? Hiçbir anlamı yok. Zaten, sadece basit usule getirilme gerekçesi: "Tabandan başlayarak bu belge sistemini yerleştirelim." Ama aşağı yukarı 743 bin... Bakın -baktım özellikle- 2015 Ocağında 738 bin basit usulde mükellef var, aralıkta bu 743 bine çıkmış, 743 bin. 1.200 lira bir muafiyet getiriyoruz bunlara; hiçbir anlamı yok, hiçbir değer taşımıyor.
Muhtar ödenekleri var yine bu bölümde. Önemli, muhtarlarımız çok çok önemli, onlara destek olmamız lazım. Muhtarlarla ilgili olarak 1.300 liraya çıkarıyoruz ödeneği ve hiçbir ayrım yapmıyoruz. Şimdi, çok büyük yerlerde çalışan muhtarlar var, çok fazla seçmeni var, bir de köy muhtarı var. Hepsine aynı statüyü veriyoruz, aynı ödeneği veriyoruz, 1.300 lira. Bir kere biz 1.500 liraya çıkarılmasını parti olarak teklif ettik. Bunu Plan ve Bütçe Komisyonunda da özellikle bir önergeye bağladık, kabul edilmedi ama bir ayrım yapılması lazım yani bu kadar basit olmamalı bu iş. Bir kentteki, büyükşehirdeki muhtarla köydeki muhtar arasında hiçbir ayrım yok, bu da doğru değil ama destekliyoruz tabii ki.
13'üncü maddede, Katma Değer Vergisi Kanunu ile gübre ve küspeyle ilgili bir indirim getiriliyor değerli arkadaşlar. Yüzde 18 olan katma değer vergisi, sıfırlanıyor bu şekilde ama ondan önce zaten yüzde 1'e indirilmiş Bakanlar Kurulu kararıyla, hatta on beş gün önce yapılmış bu işlem, şimdi de sıfırlanıyor. Gerekçe olarak da deniliyor ki: "Gübre ve küspe ithalatını azaltmak, üretimini artırmak istiyoruz." Gerekçe bu. Güzel bir gerekçe, biz de hemen peşinen desteklediğimiz maddelerden birisi olarak bunu söyledik. Ama, bir baktık içine... Sadece yüzde 18 olan katma değer vergisini ya da Bakanlar Kurulu kararıyla yüzde 1'e düşürülen katma değer vergisini hem ithalatta hem üretimde sıfırlarsanız nasıl ithalatı azaltır, üretimi teşvik edersiniz, her iki tarafı da azaltıyorsunuz? Bu, nasıl ithalatı azaltmak, üretimi artırmaktır? Böyle bir şey olabilir mi? Bir anlamı var mı bunun? Bu, sadece katma değer vergisinden vazgeçmek. Hiçbir anlamı yok. Hiçbir şekilde ithalatı azaltmaz, üretimi teşvik etmez. Daha makul işler yapmak lazım. Şu anda biliyoruz ki birçok firma yurt dışına yatırım yapıyor. Gübre meselesi çok önemli, tarımımız çok önemli, bunun teşvik edilmesi lazım. Firmalar yurt dışına kaçıyor, bizim yaptığımıza bakın. Vergi almıyoruz ama iki taraf için de almıyoruz. Böyle anlamsız bir iş olabilir mi?
Yine, bu bölümde var, seçimler sırasında herkes çok tartıştı. Emniyet hizmetleri sınıfıyla ilgili olarak göstergeyi 3000'e çıkarıyoruz. Bizim teklifimiz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak 3600'dü. 3600'e çıkması hâlinde çok anlamlı bir artış söz konusu oluyor ve emekliliğine yansıyor polislerin ama 3000 yaptığınız zaman alacağı zam 58 lira ve emekliliğine de yansımıyor. Böyle anlamsız bir artış yapmış oluyoruz. Yani, dolayısıyla bunların desteklenmesi de çok anlamlı değil.
Yine, bu bölüm de çok önemli, devlet memurları için yarım zamanlı çalışma var. Değerli arkadaşlar, bu da ilgili komisyonlarda görüşülmedi. Bu, çok tartışılması gereken, çok önemli bir konu. Bir çocuk doğduğu zaman, kadın veya erkek, çocuğun okula gitmesine kadar yarım zamanlı çalışabiliyor, böyle bir sistem getiriyoruz. 657 için bu, devrim niteliğinde, çok önemli bir değişiklik ama bu tartışılmadan, uygulamada olabilecek sorunlar, sıkıntılar göz önüne alınmadan buraya getirildi. Plan ve Bütçe Komisyonunda bu konunun uzmanları bu konuyu tartışmadan buraya getirmiş olduk ama burada da tartışmayacağız, biliyorsunuz sadece önergeler konuşuluyor, bu da boşu boşuna yapılmış bir iş olacak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) - Yine, çok önemli gördüğüm, uzman erbaşlarla ilgili olarak bir madde var, onların kazanılmış haklarını da dikkate almıyor. Maddeler üzerinde bu konularla ilgili olarak daha ayrıntılı bilgiler verecek arkadaşlarım.
Herkese saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)