GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan'ın, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde terör örgütüne yönelik yapılan mücadeleye ve Cizre'de yaşanan olaylara ilişkin Hükûmet adına gündem dışı açıklaması nedeniyle MHP Grubu adına konuşması
Yasama Yılı:1
Birleşim:30
Tarih:20.01.2016

MHP GRUBU ADINA ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakan, doğrusu hiçbir konuda somut bir bilgi vermiş değil, son derece kısa bir açıklamayla veya bir görüş serdetmekle ifadede bulundu. Öncelikle, Hükûmetin, Sayın Bakanın, bu kürsüde özellikle bugün bazı sayın milletvekillerinin dile getirdikleri hususlarla ilgili ayrıntılı ve somut bir bilgiyi vermesi gerekirdi ki biz de anlamalıydık Hükûmet ülkenin gündemine hâkim, yönetimine hâkim, anbean, saniye saniye olayları takip ediyor ve olaylara hâkim ama görüyoruz ki iktidar, maalesef, terör olaylarına hâkim bir vaziyette mücadele edemiyor, mahkûm bir vaziyette daha çok da mugalata yapmayı tercih ediyor.

Aziz milletimizin, bu terör olaylarının iç yüzü, perde arkası ve yaşanan günlük hadiselerle ilgili ayrıntılı bilgi almaya hakkı vardır. Bu temel haklardan biridir ve yüce Meclisin de bu bilgileri almaya hakkı vardır. Ancak görüyoruz ki -sadece bugün için söylemiyorum- bugüne kadarki Genel Kurul görüşmelerinde Hükûmet, bilgi vermekten özenle kaçınan, tartışmalara girmekten kaçınan bir tutum izliyor. Öyle ki ülkenin geleceğine, Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Türk milletinin varlığına, bütünlüğüne yönelik fevkalade tartışmalar yapılınca genellikle Adalet ve Kalkınma Partisinin sayın grup başkan vekilleri cevap vermeye çalışıyorlar. Yalnız, bu bahsettiğim Türkiye Cumhuriyeti'ne ve onun varlığına, birliğine, Türk milletinin bütünlüğüne, milletin varlığına yönelik tartışmalarda özenle sessiz ve cılız kaldığını da görüyoruz. İktidar partisi ne zaman ayağa kalkıyor veya deyim yerindeyse zıplıyor? Ne zaman iktidar sahiplerine, Sayın Başbakana, Sayın Cumhurbaşkanına yönelik bir eleştiri olduğunda sataşmadan söz alıyor. Ama ülkemizde yaşanan hadiselerle ilgili doğrusu basından da yeterli bilgi alınamıyor, Hükûmet de sadece propagandaya yönelik açıklamalar yapmakla yetiniyor.

Değerli arkadaşlar, Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; terörle mücadelede kararlılık var mı? Bu konuda çok ciddi endişelerimiz var. On üç yıllık AKP iktidarının hükûmet etme ve terör karşısındaki tutumunu dikkate aldığımızda, Adalet ve Kalkınma Partisinin, bugün itibarıyla dahi terörle mücadelede yeterince kararlılığı ve ilerisi için ne yapmak istediği konusunda açık fikirli olduğunu söyleyemeyiz; günü geçiştirme, günü kurtarma anlayışı içerisinde. Yani, henüz, bugüne kadar Adalet ve Kalkınma Partisi, uyguladığı politikaların yanlışlığının ve teröre koyduğu teşhisin yanlış olduğunun farkında dahi değil. Terör örgütünü eğer siz, iktidar olarak bir hak mücadelesi... "Bunların bir hak talebi var, o yüzden silahı ellerine aldılar; biz bu talepleri karşılarsak terör sona erer." anlayışını iktidarın kesinlikle bırakması gerekir. Şunu bilmeliyiz arkadaşlar, aziz Türk milleti: Hangi talebi karşılanırsa karşılansın terör örgütü PKK hiçbir zaman silah bırakmayacaktır; Türkiye'ye, Türkiye Cumhuriyeti'ne ve Türk milletine yaptığı suikastlarını, Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Türk milletinin varlığını, birliğini yok edene kadar bu silahlı gayretlerini devam ettirecektir çünkü PKK terör örgütü bir hak arayan örgüt değildir, aynı zamanda emperyalist ülkelerin kullandığı bir aparat olduğunu da gözden kaçırırsanız bugün PKK olur, yarın "MKK" olur; olay değişmez.

"Siyasi partilerin terör karşısında dik duruş sergilemesini istiyoruz." diyor Sayın Bakan. El insaf! Dik duruşu, kararlılığı önce iktidarın sağlaması gerekiyor. Milliyetçi Hareket Partisi, bugüne kadar, her türlü terör faaliyeti karşısında ilkeli, kararlı, tutarlı tutumunu sürdürmüştür ve maalesef, Milliyetçi Hareket Partisinin ve Sayın Genel Başkanımızın uyarıları, söylemleri, teşhislerimiz, analizlerimiz iktidar sahipleri tarafından dikkate alınmamıştır. Ancak, 25'inci Dönemin bir konuşmasında Sayın Bülent Arınç, yine bu kürsüden, bu konuda, Milliyetçi Hareket Partisinin haklı uyarılarının olduğunu da ifade etmiştir.

Evet, bir tutarsızlık var. Önce bu tutarsızlığı gidermesi gereken iktidar partisidir. Bugün eğer güneydoğu illerimizde, ilçelerimizde bu kadar bir kaos hâli, anarşi, terör hâli meydana gelmişse, vatandaşın can ve mal güvenliği kalmamışsa iktidar, uyguladığı bu yanlış çözüm politikasının bir neticesi olduğunu, bu kazılan hendeklerde terör örgütünün bu çözüm süreci nedeniyle silahlanmasını artırdığını, örgütlenmesini daha da geliştirdiğini, kendisini tahkim ettiğini ve silahlı bir kalkışma cesaretini, cüretini bulduğunu ve bunun da müsebbibinin iktidarın yanlış politikaları olduğunu bilmek zorundadır. İşte bu yüzden bugün kamu düzeni kalmamıştır; sadece doğu ve güneydoğu illerimizde değil, Ankara'da da, İstanbul'da da kalmamıştır. Terör örgütü mahkemeler kurmaya kalkışıyor "vergi dairesi" adı altında haraç topluyor.

Değerli arkadaşlar, sadece güneydoğuda toplamıyor haracı, Manisa'da PKK'nın haraç topladığını bileniniz var mı? İktidar biliyor mu, Sayın Bakan biliyor mu? Bugün, PKK "vergi" adı altında Manisa'da da haraç toplamaktadır vatandaşlardan. Bu nasıl devlettir, bu nasıl hükûmet hâlidir? Öncelikle, şehirlerde sulh, sükûn sağlanması gerekir. E, dağlarda piknik yapılacaktı! Dağlarda piknik yapmayı bırakın, şehirler yaşanmaz hâle geldi. Masum on binlerce, yüz binlerce vatandaş, can kaygısıyla göç etme telaşına kapıldı. Ülkemiz, çok büyük, tehlikeli bir oyunun girdabına sürüklenmektedir. Buna, gündelik, birtakım arızi, lokal terör olayları olarak bakamayız. Ve maalesef, yine, bu terör hadisesinden de, iktidar sahipleri tarafından gerek yeni anayasa düzenlemelerinde gerekse ikide bir gündeme getirilmeye çalışılan başkanlık sisteminde bu hadiselerden de yararlanılacağını ve istismar edileceğini de görmek istiyoruz.

Daha 22 Ağustos 2013 tarihinde ne diyor Sayın Erdoğan? "Hazmedilmeyen bazı durumlara rağmen operasyon yapmıyoruz." diyor. Niye operasyon yapmadınız, niye göz yumdunuz bunca silahlanmaya, cephanelere? PKK'lı müteahhitlere yol ihalesi verilip asfaltların altına patlayıcılar tuzaklandı ve onların birkaç yıl, üç yıl bu tuzaklar kaldıktan sonra patlatıldığını, askerimizi, polisimizi ve masum vatandaşımızı şehit verdiğimizi unutmamızı mı bekliyorsunuz? Milletimiz unutacak mı? Elbette unutmayız.

17 Eylül 2015, yine aynı, benzeri sözler Sayın Erdoğan'dan.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Akçay...

ERKAN AKÇAY (Devamla) - Tamamlıyorum.

BAŞKAN - Ek süre veriyorum.

Buyurun.

ERKAN AKÇAY (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

17 Eylül 2015 "Çözüm süreci içerisinde, valilerimiz, kendilerine verdiğimiz talimatlar gereği, ciddi manada bu terör örgütlerine karşı şu andaki operasyonlara girmiyorlardı." diyor. Yani "Talimat vermedik, operasyon yaptırmadık, göz yumduk, görmezlikten geldik, duymazlıktan geldik ve terör örgütünü azdırdık." Geldiğimiz nokta, maalesef, sizin, sayın iktidarın sebep olduğu bir noktadır. Şimdi de utanmadan, kendi yarattığı bu kaostan şikâyet ederek muhalefet partilerinin dik durmasını bekliyor. Dik durmak, kararlı politika uygulamak önce iktidar partisine düşer ve öncelikle yapması gereken de...Taa 2003'ten beri bir gömleğin düğmesi ilk defa yanlış iliklenmeye başlandı ve bugüne kadar da bütün düğmeler yanlış iliklendi. Artık doğru teşhisle ve doğru çözümle gidilmesi gerekir.

Şimdilik sözlerime burada son veriyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)