| Konu: | Terörle mücadele sürecinin hukuk çerçevesinde olması gerektiğine, Cizre'de Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız ile bazı yerel yöneticilerin ateş altında kaldığına ve Hükûmetin Cizre'de yaşanan olaylarla ilgili Parlamentoyu bilgilendirmesinden sonra çalışmalara devam edilmesinin uygun olduğuna ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 30 |
| Tarih: | 20.01.2016 |
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum, tabii, sizi de.
Sayın Başkan, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yaşanan olaylar uzunca bir süredir, kısmen, medyanın verebildiği kadarıyla, toplumun bilgi sahibi olduğu ve herkesi tedirgin eden olaylardır. Bu topraklarda Kürt'üyle, Türk'üyle, Gürcü'süyle, Arap'ıyla, Laz'ıyla bin yıldır kardeşçe yaşamış insanların, vatandaşlarımızın, yurttaşlarımızın geldiğimiz noktada... Şüphesiz, AKP hükûmetlerinin bölgeye yönelik politikalarının, aslında politikasızlığının bir sonucu olarak bölgede âdeta hendek savaşları devam etmektedir. Burada, elbette, biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak devletin terör örgütüyle etkin mücadelesinden yanayız şüphesiz ama her hâl ve şartta, Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunun unutulmaması ve burada yapılan terörle mücadele sürecinin hukuk çerçevesinde, temel hak ve özgürlükleri dikkate alan, ona ihtimam gösteren bir çerçevede yapılması elzemdir. Devlet, bölgede terör örgütleri var diye bölgedeki halkın tamamına terörist muamelesi yapamaz, bölgedeki halkın tamamını potansiyel terörist olarak addedemez ve algılayamaz. Devletin elbette, bu terörle mücadele noktasında, hukuk çerçevesinde iş ve işlem yaparken bölge halkına yönelik şefkatli yüzünü göstermesi bir zarurettir.
Dün sabah, Diyarbakır'dan bir vatandaşımız -ismini vermeyelim, adamcağızın başına da bir şey gelmesin- Sur'dan çıkmak zorunda kaldığını, Sur dışında bir bölgede ama Diyarbakır'da, Diyarbakır Valilik binasının olduğu bir alanda aç kaldığını, ekmek bulamadığını söyledi. Hükûmet, şimdi "vali" tabelalarını taşıyarak saklambaç oynar gibi garip bir tutum içinde bölgedeki sorunu çözmeye çalışıyor. Yani daha önce "Sandık taşıyalım." dediler, olmadı; şimdi "vali" tabelası taşıyarak bu sorun çözülecekse eyvallah ama bence ve bizce bu sorunu büyütmekten başka bir şeye yaramaz. Süleyman Şah Türbesi'ne benzemez "vali" tabelası. Bunun altını çizmek istiyorum.
Öte yandan, bugün itibarıyla Cizre'de, Sayın Milletvekili Faysal Sarıyıldız'ın da içinde bulunduğu, kimi yerel yöneticilerin de bulunduğu bir grubun ateş altında kaldığına dair bir bilgi bizde var. Bu vahim bir durumdur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Bitti mi Başkanım? Süre rica etsem.
BAŞKAN - Ek süre veriyorum Sayın Altay, tamamlayınız.
Buyurunuz.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Sayın Faysal Sarıyıldız'la Kürt sorununun çözümünde aynı düşünmüyor olabilirim, olabiliriz ancak Sayın Faysal Sarıyıldız bu Parlamentonun bir üyesidir. Bu Parlamentonun her üyesi birdir, eşittir, aynı kıymettedir; öyle olması, öyle algılanması gerekir. Ben, Hükûmetin Cizre'de olanlarla ilgili bilgi vermeden Parlamento çalışmalarının durdurulması gerektiğini düşünüyorum. Böyle bir şey olabilir mi? (CHP ve HDP sıralarından alkışlar) Ülkenin bir yerinde milletvekiline ateş açıldığı söyleniyor, bu Parlamento burada iş ve işlem yapacak. Böyle şey olmaz, böyle demokrasi de olmaz! (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)
Hükûmetin şunu bilmesi lazım: Demokrasi, her şeyden önce tepki ve protesto rejimidir, temel hak ve özgürlükler her şeyin üstündedir. Rica ediyorum -oturuma bir saat ara verme hakkınız var- oturuma bir saat ara veriniz. Hükûmet gelsin, Parlamentoyu bilgilendirsin, gerekirse kapalı oturum yapılsın. Böyle şey olmaz Sayın Başkan! (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)
Bugün Faysal Sarıyıldız'ın başına gelen, eminim, yarın İstanbul'da Mahmut Tanal'ın başına gelecek. Bunun garantisini verebilecek bir Hükûmet var mı orta yerde?
Lütfen, sizden rica ediyorum, bir saat ara vermenizi talep ediyorum.