GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Askerlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:28
Tarih:14.01.2016

EROL DORA (Devamla) - Gerçekten, Meclisimize yakışır bir yönetim sergilemektedir. Bütün arkadaşlarımızdan aynı yönetimi bekliyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 60 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 13'üncü maddesi üzerinde Halkların Demokratik Partisi adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Ben her zaman kendi kendime düşünmüşümdür, Orta Doğu'yu ve özelde de ülkemizi değerlendirdiğimizde aslında bütün sorunların bu coğrafyamızda evrensel değerlerin, aydınlanmacı değerlerin, evrensel inanç özgürlüğünün, ifade özgürlüğünün olmayışından kaynaklandığına inanmışımdır ve bu ilkeler bu coğrafyaya egemen olmadığı müddetçe de işte gördüğünüz gibi insanlar mezheplerinden dolayı, inançlarından dolayı Allah adını kullanarak birbirlerini öldürmeyi kendileri açısından meşru görebilmektedirler. Bu açıdan, biraz bu konulara değinmek istiyorum.

Değerli milletvekilleri, hatırlayacağımız üzere bir yurttaşımız nüfus cüzdanlarında bulunan din hanesi kısmının din ve vicdan özgürlüğüne aykırı olduğu gerekçesiyle 2006 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuruda bulunmuş, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nüfus cüzdanlarında din hanesi bulunmasının Türkiye'nin de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin düşünce, vicdan ve din özgürlüğüyle ilgili 9'uncu maddesine aykırı olduğu sonucuna ulaşmıştı.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi esasında 9'uncu maddede korunduğu şekliyle düşünce, vicdan ve din özgürlüğünün toplumun bir arada yaşayabilmesinin temel yapı taşlarından biri olduğu ve dinî anlamda bu özgürlüğün aynı zamanda inançlı kimselerin yaşama bakış açıları ve kimliklerini oluşturan çok önemli bir unsur olmasının yanı sıra, yine, inanmayan kişiler açısından da gayet önemli bir kazanım olduğunu vurgulamaktadır.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 9'uncu maddeye dayanarak kimlik kartlarında din hanesinin beyan edilmesinin düşünce, vicdan ve din özgürlüğüyle bağdaşamayacağına karar vermesinden hemen sonra biliyorsunuz, Hükûmetimiz 2010 yılında, dönemin Hükûmeti istenildiğinde din hanesinin boş bırakılabileceği şeklinde yüzeysel ve yeni sorunlara yol açan bir düzenlemeye gitmiş bulunmaktadır.

Değerli milletvekilleri, geldiğimiz noktada üzerinde görüştüğümüz bu tasarıda düzenlenen yeni kimlik kartlarında din hanesinin hâlâ yerli yerinde duruyor olması AKP iktidarının evrensel hukuk kararlarını hiçe sayan ve Avrupa insan hakları içtihatlarını da göz önünde bulundurmayan anlamsız ısrarıyla Türkiye'nin uluslararası arenada demokratik olmayan, özgürlükçü olmayan vizyonunun devam edeceğini tahmin etmek de zor değildir diye düşünüyorum. Din hanesi boş bırakılan bir kimlik kartını taşıyan yurttaş, kendi iradesi dışında kamusal alanda resmî görevlilerin müdahale riskiyle karşılaşarak nüfus cüzdanında din hanesi dolu olan yurttaşlardan hemen ayırt edilecek ve bu durum da sistematik bir fişlenme uygulamasını gündeme getirecektir.

Yine, esasında, devletin burada din hanesinin boş bırakılabileceği serbestisini getirmesi, yurttaşın fişlenmesinin doğrudan devlet eliyle resmîleştirilmesi anlamını taşımaktadır. Böyle bir durum, hiç şüphesiz "dinî inanç ve düşüncelerin ifşa edilmeme özgürlüğü" kavramına aykırı düşmektedir.

Bakın, 1982 Anayasası'nı değerlendirdiğimizde -biz, bunun bir cunta anayasası olduğunu her zaman vurguluyoruz- bu Anayasa'da dahi şu şekilde bir ibare var: "Herkes, vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. Kimse, ibadete, dinî âyin ve törenlere katılmaya, dinî inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz." Bakın, 82 Anayasası'nda bu şekilde açık bir hüküm olmasına karşın hâlâ insanların kimliklerinde din hanesinin olması ve insanlara, ya boş bırakılması veyahut da zorunlu olarak beyan ettirilmesi Anayasa'mıza da aykırı bir durumdur. Biz, hâlâ, bu şekilde basit bu sorunlarımızı eğer çözemiyorsak nasıl birlikte yaşayabiliriz, nasıl barışçıl, demokratik bir cumhuriyete evrilebilirizi düşünmemiz gerektiğine inanıyorum.

Çok farklı düşüncelerim de vardı, süre yetmediğinden dolayı kısa kesiyorum. Hepinize saygılarımı sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)