GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Askerlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:28
Tarih:14.01.2016

KADİR KOÇDEMİR (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Toplum olarak bir alışkanlığımız, bir hastalığımız var. Pek çok uygulamayı başlatıyoruz ancak uygulamanın neticelerini ve bu neticeye göre revizyonları yapmıyoruz.

İkinci bir zafiyetimiz de teknoloji söz konusu olduğunda teknolojinin pek çok şeyi çözeceğine inanıyoruz. Bu Meclis Genel Kurulunda parmak iziyle oy verme ve yoklamayı pek çok arkadaşımız gerçekleştiremez iken elektronik veriye bütün sistemi koyuyoruz.

Benzer husus teşvik mevzuatımızda var. Bölgeler arası gelişmişlik farklarını azaltmak için yıllardan beri uygulaya geldiğimiz teşvik mevzuatının... Mesela Bursa'da hem sosyoekonomik kalkınmışlıkta 46'ncı sırada olan Gemlik gibi bir ilçenin hem de 717'nci sırada Büyükorhan gibi bir ilçenin kuş uçumu birbirlerine 60-70 kilometre mesafede var olabilmelerini görmüyoruz. FATİH Projesi'yle pek çok elektronik donanım alıyoruz, ama PISA gibi uluslararası sıralamalarda okullarımızın ve eğitimimizin sonuncu sırada olmasını görmüyoruz.

Benzer bir şey, dinlemeler konusunda yaşadığımız pek çok badireden sonra, elektronik kullanarak kişisel verilerin ve özel hayatın gizliliğinin korunması bakımından da geçerlidir.

Avrupa Birliği ülkelerinde bizde mutat hâle gelen ve hiç tartışmadığımız bazı uygulamalar Anayasa Mahkemesi kararlarıyla kaldırılmış ve uygulamadan men edilmiştir. Mesela, araçların hızını ölçmek için video kamera kullanılabilmesine Alman Anayasa mahkemesi cevaz vermemiştir. Çünkü sadece fotoğraf çekerek aracın tespit edilebilmesi mümkündür. Yirmi dört saat oradan trafik kurallarına uyarak geçenleri de kayıt altına almak kişisel hayatın gizliliğine aykırı bulunmuştur.

Yine, iş yerlerindeki, içerideki kameraların kaldırımdan 20 santim dahi görüntü alması, kayıt yapmasına imkân verilmemiştir. Bugün burada biz özel hayatın gizliliğini ve kişisel verilerin güvenliğini ilgilendiren pek çok konuyu İçişleri Bakanlığının takdirine ve yetkisine bırakıyoruz. Bu, tehlikeli bir durumdur. Türkiye, bu Hükûmet döneminde de belli kurumların bu şekilde yetkilendirilmesinin, başta Hükûmetin başında olanlar olmak üzere, nerelere kadar uzandığını bizzat kendisi görmüştür. Onun için bunun en azından Bakanlar Kurulu tarafından tespit edilmesinin daha amaca uygun bir sonuca yol açacağını düşünüyoruz.

Bir de ihmal ettiğimiz husus, bu uygulamalarda insan unsurunu ihmal ediyoruz. Nüfus teşkilatlarımız bu uygulamayla birlikte yeniden büyük bir çalışma temposu içine gireceklerdir. 666 sayılı Kararname'nin fazla mesaiyi düzenleyen hükümleri, bir yılda bir memura en fazla altı ay için fazla mesai ödeneceğini öngörmüştür. Bundan önce, MERNİS ve Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi'ne geçişte nüfus çalışanlarına beş yıl süreyle bu altı aylık mesainin bir yıl olarak uygulanması imkânı getirilmişti. Bu yeni döneme intibakta da çok gayret ve fazla mesai yapacak olan nüfus teşkilatı çalışanlarına bu imkânın getirilmesi faydalı olacaktır. Bu açılardan, İçişleri Bakanlığı değil, Bakanlar Kurulunca bu geniş yetkilerin belirlenmesinin faydalı olacağını ve önergemize destek vermenizi diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)