GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Askerlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:28
Tarih:14.01.2016

CHP GRUBU ADINA MUSA ÇAM (İzmir) - Özlediniz pankartları değil mi?

Sayın Başkan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin saygıdeğer üyeleri; hepinizi Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına saygıyla selamlıyorum.

Koşarak geldim, Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi olarak konuşmamı yapmak için koşarak geldim. Neden? Şu anda Plan ve Bütçe Komisyonunda yukarıda üç gündür yeni bir torba kanunu görüşüyoruz. Bugün bitirebilirsek önümüzdeki hafta içerisinde onu müzakere edeceğiz. Şu anda görüştüğümüz 60 sıra sayılı kanunu da geçtiğimiz hafta içerisinde Plan ve Bütçe Komisyonunda görüştük ve bugün burada görüşüyoruz, bugün bitirilebilir.

16/9/2014 tarihinde dönemin Hükûmet Sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Bakanlar Kurulu toplantısından çıktıktan sonra şu açıklamayı yapıyor... Toplantının ardından açıklama yapan Hükûmet Sözcüsü Arınç "Çok maddeli yasadan dolayı siz haklı olarak 'torba' diyorsunuz, ben kullanmıyorum. Bundan sonra da bu ismi kullanmamayı istiyoruz. Çok maddeli yasa yerine o işle ilgili yasaları getirmeye gayret edeceğiz. Birçok yasayı değiştiren, sonra da haklılık payı olan torba gibi adı yasama literatürüne sokma gayretinde değiliz. Yasama sıfır hata kabul eder." diyor. Bugün için Sayın Bülent Arınç'ın AKP Grubu için bir kıymetiharbiyesi var mıdır, yok mudur onu bilemiyorum ama Sayın Arınç şurada 50 metre ileride Meclis başkanlarına ayrılan odada günlük çalışmalarını sürdürüyor. Defalarca söyledik, rica ettik, dedik ki: Arkadaşlar, Meclis komisyonları ve Genel Kurul yasama görevini en kaliteli şekilde yapmalı, milletvekilleri komisyonlarda ve Genel Kurulda konulara hâkim olarak müzakere edebilmelidir. Bakın, dört kanun görüşüldü, dördü de Plan ve Bütçe Komisyonunda geçti. Meclis Başkanlığına gelen tasarı ve teklifleri Meclis Başkanı ilgili komisyonlara havale ederken "esas komisyon" ve "tali komisyon" diye ayırıyor. Bugün görüştüğümüz kanun dâhil olmak üzere, Aile ve Sosyal İşler Komisyonu, Millî Savunma, İçişleri ve Adalet Komisyonlarında görüşülmesi gerekirken sadece Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşüldü ve buraya geldi.

Şimdi, siz, sayın, saygıdeğer milletvekilleri, her biriniz farklı komisyonların üyesisiniz. Peki, şunu merak etmiyor musunuz: Şu görüşülen kanunlar, tasarı ve tekliflerin bizim komisyona girip bizim görüşmemiz, müzakere etmemiz ve bunu zenginleştirmemiz gerekir demeniz gerekmiyor mu? Demeniz gerekiyor? Demiyorsunuz; iktidar partisi milletvekilleri, bunu söylemiyorsunuz. Neden? Çünkü talimat yukarıdan geliyor, direkt Plan ve Bütçe Komisyonuna gidecek, orada görüşülecek, oradan da aşağıya inecek. O zaman şöyle yapalım: Bütün komisyonları lağvedelim, yok edelim, Plan ve Bütçe Komisyonunun da sayısını 40'tan 60'a, 70'e, 80'e çıkartalım, alt komisyonlar kurulsun ve sadece Plan ve Bütçe Komisyonu toplansın, bütün kanunları o görüşsün, müzakere etsin alt komisyonuyla, ana komisyonuyla, sonra buraya gelsin. Bu doğru değil. Doğru değil.

Bakın, üç gündür, arkadaşlar, sabah onda giriyoruz, gece on ikilere kadar Plan ve Bütçe Komisyonunda; bizi zerre kadar ilgilendirmeyen kadın doğumu, çocuk ve annelik hakları ve bakımı.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - İlgilendirmiyor mu?

MUSA ÇAM (Devamla) - Ne ilgisi var şimdi Plan ve Bütçenin? Çalışma, Sağlık, Aile ve Sosyal İşler Komisyonunda bulunan hekimlerin, doktorların konuşması gereken konuyu Plan ve Bütçe konuşuyor. Askerlikle ilgili konuyu, uzman çavuş, er ve erbaşlarla ilgili konuyu -burada görüştünüz, birinci bölümde- albaylarla ilgili, askerlerle ilgili konuyu, Millî Savunma Komisyonunda görüşülmesi gerekirken Plan Bütçe Komisyonunda görüşüyorlar.

Ey Millî Savunma Komisyonunun saygıdeğer milletvekilleri, Çalışma, Sağlık, Aile Komisyonunun saygıdeğer milletvekilleri, neden sizler bunları görüşmüyorsunuz arkadaşlar? İşleyişte büyük bir sakatlık ve işleyişte büyük bir keyfîlik söz konusu.

Bizim istediğimiz, bu keyfîliğin ortadan kaldırılması ve gerçekten komisyonun amacına uygun ve Parlamentonun da usulüne uygun bir şekilde kaliteli yasa yapma hakkına kavuşmasıdır. Milletvekillerinin de daha verimli, daha kaliteli bir şekilde burada çalışmalarının sağlanmasıdır değerli hocam. Ama ne yazık ki on üç yıllık iktidarınız döneminde geldiğimiz nokta eski tas, eski hamam. Değişen bir şey yok hocam. Buradan bizim kaçınmamız gerekiyor. Bu şekliyle bu Parlamentonun verimli çalışma şansı yok.

Değerli arkadaşlar, bu bölümde hepimizi çok yakından ilgilendiren önemli konular var. Bunların en önemlilerinden bir tanesi, 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nda kapsamlı bir değişiklik yapılıyor arkadaşlar. Kişisel verilerin değiştirilmesiyle ilgili önemli düzenlemeler var. Oysa bunun, çok ciddi bir şekilde ilgili komisyonda incelenmesi ve irdelenmesi gerekiyor. Kimlikler değişiyor, nüfus cüzdanları değişecek. Dijital sisteme geçecek. Birtakım bilgiler girecek. Bu bilgiler kimlerin eline geçecek, kimler paylaşacak? Son derece mahrem olan bilgilerimiz kimlerin eline geçecek arkadaşlar? Ne olacak? Belli değil.

Geçtiğimiz dönem, 2014 yılında kişisel verilerin, bilgilerin saklanmasıyla ilgili yine AKP Hükûmetinin hazırlamış olduğu bir kanun taslağı var ama bunu geri çektiler. Bu konuyu salı günü Komisyonda konuşurken Bakan dedi ki: "Geçtiğimiz hafta pazartesi günü Bakanlar Kurulunda kişisel verilerin saklanmasıyla ilgili kanun, Bakanlar Kurulunda tekrar imzaya açıldı, önümüzdeki günlerde gelecek."

Peki, arkadaşlar, mademki kişisel verilerin saklanmasıyla ilgili yeni bir kanun teklifi, taslak, teklif gelecek. Peki, bu 10 maddeyi, 8 maddeyi bugün burada görüşmemizin ne anlamı var, kime ne faydası var arkadaşlar? İşte, itirazımız ve isyanımız sürekli mükerrer ve yanlış görüşmelerin Meclisi meşgul etmesi ve burada önemli konuların göz ardı edilmesidir arkadaşlar. Bu kişisel verilerin korunması ve saklanmasıyla ilgili konunun İçişleri, Adalet Komisyonunda çok ciddi bir şekilde konuşulması ve önlemlerinin alınması gerekirken şimdi burada maddeleri görüşüyoruz. Bu, doğru değil. Yapılan iş yanlış bir iştir arkadaşlar. Sürekli Meclisi yanlış kanunlar çıkarmakla görevlendiriyorsunuz ve bu doğru değil.

Kimliklerimizin korunması dijital ortama geçecek, yeni kimlik kartları... Ülkede 75 milyon, yurt dışındaki Türkler de dâhil olmak üzere toplam 80 milyon yeni kimlik basılacak ve dağıtılacak ve bunlar için bir ücret getiriliyor. Peki, bu kimliklerin hanesi nasıl olacak? Örneğin, mesela, din hanesi olacak mı, mezhep hanesi olacak mı? Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu konuda vermiş olduğu "Bu gereksizdir, bunları yazmanıza gerek yok." demesine rağmen, hâlâ, daha vatandaş bir kamu dairesine gittiğinde din hanesi yazmıyorsa ona öcü gibi bakacak. "Neden yazmadın? Niçin yazmadın? Neden tercih etmedin?" gibi sorularla karşı karşıya bırakacak. Belki de o vatandaşın o kamu dairesinde yapılabilecek işi sadece o din hanesinin boş olması nedeniyle görülmeyecek.

Bunlar doğru değil, bunlar yanlış arkadaşlar. Bununla ilgili çok ciddi bir şekilde komisyonlarda görüşmemiz ve bununla ilgili önlemleri almamız gerekiyor.

Bugün Sayın Cumhurbaşkanı yine kükredi. Her hafta, iki haftada bir çıkıyor, muhtarlara... Şimdi, yukarıda da muhtarlarla ilgili düzenlemeler yapıyoruz.

GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Ya Musa Bey, güzel bir dil mi bu kükremek?

MUSA ÇAM (Devamla) - Muhtarlar, biz ödentilerinizin 1.500 TL olması için önerdik ama AKP Hükûmeti 1.300 lira önerdi. Sosyal güvenlik primlerinizin devlet bütçesinden ödenmesi için önerge verdik, kabul edilmiyor. Elektrik, telefon ve diğer giderlerinizin yine bütçeden karşılanması için önerge verdik, reddediliyor.

HASAN BASRİ KURT (Samsun) - İnanmadılar, inanmadılar...

MUSA ÇAM (Devamla) - Ama bugün Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan kalkmış yine diyor ki: "Gezi olaylarındaki taleplerden biri HES inşaatlarının durdurulmasıydı." Pes, bu kadarına pes arkadaşlar, bu kadarına pes.

HASAN BASRİ KURT (Samsun) - Yalan mı?

ALİM TUNÇ (Uşak) - Yalan mı?

MUSA ÇAM (Devamla) - Taksim'de milyonlarca insan sokağa döküldü, dedi ki: "Biz Taksim Meydanı'ndaki bu ağaçların yıkılmasını istemiyoruz."

HASAN BASRİ KURT (Samsun) - Temsilcileri ne konuştu?

MUSA ÇAM (Devamla) - Aynı gün ve aynı saatlerde Brezilya'da ulaşıma zam yapıldığında milyonlarca insan sokağa döküldü ve Brezilya Devlet Başkanı çıktı televizyona, dedi ki: "Gençler, mesajınızı aldık, gereği yapılacaktır. Şimdi eve dönmenin zamanıdır."

ALİM TUNÇ (Uşak) - Döndüler mi? Brezilya'da, dönmediler.

MUSA ÇAM (Devamla) - AKP Sözcüsü Sayın Bülent Arınç da dedi ki: "Biz yanlış yaptık, bizim çıkıp televizyona dememiz gerekirdi ki: 'Biz mesajı aldık, burası korunacak ve kollanacak, şimdi eve dönmenin zamanıdır.'" Bunu söylemeniz gerekirken siz insanları öldürmeyi tercih ettiniz ve insanları katlettiniz.

AHMET UZER (Gaziantep) - Biraz da Yalova'dan bahset.

MUSA ÇAM (Devamla) - Ama biz şunu biliyoruz, şöyle bir atasözüyle bitirmek istiyorum...

AHMET UZER (Gaziantep) - Yalova'dan da bahset. Yalova'daki ağaçlardan da bahset.

MUSA ÇAM (Devamla) - Bir hırsızın, bir katilin yönettiği ülkede namuslu ve dürüst insanların sonunun ya cezaevi veyahut da mezar olduğunu biliyoruz ve biz buna hazırız arkadaşlar.

Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)