GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:27
Tarih:13.01.2016

MELİKE BASMACI (Denizli) - Sayın Başkan, sevgili vekiller; sizleri selamlıyorum.

Konuşmama, aklımı ve vicdanımı karıştıran iki soruyla başlamak istiyorum. Ülkemizde, adında "millî" ibaresi ve gücü olan iki bakanlık var; biri Millî Savunma Bakanlığı, diğeri ise Millî Eğitim Bakanlığı. Maalesef, Millî Savunma Bakanlığı o kadar ehil olmayan kişilerle yönetiliyor ki, ülkemin doğusunda gözyaşı ve acı var. Aslında çok da şaşırmıyorum çünkü İstanbul patlamasından sonra "Ölenler, Türk vatandaşı değildi." diye kendini avutan bir Başbakan var bu ülkede.

Ben, Sayın Başbakandan yaşça küçüğüm. Haşa, akıl vermek de bana düşmez ama hem dinimizde hem etiğimizde insan vardır. Din, dil, ırk, etnik kimlik; bunlar, seçim değil, yaradılıştır yani kendisine... Neyse "Yaratılanı severim, Yaradan'dan dolayı." diyeyim, sadece olayı kendisine hatırlatmış olayım.

"Millî" ibaresini taşıyan ve gücünü geleceğe aktarmak zorunda olan diğer bakanlık ise Millî Eğitim Bakanlığıdır ama bugün durumunun kötülüğünü anlatmaya kelimeler yetmez. 4+4+4, öğretmenlerimizin atanamaması, atananların yaşam şartları, öğrencilerin içi boş eğitilmesi, velilerin sıkıntısı, hepsini yutkunuyorum ama geçen hafta olan olayı bize biri açıklasın. Sayın Bakan diyor ki: "Sahte diplomalı öğretmenler meslekten menedilecek." Anlamadım, diploma sahteyse ortada meslek yok; meslek yok, atama varsa bence biraz karışık bu işler. Acaba atanırken diplomalara bakılmıyor mu? Ya da o zaman -burası çok güzel, çok da kafiyeli, çok da hoşuma gidiyor- atanırken atadıklarını seviyordu da, şimdi acaba o zaman atadıklarını sevmiyor mu, küstüler mi acaba, o yüzden mi diploması olmadığını şimdi ifşa ediyor Sayın Bakan? Ben, iki durumda da Millî Eğitim Bakanlığının "millî" kısmının gücünden korkmasını ve yerinden sessizce kalkarak o makamı terk etmesini öneriyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Gelelim niye söz aldığıma. 24/11/2015 tarihinde, Rusya'ya ait savaş uçağının düşürülmesiyle, Rusya'nın, Türk ürünlerine uyguladığı boykot sonrası Türk tekstilcileri çok zarar görmüştür, özellikle Denizli tekstilcileri zor durumda kalmış, Laleli Pazarı'na ürün gönderemeyecek hâle gelmiştir. Biz Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak bir Meclis araştırması komisyonu kurulmasını istedik, tabii ki de Danışma Kuruluna sunduk. Danışma Kurulu demek, parti temsilcilerinin ve tarafsız, bir daha söyleyeyim, tarafsız Meclis Başkanının olduğu bir kuruldur. Danışma Kurulunda bir Meclis araştırmasının açılması kararı alınabilir ama buraya da yönlendirilebilir. Ama bu kurulda halk yararı değil, konuları getirenlere bakıldığı için maalesef bu da reddedilmiştir. Yani, Türkiye'deki tekstilcilerin zararlarının araştırılması Meclis önergesi Danışma Kurulunda reddedilmiştir. Ama ben ilk defa bu redde sevindim çünkü bu sayede bu Genel Kurulda sayın vekillerin, işçilerin yani tekstil işçilerinin ve iş adamlarının yanında mı, yoksa rozetlerinin gölgesinde mi olduğunu hep birlikte görme şansımız olacak.

Sevgili vekiller, bugün gerçekten tekstil ve genel ihracatımızda ciddi sorunlar var. Firmalar iflas erteleme istemekte ve işçi çıkarmaktalar. 2014 ihracatı 157,6 milyar dolarken 2015 ihracatı 139,7 milyar dolara düşmüştür. Bu ihracat niye düştü biliyor musunuz? Hükûmet Irak, İran, Suriye pazarını kaybettiği için düştü. Bu ihracat niye düştü biliyor musunuz? Yanlış kararlar alınıp euroyu artırıp Avrupa Birliği pazarını kaybettirdiği için düştü. Bu ihracat niye düştü biliyor musunuz? Öfke ve ani kararlarla Rusya pazarını kaybettiğimiz için düştü. İhracat niye düştü biliyor musunuz? İş adamına KDV, gümrük vergisi, ÖTV ve gelir vergisini katın katın yüklediği için düştü. Ama sonuçta ne oldu biliyor musunuz? Bu ekonomik düşüş halka yansıdı. Nasıl mı yansıdı? İşçi çıkarılmaya başlandı. Nasıl mı yansıdı? Gıda enflasyonuyla, hamam vergisiyle, bekarlık vergisiyle, tüp bebeğe vergiyle, kesik kolun KDV'siyle yansıdı yani aldığımız her şeye zam ve vergi olarak yansıdı.

Ben biliyorum ve inanıyorum ki parti rozetlerine bakmadan önce tekstilde söz sahibi olan Denizli, Bursa, İstanbul vekilleri şimdi iş adamının ve işçinin yanında olduğunu göstererek bu Meclis araştırmamıza lehte oy verecektir. Hem ölüm yıl dönümünü anma vesilesi olsun hem de kararınıza belki etkisi olur diye Sayın Rauf Denktaş'ın bir sözüyle söylemek istiyorum. Evet, tekstilde öncelikli lider olan Denizli, Bursa, İstanbul milletvekillerinin parti rozetlerine bakmadan tekstil işçisinin ve işverenin yanında olduğunu göstererek lehte oy kullanması gerek çünkü Sayın Rauf Denktaş'ın dediği gibi "Hayatta hiçbir zaman yalpalamayacaksın. Düşüncelerinde bir geri, bir ileri adım atmayacaksın. Her dönemin adamı değil, her dönemde adam olacaksın."

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)