GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:27
Tarih:13.01.2016

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tüm halkımızı ve sizleri saygıyla selamlıyorum.

Türkiye'de bulunan ve Türkiye'ye girerek katliam yapma ihtimali olan IŞİD terör örgütünün ve IŞİD'li canlı bombaların gerçekleştirdiği katliamların araştırılması amacıyla verilmiş bir Meclis araştırma önergesi için söz almış bulunuyorum.

Değerli arkadaşlar, dün ülkemizde, İstanbul'da, ülkemizin en büyük kentinde, Sultanahmet'te patlatılan canlı bombayla 10 turist yaşamını yitirdi; herkes dile getirdi bunu. Diyarbakır, Suruç, Ankara patlamalarında kaybettiklerimiz için bazı fanatikler ölen masum insanlara bile bir kulp takabildiler. Şimdi ülkemizde misafirlerin ölümüyle tüm dünyanın gözü üzerimizde ve bu önergeyle deniliyor ki: Gelin, bu IŞİD terörünü araştıralım. Ülkemize zarar veren, insanlarımızı öldüren bu kanlı terör örgütünü bu ülkenin Meclisi araştırsın. Söylenenin bütün hepsi bu, özeti bu. Bu, makul, insani ve vicdani bir talep değil mi arkadaşlar?

Değerli arkadaşlarım, terör karşısında ülkemizin itibarı, güvenliği, bizim için bunu araştırmak asli bir görev değil mi? Bugün Türkiye, halkımız ve özellikle dün İstanbul'da turistlerin ölmesiyle, İstanbul katliamından sonra tüm dünyanın gözü bizim üzerimizde. Şu anda dünya bizi izliyor; acaba terör karşısında ne diyoruz, ne diyeceğiz, ne yapacağız, Türkiye'de iktidar ve Meclis terör karşısında nasıl bir tavır alacak diye bekliyorlar.

Değerli arkadaşlarım, terör karşısında ülkemiz bu kadar zarar görürken Meclisteki tüm partiler bugün birlik olmayacak ve bugün birlikte hareket etmeyecek de ne zaman hareket edecek? Nitekim bütün konuşmacılar bunu söyledi, biraz önceki AKP'li arkadaşımız da aynı şeyi söyledi. Bizim söylediğimiz, arkadaşlarımızın söylediği Suruç'tan beri aynı şey. "Gelin, şu terörü bir araştıralım." diyoruz; bütün Türk halkı buna şahit ve şu anda izlesinler. Bu Mecliste terörün araştırılması geçmişte de AKP'li ve MHP'li milletvekillerinin oylarıyla defalarca reddedildi.

Arkadaşlar, sizler ve bizler söylemlerimizde, gazetede ve televizyonlarda mangalda kül bırakmıyoruz, siz de bırakmıyorsunuz. "Sevgi, kardeşlik, barış" deyip "Kahrolsun terör!" diye her yerde haykırıyorsunuz ama asıl sınav şimdi, bugün, birazdan. Laf zamanı değil, birazdan eylemi göreceğiz, birazdan parmaklarınızı göreceğiz. Tüm dünya görecek; bakalım terörle mücadele ve teröre karşı duruş konusunda kim sahici, kim samimi?

Arkadaşlar, konuyla ilgili, Türkiye'de El-Nusra, IŞİD radikal İslami terör örgütlerine katılımla ilgili bir dolu haber çıktı bugüne kadar. On binlerce katılımdan bahsediliyor ve ülkemizde ister Emniyetin kayıtlarında ister gazete haberlerinde gördüğümüz bir dolu bilgi hep kulaktan dolma olarak bize geldi, bugüne kadar ulaştı.

Bu Mecliste hep karşılıklı laf atışmalarıyla ve polemikle zaman geçiriyoruz. Bugün burada söylenen çok basit, basit bir önerge; araştıralım bunu deniliyor. Bunu araştırmaktan ne zarar gelir? Arkadaşlar, sizin çocuğunuzun okulda burnu kanasa, biri yumruk atsa polise gidersiniz, savcıya gidersiniz, peşine düşersiniz. Bu ülkenin merkezinde, kalbinde, Ankara'da, İstanbul'un kalbinde, Sultanahmet'te; Diyarbakır'da, Suruç'ta 500'ü aşkın insan bombayla patlamış. Aranızda bir dolu anne var, bir dolu anne baba var, çocuklarınız var; siz bunun araştırılmasına nasıl karşı çıkabilirsiniz? Biz işte, sadece bu konuda şaşırıyoruz ve Türk halkının bu konuda dikkatini çekiyoruz.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Polis ve savcı işbaşında.

CEYHUN İRGİL (Devamla) - Hangi polis?

LEVENT GÖK (Ankara) - Devam et, devam, devam...

HİŞYAR ÖZSOY (Bingöl) - Bu kadar yani! Maşallah, bir de gülüyor ya! Şu kameralar da bir çekse nasıl güldüklerini de görseler keşke. Ya, ayıptır.

CEYHUN İRGİL (Devamla) - Evet, arkadaşlar, siz her şeye "Polis ve savcı işbaşında." diyorsunuz. Biz o sizin polis ile savcılarınızı da gördük.

HİŞYAR ÖZSOY (Bingöl) - Gördük, gördük.

CEYHUN İRGİL (Devamla) - Zamanında hepsine "Canlarım, ciğerlerim" dediniz, arabalar verdiniz. Şimdi nerelerde? Biz o savcıların bugün gelecekte de öyle olmayacağını nereden bileceğiz? Tamam mı, bu da size kapak olsun.

Arkadaşlar, peki ne oldu?

NURETTİN YAŞAR (Malatya) - Polis teşkilatını iptal edelim.

CEYHUN İRGİL (Devamla) - Arkadaşım, biz şunu söylüyoruz: Mecliste tek işin gelip burada laf atmak olmasın, el kaldırmak olmasın. Neye "hayır" dediğini, neye "evet dediğini bile bilmiyorsun. (CHP sıralarından alkışlar) Burada senin daha hangi önergeye karşı çıktığından bile haberin yok, el kaldırıyorsun. Adam "İnsanlar ölmüş, toprağa gömülemiyor." diyor, vicdandan bahsediyorsun. Bırak kardeşim ya!

Arkadaşlar, vicdan meselesi bu, ölüden bahsediyoruz.

NURETTİN YAŞAR (Malatya) - Biraz önce konuşuyordun, biraz önce laf atıyordun. Biraz önce laf atıyordun.

CEYHUN İRGİL (Devamla) - Sen de at işte, atmaya devam et.

NURETTİN YAŞAR (Malatya) - O zaman başka hiçbir şey söyleme bak.

CEYHUN İRGİL (Devamla) - Arkadaşlar, 5 Haziranda -biraz önce konuşmacılar belirtti- Diyarbakır'da, Suruç'ta, Ankara'da bir sürü katliam oldu, ne tesadüf ki -biz polisin, savcının araştırmasından vazgeçtik- siz bunlara yayın yasağı getirdiniz, dosyalarına gizlilik kararı koydunuz. Bunun gerekçesi ne?

Arkadaşlar, Meclisteki bütün araştırma önergelerini reddettiniz. Hatırlayınız, bizzat sizin Başbakanınız IŞİD için "Öfkeli gençler." dedi. Ardından Başbakan "IŞİD'in canlı bombaları eyleme geçmeden tutuklanamaz." diye ifade etti. Fakat dün ilginç bir şey oldu, iki saati geçmeden canlı bombanın Suriyeli olduğunu, ne olduğunu, kaç yaşında olduğunu... Paramparça olmuş yani bu bir lego mu ki hemen birleştirdiniz de kimliğini iki saatte tespit ettiniz. Ankara'daki ölülerin ve bombacıların kaç kişi olduğunu bir haftada tespit edememiştiniz.

Arkadaşlar, biz 29 Temmuzda -25'inci Dönemde seçilen arkadaşlarımız hatırlarlar- burada CHP Grubu olarak olağanüstü bir toplantıda terörü araştıralım dedik ve Grup Başkan Vekilimiz Sayın Levent Gök o zaman tarihsel bir konuşma yaptı. Tutanaklara bakabilirsiniz. Bu konuşmalar defalarca...

CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) - Tarihsel mi?

CEYHUN İRGİL (Devamla) - Evet, tarihsel, anlayana tarihsel, eğer anlamazsan davul zurna... Anlarsın sen devamını.

Arkadaşlar, siz ne yaptınız? MHP'nin oylarıyla birlikte AKP'li milletvekilleri bu araştırmayı reddettiniz daha o zaman.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Evet reddettik.

CEYHUN İRGİL (Devamla) - Reddettiniz.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Gene reddederiz.

CEYHUN İRGİL (Devamla) - Arkadaşlar, Meclis bunu araştırmayacak neyi araştıracak?

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Kandil'de neler oluyor, gidin, onu da araştırın. Kandil'e gidin, bakın, neler oluyor.

CEYHUN İRGİL (Devamla) - Arkadaşlar, daha sonra Suruç'a partimiz bir heyet gönderdi. Bu heyet çok ciddi bir rapor hazırladı. Bu raporda bütün katillerin fotoğraflarını koydu, gösterdi size ve siz bunu da reddettiniz. Orada bombayı patlatan Abdurrahman Alagöz'dü Suruç'ta. Biz dedik ki: Bunun bir kardeşi var, kayıp. Bangır bangır söyledi CHP Grubu, bütün konuşmacılar. Bir eylem planlıyor dedik, siz hiçbir şey demediniz, sustunuz, bunu ciddiye almadınız. Peki, ne oldu? Sadece üç ay sonra, 10 Ekimde, Ankara'da bu arkadaş geldi ve bombayı patlattı, 103 vatandaşımızı öldürdü, yüzlerce kişi yaralandı, kolsuz bacaksız kaldı. O ruhsal travmalardan söz etmiyorum bile. Peki, faili kimdi? Bizim adını andığımız, defalarca söylediğimiz Yunus Emre, üç ay önceki Suruç failinin kardeşi.

Arkadaşlar, sizler vatansever olduğunuzu düşünüyorsunuz, bizler vatansever değil miyiz? Biz de aynı şekilde bu vatanın ve insanların iyiliğini diliyoruz. O yüzden zaman zaman muhalefete hiç olmazsa kulak verin çünkü belki ülke için bir faydası olur.

Oradan laf atmanıza gerek yok, işte, "Siz terör örgütü..." diye. Biz her zaman söylüyoruz; biz her türlü terörün, terör örgütünün karşısındayız, lanetliyoruz. Bunun adı ne olursa olsun, eli silah tutan ve şiddet uygulayan kim olursa olsun bizden değildir arkadaşlar, boşuna yamamaya çalışmayın.

Değerli arkadaşlar, biraz önce AK PARTİ'li arkadaşımız Orta Doğu coğrafyasını anlattı, Orta Doğu'nun burası olmadığını söyledi. O da ilginç bir şey, Orta Doğu'nun neresi olduğunu da bir ara kendisine soracağım. Siz bu coğrafyada ve ülkemizin içler acısı hâlinde bu terör için zemin yaratılmasında çok büyük katkılar koydunuz. Bunu sadece biz değil tüm dünya basını ve araştırmacılar söylüyor. Şu an ortama baktığımızda sokağa çıkma yasakları var, evlerde elektrik yok -biraz önce laf atan o konuşmacıya özellikle söylüyorum- su yok, yiyecek yok, yakacak yok. "Nereden biliyorsun?" diyorsun. Oradaydım, gittim diyorum, gözümle gördüm diyorum. İlaç yok, bebeklerin maması yok, sütü yok; aralıksız devam eden yasaklar, sefalet, yokluk ve şiddet var, ölen bebekler var.

NURETTİN YAŞAR (Malatya) - Perspektif sorunun var, bakış açın dar.

CEYHUN İRGİL (Devamla) - Benim bakış açıma ne gerek var? Ben gittim, gözümle gördüm, sen buradan, koltuktan ahkâm kesiyorsun. (CHP sıralarından alkışlar)

Arkadaşlar, sebebi ne olursa olsun, bizim görevimiz...

ZEHRA TAŞKESENLİOĞLU (Erzurum) - Sebepler ihmal edilmeden sorunun çözülmesini bekleyemezsiniz. Sebebi ne?

CEYHUN İRGİL (Devamla) - Bak, insan ölmüş... Siz bir annesiniz, laf atan Hanımefendi, siz bir annesiniz muhtemelen, değilseniz bile kardeşiniz var. Bunun adı önemli değil, terör örgütü, odur budur, kimse kim; ölmüş, orada duruyor, 70 yaşında bir kadın, 3 yaşında bir çocuk.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

CEYHUN İRGİL (Devamla) - Ben oradayım, bizzat dolaba konmuş cenazenin... Aileyi ziyaret ediyorum, taziye çadırındayım, Başbakan açıklama yapıyor "Sivil ölümü yok." diye. Yapmayın arkadaşlar!

Sürem doldu mu Sayın Başkan?

BAŞKAN - Doldu.

Teşekkür ederim Sayın İrgil.

CEYHUN İRGİL (Devamla) - Peki.

Size ne desek... Zaten birazdan ellerinizi göreceğiz. (CHP sıralarından alkışlar)