GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:27
Tarih:13.01.2016

EROL KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Milliyetçi Hareket Partisinin araştırma önergesinin aleyhinde söz almış bulunuyorum.

Sayın konuşmacımızı da az önce dikkatle dinledim ve önergeye de baktığımızda şunları görmemiz mümkün: MHP araştırma önergesinde Türkiye ve dünyadaki tecrübelerin dikkate alınmadığını, mahallî idarelerin görev, yetki ve sorumluluklarıyla ilgili sorun olduğunu, yerinden yönetim birikiminin bir yana bırakıldığını, idarenin kuruluş ve görevlerinin bir bütün olması durumunun sona erdirildiğini, büyükşehir belediyesi sınırlarının mülki sınırlara taşındığını, dolayısıyla bunun çok ciddi bir sorun olduğunu, 2 binin altındaki beldelerin kapatılmasının sorun oluşturduğunu ve son olarak da mahallî idarelerin kamu kaynaklarının bazen toplumsal huzuru bozan başka amaçlar için kullanıldığını iddia etmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle Türkiye'deki belediyecilik tarihiyle ilgili birkaç veriyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Ülkemizdeki yerel yönetimler tecrübesi 1858 yılında başlamış, cumhuriyetle beraber 1930 yılında 1580 sayılı Kanun'la disiplinli bir yerel yönetimler süreci devam etmiştir. 1984 yılında 3030 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu kurulmuş ve Türkiye'de yeni bir yönetim modeliyle ilgili süreç de başlamıştır. Bu süreç, 2004 yılında AK PARTİ döneminde gerek Belediye Kanunu gerekse Büyükşehir Belediyesi Kanunu, İl Özel İdareleri Kanunu, belediyelerin gelirlerine pay aktarılmasıyla ilgili kanun gibi, mahallî idarelerin bütün kanunlarıyla ilgili düzenleme yapılarak yeni bir reformla yeni bir döneme evrilmiştir. Kısaca özetlersek, belediyecilik tecrübemizle ilgili Osmanlı'dan alırsak yüz elli yıl, cumhuriyetten alırsak seksen beş yıllık tarihî bir süreci konuşmaktayız.

Bu tarihî sürece dikkatle baktığımızda neleri görürüz? Geçmişte "Bize oy verin, eğer bize oy verirseniz sizi ilçe yapacağız, sizi belde yapacağız, sizi il yapacağız." sözlerini ve pankartlarını hepimiz hatırlarız ve bu talihsiz dönemde "İl yapacağız." sloganlarıyla belediyelerimiz 300'den başlamış, 1.000'lere, 2.000'lere, 3.000'lere, son olarak da 3.225 belediyeye kadar çıkmıştır. Bu tablonun Türk belediyeciliğinin iflasını getirdiğinin özellikle altını çizmek istiyorum ve bu iflası hep birlikte mali olarak baktığımızda görmemiz mümkündür.

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Fransa'da 36.500 belediye var Başkan.

KAMİL AYDIN (Erzurum) - "Ordu'yu büyükşehir yapacağız." diyen sizdiniz, nüfus taşıyarak.

EROL KAYA (Devamla) - Sabırlı ol, sabırlı ol. Sayın valin az evvel diyor ki: "30 büyükşehir belediyesinin mülki sınırlara oturması nereden çıktı, kim karar verdi, anlamadık." Sayın valimiz acaba Kocaeli ve büyükşehrin mülki sınırlara oturmasının üstünden kaç yıl geçtiğini niye bilmiyor, ben hayret ettim şahsen. Sabırlı olalım inşallah.

Şimdi, değerli arkadaşlar, AK PARTİ döneminde, bu iflas etmiş belde belediyelerimizi, özellikle personel maaşını ödeyemeyen, sadece belediye başkanı ve personelin maaşını ödeyen bir yapıyı Türkiye'nin tasfiye etmesi gerekirdi ve bu yeni bulunmuş, icat edilmiş bir şey değildi. Dünyadaki tecrübelere baktığımızda, Danimarka'da belediyelerin merkezî yönetime başvurarak "Bizi birleştiriniz, daha güçlü hâle gelmek istiyoruz." dediğini görürüz ve Avrupa'daki belediyelerin de aynı şekilde, bu şekilde birleştirilerek, belediye sayılarını azaltarak güçlü belediyeler inşa edilme mücadelesinin yapıldığına hep birlikte şahidiz. 3.225 belediye bugün 1.390'lar seviyesine çekilmiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; MHP önergesini samimi bulduğumu öncelikle ifade etmek istiyorum ancak çözüm önerileriyle ilgili bazı şeyleri biraz sizinle paylaşmak istiyorum.

2014 yılında büyükşehir belediyelerinin kurulmasıyla ilgili birlikte yaşanan tecrübelere baktığımızda, iki temel sorunla yüz yüze geldiğimizi ifade edeyim, daha yeni bir süreç. Birincisi; büyükşehir belediyelerimize kaynak aktarılmasıyla ilgili düzenleme yapıldığını görüyoruz ve özellikle merkezî yönetimin büyükşehir belediyelerimize ve ilçe belediyelerimize kaynak aktarımıyla ilgili ciddi düzenlemeler yaptığını.

"Sorun nedir?" diye bakarsak şunu görürüz: Siz, 1.500 belediyeyi kapattınız ve bu belediyelerin görev ve yetkilerini büyükşehir belediyelerinin devralmaları gerekiyordu yani suyla ilgili, katı atıkla ilgili, atık suyla ilgili temel hizmetlerin devralınmasıyla ilgili süreçte sorun yaşandığını ya da sağlıklı ya da süratle işletilmediğini ifade edebiliriz.

İkincisi ise; merkezden aktarılan kaynakların bazı belediyelerde kullanılmadığı ya da kullandırılmadığını görmekteyiz. Peki, belediyelerimiz kaynak açısından daraldılar mı? İki veriyi paylaşmak istiyorum: 2013 yılında mahallî idarelerin gerçekleşen toplam bütçesi 81 milyar, 2014 yılında ise bu gelirin 86 milyar olduğunu görmekteyiz yani yerel yönetimlerimizin 2013 yılı ile 2014 yılı mukayeselerini yaparsak yaklaşık 5 milyar liralık ilave kaynağın olduğunu görmekteyiz.

Değerli milletvekilleri, şimdi birkaç hususun altını çizmek istiyorum: Sorunlardan bir tanesi -Türk belediyecilik tarihinde görülmeyen bir tablo bu- Sayın Başbakanımız geçmiş günlerde bir kısım belediyelerle ilgili önemli bir sorunu gündeme getirdi "Belediyelerimizin mali problemi var mı, nedir?" diye. Bu tablo, Türk siyasi tarihinin ve Türk belediyecilik tarihinin önemli bir tablosudur. Ben bu belediyeleri isimleriyle zikretmek istiyorum. Diyarbakır, Van, Mardin, Siirt, Batman, Şırnak Belediyelerimizin 2014 yılı gelirleri 1 milyar 120 milyon 357 bin lira, 2014 yılı giderleri ise 750 milyon 634 bin lira. Yani, bu 6 belediyenin, 360 milyon 722 bin liralık paraları kasasında tuttuğu ama hizmet yapmadığı ya da eksik yaptığı görülmektedir. Mardin, harcamadığı 74 milyon liralık hizmetle yaptığı yatırımın 17 katı daha fazla yatırım yapabilirdi. Diyarbakır Belediyesinin de harcamadığı 77 milyon liralık kaynakla mevcut yatırımlarının 2 katını yapması mümkündü. Van Belediyesi harcamadığı 155 milyon lirayla yaptığı yatırımların 9 katını yapabilirdi. Şırnak Belediyesine baktığımızda ise çok daha ilginç bir tablo var. Türkiye'deki il belediyelerinin ortalama yatırımları yüzde 54'tür, bu, Şırnak'ta yüzde 1,7; oysa kasasında tuttuğu para 5 milyon lira yani yatırıma harcadığının 13 katı daha hizmet yapabilirdi. Bölgede, geçmişte Hükûmet yollar, şantiyeler yaparken, şimdi ise kaynağın yüzde 90'ından fazlası merkezden gitmesine rağmen hizmet üretilmeyen bir belediyecilik anlayışını kabul etmek mümkün değildir.

Şimdi, değerli milletvekilleri, geçen, daha doğrusu bugün bir siyasetçi şöyle bir açıklama yaptı: "Efendim, Mardin Belediyemizin 2014 yılındaki personel harcaması yüzde 62 değil, yüzde 30,5'tur." Ben şimdi sizinle bir şey paylaşmak istiyorum. Eski bir belediye başkanıyım, ben on beş yıl belediye başkanlığı yaptım, tüm sivil toplum örgütlerimizden, milletvekillerimizden, akademisyenlerimizden, Meclis üyelerimizden ve belediye başkanından ricam şudur: Hangi belediyenin İnternet sitesine girerseniz giriniz, o belediyenin bütçesini görürsünüz, kesin hesabını görürsünüz, faaliyet raporunu görürsünüz, stratejik planını da görürsünüz, görmek zorundasınız. Ben girdim...

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Yan şirketleri nasıl göreceğiz?

EROL KAYA (Devamla) - Efendim, lütfen, belediyeleri bir halledelim, ötekilerini de, inşallah onları da konuşuruz.

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Belediyeler şirket kuruyor, yan şirketleri.

EROL KAYA (Devamla) - Şimdi, bakınız, Mardin Belediyesinin 15/5/2015 tarihli 91 sayılı Karar'ını İnternet'ten aldım, çok uğraşmaya falan gerek yok yani. Bu kararla ilgili bilgileri sizinle paylaşmak istiyorum. Ha, şunu söyleyeyim size: 2015 bütçelerini niye konuşmuyorsunuz derseniz, faaliyet raporları Belediye Kanunu'na göre nisan ayında, bu bütçelerle ilgili rakamlar ise mayıs ayında gelecek. Yani, Türkiye'deki 1.400'e yakın belediyemizin 2015 bütçelerini biz ancak ve ancak Nisan ve Mayıs 2016'da göreceğiz. Dolayısıyla ancak 2014 verileriyle konuşabiliriz. Bu kararda, resmî kararda şunlar yazıyor: Gelirleri 137 milyon 290 bin 556 lira 92 kuruş, giderleri 63 milyon 61 bin 275 lira 87 kuruş. Bu belgede diyor ki: Belediyelerin yüzde 96 gelirleri merkezden gitmiş -yüzde 96,7'si- 74 milyon lirasını harcamamış. Personel harcaması 39 milyon 446 bin 9 lira yani bütçesinin yüzde 62,6'sı. Türkiye'deki büyükşehir belediye ortalaması ise yüzde 11,7. Arkadaşlar, bu kabul edilecek bir şey değil.

Değerli arkadaşlar, bir tarafta vatandaş hizmet bekleyecek, bir tarafta ise kasanızda para tutacaksınız. Bunu izah etmek...

ALİCAN ÖNLÜ (Tunceli) - Bu belgeyi Başbakana bir yollayın. Sayın Hatip, Başbakanınız diyor ki...

EROL KAYA (Devamla) - Lütfen rahat olun, girin İnternet'e görürsünüz.

ALİCAN ÖNLÜ (Tunceli) - Başbakanınız da diyor ki "Bu para örgüte gidiyor." Sen diyorsun "Kasada.", sen "Kasada." diyorsun, Genel Başkanın "Örgüte gitti." diyor. Paranın nerede olduğunu bir söyle.

EROL KAYA (Devamla) - Nusaybin, Artuklu, Mazıdağı, Derik, Ömerli sizden ve belediyelerden hizmet bekliyor. Eğer bu belediyelerimiz hizmet üretemezlerse buraları terk etsinler, bıraksınlar, yapmasınlar bu işi.

ALİCAN ÖNLÜ (Tunceli) - Başbakanına yolla, saraya yolla; şu belgeyi bir yolla, paranın nerede olduğunu söylesin.

EROL KAYA (Devamla) - Değerli milletvekilleri, sözlerimi toparlamak istiyorum. Belediyelerimizin aksamalarına sebebiyet veren hususlar AK PARTİ'nin 2015 seçim beyannamesinde vardır ve seçim beyannameleriyle ilgili takvimlerimiz zaten açıklandı ve bunlarla ilgili gerek büyükşehir ilçe belediyesinin mali kaynaklarının düzenlenmesi gerek görev, yetki ve sorumluluklarının aksayan bölümlerinin yeniden düzenlemesiyle ilgili kanun çalışması da inşallah süratli bir şekilde Meclise gelecektir. Bundan dolayı, MHP önergesinin, iyi niyetle hazırlanmış olan önergenin aleyhinde olduğumuzu ifade ediyor, heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)