GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AK PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:26
Tarih:12.01.2016

MEHMET AKİF YILMAZ (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ grup önerisi adına lehte söz almış bulunuyorum.

Önerimiz, Meclisimizin daha hızlı ve verimli çalışması adına bu hafta ve önümüzdeki hafta Meclis gündemimizde yer alacak kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülme sıralarını ve usulünü içermektedir. Bu vesileyle değerli milletvekillerimizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, doğu ve güneydoğu illerimizde devam eden alçak PKK terör örgütünün menfur saldırıları karşısında milletimizin muhafazası, ülkemizin huzur ve güvenliği için Allah yolunda canlarını feda eden aziz şehitlerimizi, askerlerimizi, polislerimizi ve bu çatışma ortamında yaşamlarını yitiren sivil vatandaşlarımızı rahmetle anıyorum, ruhları şad, mekânları cennet olsun.

Bugün İstanbul Sultanahmet Meydanı'nda meydana gelen hain ve kalleş terör saldırısını telin ediyor, ölenlere rahmet, yakınlarına, milletimize sabır ve başsağlığı, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum.

Yine, bugün bir grup CHP milletvekili tarafından, milletimizin medarıiftiharı bir kurumu hâline gelen, gerek yayın çeşitliliği ve gerekse yayın politikası sebebiyle, kalitesi sebebiyle özel yayın kanallarını dahi geride bırakan TRT kurumumuza yönelik olarak âdeta bir baskın mahiyetinde Genel Müdürümüzün kapıları tekmelenerek yapılan itibarsızlaştırma baskınını da esefle kınıyorum.

Değerli milletvekilleri, millet olarak zor günlerden geçiyoruz. Terör örgütlerinin hedefleri bellidir. Adı her ne olursa olsun -ister PKK, ister DAEŞ, ister YPG, ister DHKP-C- ülkemizde ve Orta Doğu'da küresel güçlerin stratejik çıkarları doğrultusunda üretilen, yaşatılan ve desteklenen; silahı ve kan akıtmayı, masumların canına kıymayı bir hak arama metodu olarak benimsemiş olan tüm terör örgütlerini ve eylemlerini ayrım gözetmeksizin ortak ve net bir dille ve tavırla kınamak, lanetlemek, bu Meclis çatısı altında millet adına mesuliyet üstlenmiş her bir milletvekilinin ve her parti grubunun ortak sorumluluğundadır. Âdeta bir yangın yerine çevrilen bölgemizde bir ve beraber olarak varlığımızın devamı için terörün her çeşidine karşı durarak bu ortak dili hep birlikte benimsemek zorundayız. Teröre, teröristin çukuruna sahip çıkan; teröristi kutsallaştıran; mayın tuzaklarını, yol keserek eşkıyalık yapmayı meşru gören; hepsinden önemlisi de terörü sözde direniş hakkı kabul ederek bir hak arama vasıtası olarak meşruiyet kazandıran dil siyasetin dili değil, olsa olsa siyaseti terörize etme çabasında olan bir zihniyetin dilidir. Bu ayrıştırıcı ve teröre sahip çıkan kışkırtıcı dili ısrarla kullananlar milletimizin önünde tarihî bir vebalin altındadırlar ve er ya da geç tarih ve millet önünde ortak oldukları şiddet ve kanın hesabını vereceklerdir.

Değerli milletvekilleri, bin yıldır bu coğrafyada kardeşçe yaşamış; akrabalık, komşuluk, dostluk bağlarıyla âdeta et ve tırnak gibi iç içe geçmiş olan milletimizi terörün sopasını göstererek, "özerklik" söylemleriyle ayrıştırma çabaları topyekûn milletimizin vicdanını derinden yaralamaktadır. Et ile tırnağı ayrıştırma çabası milletimize acı vermektedir. Milletimizin umudu barıştan yanadır, birlikten yanadır. En son 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde de bu umudunu sandığa yansıtarak "Aman PKK terörü hortlamasın!" endişesiyle bazı partilere emanet oy bile vermiştir. Maalesef, seçim sonrasında yaşadığımız süreç, başta Kürt kardeşlerimiz olmak üzere milletimizin vermiş olduğu bu mesajın siyaset kurumu tarafından anlaşılmadığını gösteriyor. Milletimizden "barış" diyerek, "kardeşlik" diyerek, "Türkiye partisiyiz." diyerek oy isteyenler milletimizin barış iradesine âdeta ihanet eden bir tavırla Kürt kardeşlerimizin ve bütün ülkemizin geleceğini karartacak bir projenin, "demokratik hak" diyerek allanıp pullanan, terörle beslenen, sözde özerklik ama aslında bir ayrıştırma projesinin figüranı olmaktan çekinmiyorlar. İşi daha da vahim boyutlara taşıyarak, Çeçenistan, Gürcistan, Ukrayna ve Kırım'da halkların egemenliklerine müdahale eden, Suriye'yi bir savaş üssüne çevirerek, Türkmen ve Arap köylerini bombalayarak sivil katliamları yapan Rusya'yla flört ederek kirli bir pazarlığa girmekten de çekinmiyorlar. Buradan bu beyhude çabanın aleti olanlara seslenmek istiyorum: Milletimizin talebi olmayan, toplumda karşılığı bulunmayan, ayrıştırma anlamına gelen özerklik hayalleri kuranların son yüz yılda Orta Doğu'da nasıl kanlı kabuslarla hayallerinden uyandığını hatırlayın; gelin, bu ayrılıkçı, kardeşi kardeşe düşman eden yaklaşımlarınızdan vazgeçin. Biz Kürtler, Türkler, et ve tırnak gibiyiz, komşuyuz, kardeşiz, bir bedenin azaları gibiyiz. Aynı acıları yaşıyor, aynı sevinçleri paylaşıyor, aynı geleceğe birlikte yürüyoruz. Çanakkale ruhuyla birlikte yol aldığımız bu vatan gemisini delmek çabasından lütfen vazgeçin. Bediüzzaman Saidi Kürdi'nin kendisini isyana çağıran bir grup Kürt'e vermiş olduğu şu tarihî cevaba lütfen kulak veriniz: "Türk milleti asırlardan beri İslamiyet'in bayraktarlığını yapmıştır. Çok veliler yetiştirmiş ve çok şehitler vermiştir. Böyle bir milletin torunlarına kılıç çekilmez. Biz Müslümanız, onlarla kardeşiz, kardeşi kardeşle çarpıştıramayız, bu şeran caiz değildir. Kılıç harici düşmana karşı çekilir, dâhilde kılıç kullanılmaz. Bu zamanda yegâne kurtuluş çaremiz Kur'an ve iman hakikatleriyle tenvir ve irşat etmektir; en büyük düşmanımız olan cehaleti izale etmektir. Teşebbüsünüzden vazgeçiniz, zira akim kalır, birkaç cani yüzünden binlerce masum kadın, erkek, çocuk telef olabilir."

Değerli milletvekilleri, sizlerle bir mektubu paylaşmak istiyorum. PKK'nın terör saldırıları karşısında hayatları zindana dönen, bu seçimlerde HDP'ye o vermiş bir kardeşimizin basına da yansıyan şu mektubunu, serzenişini ve feryadını hem sizlerle hem buradan milletimle paylaşmak istiyorum. Şöyle diyor kardeşimiz: "Ben ve benim gibi düşünenler HDP'ye niçin oy verdik? Barış olsun, kardeşlik gelsin, kan akmasın diye değil mi? Peki, bize söyler misiniz Allah aşkına, barış ve kardeşlik bu çukurlarla mı gelecek? Ben esnafım. Sur garip gurebanın yaşadığı bir yer, adamın ekmek alacak parası yok. Allah aşkına bu insanlar o çukurların altındaki toprağı mı yiyecek? Biz HDP'ye güvendik, inandık, 'Barışa katkı sağlayacak.' dedik. Neden bizi çukurlara gömüyorsunuz? Bizim de çoluk çocuğumuz var. Dükkânımız aylardır siftah yapmıyor. İnsanlar aç, açıkta, perişan. Çukurlar karnımızı doyurmuyor. Bize iş lazım, aş lazım, ekmek lazım, barış lazım, kardeşlik lazım." Umarız siyaset milletin bu serzenişine ve feryadına kulak verir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET AKİF YILMAZ (Devamla) - Olması gerektiği yerde durur. Çukurun değil, milletin yanında yer alır ve PKK'ya net bir tavır koyarak barışın tesisinde rol üstlenir. Milletimizin beklentisi budur.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)