| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 25 |
| Tarih: | 07.01.2016 |
MURAT ALPARSLAN (Ankara) - Sayın Başkan, çok değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum. HDP'nin görüşülmekte olan grup önerisi aleyhine partim adına söz almış bulunmaktayım.
Değerli arkadaşlar, bu ülke, bu millet, bu devlet şanlı bir tarihe, köklü bir medeniyete, zengin bir kültüre sahip kadim bir devlet geleneğinden gelmektedir; maalesef, bugüne kadar çok ağır bedeller, acı tecrübeler yaşamıştır, bedeller ödemiştir tarihinde. Biz hep, kurulduğu günden itibaren "Hâkimiyet, bilakayduşart milletindir." ilkesi mucibince Meclisimizi, devletimizi, çalışmayı arzu ettik ve onun gayreti içerisinde olduk. Ama maalesef, zaman zaman millet iradesi üzerinde egemenlik kurmaya çalışanların, milletin iradesine ipotek koyanların, ayağına pranga bağlayanların olduğunu da üzülerek gördük.
İşte AK PARTİ, adına ister vesayet denilsin ister çete denilsin ister kirli tezgâh ve tertip denilsin, millet iradesi ve egemenliği üzerinde oluşturulmaya çalışılan her türlü, bu tür tahakküm altına almaya çalışma gayretlerine karşı dik bir duruş ortaya koymuştur. Daha önceden var olan, milletin devleti için var olduğu gerçeğini bir tarafa bırakarak "Devlet, millet içindir." düsturuyla siyaset üretmiş, "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." diyerek her türlü işinde, eyleminde insanı, bireyi esas almıştır. Meseleleri tartışırken, değerlendirirken olgusal yaklaşmak, meselelere objektif bakmak böyle kolaycı ve toptancı bir yaklaşımdan öte, tamamen bilgi üzerinden değerlendirmeler yapmak daha iyi tahliline ve anlaşılmasına da sebep olacaktır.
Maalesef, Türk siyaset tarihinin en büyük zaman kesimlerinden birini derin devlet tutsak almıştır. Derin devlet belki devletin ta kendisi değildir ancak o devletin veya devletin herhangi bir kurumunun içerisinde kümelenmiş gayrimeşru, hukuk dışı, illegal yapılanmaların hukuk dışındaki, yetkilerini aşmak suretiyle ortaya çıkardıkları ve oluşturdukları çetelerdir, illegal yapılanmalardır.
AK PARTİ, işte yakın tarihimizde belki ülkemizin en büyük sorunlarından biri olan bu derin devlet yapılanmasının ana damarlarından vesayet kurumuna ciddi bir karşı duruş ortaya koymuş ve derin devletle büyük bir mücadele başlatmıştır. Bu kapsamda yasal düzenlemeler yapılmış, pek çok alanda anayasal, yasal, uluslararası mevzuat da taranmak suretiyle uluslararası örgütler ve standartlar da dikkate alınarak pek çok değişiklik yapılmıştır.
Yine, AK PARTİ döneminde, darbeleri araştırma komisyonu kurulmak suretiyle bu derin devlet yapılanmaları üzerinden millet iradesi üzerine tasallut olan güçlerle bir mücadele süreci başlatılmıştır.
Bilgi Edinme Yasası çıkarılmak suretiyle daha şeffaf, daha anlaşılabilir bir devlet yapılanması öngörülmüştür.
İnsan Hakları Kurumu oluşturulmuştur.
Ve yine, işkenceye sıfır tolerans bir şekilde getirilmek suretiyle işkenceyle mücadele yapmak, işkenceye bir şekilde karışmış kamu görevlilerinin yargılanmasını sağlamak için zaman aşımı da kaldırılmak suretiyle büyük bir reform ortaya konulmuştur. Tabii bunlar yapılırken devletin özgürlükçü anlamda hem kurumsal hem de bireysel bir rahatlatma ortamı sunma gayretleriyle beraber, güvenlik tedbirlerinin de bir dengede yürütüldüğünü çok net bir şekilde görüyoruz.
Maalesef, derin devlet, PKK üzerinden sivil siyaset alanını daraltma gayreti içerisindedir. AK PARTİ'yle ilk defa başlatılan bu mücadelelerle bu tür oluşumlarla da ciddi bir mücadele yapılmaktadır. İşte bunları konuşurken hamasetten uzak, slogandan uzak, belki retorik yapmadan meseleleri tahlil etmek ve bu bağlamda yaklaşmak, belki anlamamıza ve çözümleri oluşturmamıza da daha ciddi bir katkı sunacaktır.
Değerli arkadaşlar, tabii ki bu millet, bu ülke, bu devlet geçmişte pek çok kirli tuzakların karanlık dehlizlerinden geçmiş, pek çok olayla milletin iradesi ipotek altına alınmaya çalışılmış, milletin bir şekilde menfaati değil, daha farklı karanlık ve şer odakların bir şekilde istekleri ve arzuları üzerinden bir devlet nizamı oluşturulmaya çalışıldığı dönemler olmuştur. Ancak AK PARTİ'yle beraber, başta vesayet kurumları olmak üzere, vesayet kurumlarını da kullanan illegal yapılanmalar ve terör örgütleriyle büyük bir mücadele yapılarak başarılı adımlar atılmış ve atılmaya da devam edilmektedir.
Derin devlet yapılanmasının en büyük ilacı, hiç tereddütsüz, katılımcı, güçlü, çoğulcu bir demokrasidir. Bizler demokrasimizi ne kadar güçlendirirsek, demokrasimizin standartlarını ne kadar uluslararası standartlara getirirsek bu tür karanlık güçlerle ve illegal yapılanmalarla mücadelemiz de o derece başarılı olacak ve millet, iradesine, egemenliğine daha hâkim bir şekilde, geleceğini çok daha rahat inşa edecektir. İşte bunun için de değerli dostlar, her türlü tavrımızda, her türlü iş ve eylemlerimizde millî olmak, millî bir duruş sergilemek son derece önemlidir çünkü millet iradesine oynanan oyunları bozabilmek için de millî ve yerli bir duruş ortaya koymak suretiyle milletin diliyle konuşabilmeyi, milletin gözüyle meselelere bakabilmeyi, milletin gönlüne dokunabilmeyi ve milletin hassasiyetlerini öne alabilmeyi başarabilmek durumundayız.
O sebeple, değerli dostlar, biz, milletin iradesi üzerine oynanan oyunları bozmak ve o kirli senaryoları boşa çıkarmak için de her zaman milletin hizmetkârı olmayı, milletin güçlenebilmesi, demokrasimizin çıtasının ve standartlarının daha da yukarı taşınabilmesi için ciddi bir gayret ortaya koyuyoruz. Belki, devlet içerisindeki ve devlet kurumları içerisindeki bu yapılanmaların uluslararası birtakım taşeronlarla birlikte iş birliği yaparak özellikle PKK ve paralel yapıyı da bir maşa olarak kullanmak suretiyle bir vesayet oluşturmak, bir nümayiş çıkarmak, halkı kin ve nefret üzerinden kamplara bölmek, kaos çıkarmak, birtakım sıkıntılar oluşturmak suretiyle bizim bin yılı aşkın sürede oluşan kardeşlik hukukumuzu bozma çalışmalarına topyekûn karşı durmak, her türlü siyasi angajmanlarımız, meselelere yaklaşımlarımızdaki her türlü farklı tavırlarımız ve tandanslarımız bir tarafa, çok daha bütüncül, barışçıl ve kardeşlik hukukunu öne çıkaran bir tavrı yerli ve millî olarak ortaya koymak durumundayız.
İşte bugün, Yasin Börü kardeşimizin duruşmasının da yapıldığı bir günü hep beraber yaşıyoruz. Bundan belki yıllar önce, 6-7 Ekim olaylarıyla başlayan ve ülkemizi yine bir karanlık buhrana çekmek gayretleriyle ortaya çıkan bu kaos planlarının da işte bu derin devlet yapılanması ve kendi içerisindeki derin devlet yapılanmasının da maşası ve oyuncağı olan PKK ve belki eş güdümlü bir şekilde paralel yapılanmanın da iş birliğiyle ortaya çıkardığı bu kaos sonrasında, başta Yasin Börü olmak üzere Hüseyin Dadak, Hasan Gökgöz, Riyad Güneş kardeşlerimiz de maalesef, şehit oldular, vefat ettiler. Başta bu isimler olmak üzere, tüm derin devlet yapılanmalarının ve terörün mağdurlarına da rahmet diliyorum. Hiç tereddütsüz, yapanın yanına kâr kalmayacak ve bu olaylara karışan herkes mutlaka, devletin hukuk ve adalet önüne çıkarması suretiyle karşılığını bulacak ve cezasını çekecektir.
Değerli dostlar, kıymetli arkadaşlar; bizler "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." lafzının altında çalışan bir Meclisin mensuplarıyız. İşte, bu düstur mucibince her birimiz her daim millet için siyaset üretmek, milletin hizmetkârı olmak, millet iradesi ve egemenliği üzerinde her türlü tasalluta ve tavassuta karşı durmak, bu anlamda da her daim millî olmak, yerli olmak, bir ve beraber olmak durumundayız. Bunu başardığımız takdirde, son derece güçlü ve büyük ülke olma yolundaki adımlarımızı daha somut atacak ve inşallah, çok daha iyi günlere hep beraber gideceğiz.
Ben hepinizi tekrar saygıyla selamlıyor ve HDP grup önerisi aleyhinde olduğumuzu ifade ederek saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)