| Konu: | Asya Altyapı Yatırım Bankası Kuruluş Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 24 |
| Tarih: | 06.01.2016 |
MHP GRUBU ADINA MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - Aziz Türk milleti, saygıdeğer vekilleri; Gazi Meclisi, yüce Meclisi sözlerimin başında saygıyla selamlıyorum.
Bugün aldığımız bir haberle yine yüreğimiz dağlandı, bitmek tükenmek bilmeyen acılarımıza bir yenisi daha eklendi. Şırnak'ta görev yapan Afyonkarahisar Bolvadinli hemşehrim Jandarma Uzman Çavuş Ramazan Emet, bugün sabah göreve gitmek üzere evinin önünde beklerken, her vesileyle bu şerefli kürsüden "bizim çocuklarımız", "gerilla", "özgürlük savaşçısı" olarak tanımlanan PKK'lı teröristlerin, kahpelerin kahpe kurşunlarıyla şehit düştü. Şehidimize yüce Allah'tan rahmet, kalanlarına, Afyonkarahisar'a ve aziz Türk milletine sabır ve başsağlığı diliyorum.
Türkiye'nin en uzun süreli sorunlarının başında gelen PKK terörü, AKP iktidarı zamanında kademeli olarak yeniden tanımlanmıştır. Gelinen noktada mesele PKK=Kürt sorunu şeklinde bir içeriğe kavuşturulmuş, bu ülkenin onurlu birer vatandaşı olan, yıllarca PKK'nın zulmüne maruz kalan Kürt kökenli kardeşlerimiz tam da PKK'nın ve onun siyasi uzantılarının istediği şekilde PKK'nın yanında durmaya zorlanmıştır. Oysa sorun hiçbir zaman Kürtler ile Türkler arasında olmamıştır. Böyle olmasına da ne Kürtler ne de Türkler razıdır ama şimdi bölgedeki insanlarımız ne yazık ki PKK terör örgütünün elinde âdeta esir durumdadır. Çünkü AKP Hükûmeti onların akıbetini PKK'ya teslim etmiştir.
Kürt açılımı olarak başlayıp çözüm sürecine evrilen politikanın terörü bitirmek gibi bir amacının bulunmadığı bugün gelinen noktada artık şüphe götürmez bir gerçeklik hâline gelmiştir. Sorun, PKK terör örgütünün bitirilmesi değil, Türkiye'nin millî ve üniter yapısının tasfiye edilmesidir. Zaten Kürtlere anayasal statü, ana dilde eğitim gibi haklar vereceğini söyleyip sonra da "Bölünmeyeceğiz, parçalanmayacağız." demek sadece gerçeğin üzerine perde çekerek halkın tepkisini önlemeye yönelik söylemlerdir.
PKK süreç boyunca çok şey kazanmış, meşruiyet kazanma yolunda önemli mesafe almıştır. PKK bu süreçte bölgedeki gücünü yeniden toplamış ve öyle bir noktaya gelmiştir ki kamu düzeni bölgede şu anda devletin değil, âdeta PKK'nın elindedir. PKK'lı olmayan hiç kimsenin bölgede seyahat özgürlüğü kalmamıştır. Devlet bırakın vatandaşını korumayı, kendi güvenlik güçlerini koruyamaz duruma düşürülmüştür. AKP 7 Haziranda kaybettiği iktidarı, halkımızı ekonomi ve terör belasıyla tehdit ederek istikrar söylemiyle 1 Kasımda tekrar kazanmıştır.
Bugün 6 Ocak; ekonomide istikrar yok, dış işlerinde istikrar yok, iç işlerinde istikrar yok. Peki, nerede bu istikrar? Üzülerek ifade ediyorum ki istikrar sadece terördedir, istikrar sadece artan şehit sayısındadır.
Hemşehrim Ramazan Emet Çanakkale Savaşı'nda şehit olmadı, Kurtuluş Savaşı'nda da şehit olmadı; AKP'nin 2009 yılından bu yana toplumun nabzına göre çeşitli isimlerle yürüttüğü ihanet süreci nedeniyle şehit oldu.
Ramazan Emet, iş birlikçi AKP politikaları nedeniyle şehit oldu.
Ramazan Emet, dış destekli ayrılıkçı terör örgütünce bölgedeki vatandaşlarımızın temsilcisi olarak görüldüğü için şehit oldu.
Ramazan Emet, AKP bölgeyi PKK'ya ne yazık ki bıraktığı için şehit oldu.
Ramazan Emet, AKP KCK unsurlarına hukukun gereğini uygulayan İçişleri Bakanını görevden aldığı için şehit oldu. AKP politikaları sayesinde Ramazan demediler, Kurban demediler, evindedir, ailesi yanındadır demediler, şehit ettiler. Bazıları ise onları seyretti, sizin burada vereceğiniz oylarla tükenecek bir terörü bitirmek yerine elini şehit tabutunun üzerine koyup siyasi nutuklar attı.
Meclisten Türkiye'nin ulusal güvenliğine yönelik tehditleri gidermek üzere tezkere çıkardınız, bu tezkereyle PKK'nın Suriye uzantısı PYD'ye Irak'tan peşmerge desteği sağladınız.
Türk milleti şehit verdi, siz "Kürt sorunu." dediniz.
Türk milleti şehit verdi, siz "Askerlik yan gelip yatma yeri değildir." dediniz.
Türk milleti şehit verdi, siz "400 vekil verseydiniz bu işler böyle olmazdı." dediniz.
Türk milleti şehit verdi, siz "Her türlü milliyetçiliği ayaklar altına alıyoruz." dediniz.
Türk milleti şehit verdi, siz "PKK bu süreci silah yığınağı yapmak için kullandı." dediniz.
Türk milleti şehit verdi, siz "Bu işin fıtratında var, senin kardeşin de asker olmasaydı." dediniz.
Türk milleti şehit verdi, siz "'Öcalan Kürtlerin lideridir, yeni Türkiye'nin mimarıdır, barış güvercinidir, barış için uğraşan adamdır, siyasi dehadır, sürece katkıda bulunuyor, öngörüleri harika." dediniz.
Türk milleti şehit verdi, siz teröristlerle el ele verip "megri megri" dediniz.
Türk milleti şehit verdi, siz Habur'da törenlerle terörist karşıladınız.
Türk milleti şehit verdi, siz Oslo'da terörle müzakere yaptınız.
Türk milleti şehit verdi, siz Dolmabahçe'de terörle mütareke yaptınız.
Türk milleti şehit verdi, siz "O dağlarda piknik yapılıyor." dediniz.
Peki, ne demediniz? "Ne yazık ki biz hata yaptık." demediniz, oy kaybederiz diye apaçık ihanetleri kabul etmediniz, bir türlü edemediniz. Buradan açıkça söylüyorum: Çözüm sürecine destek veren herkesin elinde şehit kanı vardır, Ramazan Emet'in kanı vardır. Çünkü Ramazan Emet, sizin terörle kirlettiğiniz ilçeleri temizlemek için orada görev yaparken şehit oldu.
"Temizlik" demişken, sorumsuzluğunuzun yol açtığı tahribat artık boyunuzu aşıyor. Bölgede şu an görev yapan bir komutanın ifadesini aynen aktarıyorum: "Cizre'yi bir yıldan önce temizleyemeyiz." Şu anda temizlemeye çalıştığınız o ilçeleri kim kirletti? Türkiye Cumhuriyeti'nin bugüne kadar hiç görülmemiş bir yığınakla karşı karşıya olduğunu bu millete ne zaman itiraf edeceksiniz? PKK ve HDP sözde öz yönetim açıklamaları yaparken "Öz yönetimi tanımıyoruz." diye yürüyüş yapan şerefli bölge insanını sahipsiz bıraktınız ne yazık ki. Siz keyfinize göre rektör atadınız, İzmir'de Fırat'ımızı şehit verdik. Siz keyfinize göre politika belirlediniz, Şırnak'ta Ramazan'ımızı şehit verdik. Bu bölücü kahpelere karşı operasyon yapma yetkisini askerden aldınız kendi atadığınız valilere verdiniz, işinize gelmeyince de valileri, emniyet müdürlerini suçladınız. Siz kirli paçalarınızı kurtarmak için başka paralel yapılarla mücadele ederken PKK güneydoğuda Türkiye Cumhuriyeti devletine paralel devlet yapısını kurdu. PKK güneydoğuda vergi toplarken neredeydiniz? PKK, güneydoğuda yol keserken, kimlik kontrolü yaparken neredeydiniz? PKK güneydoğuda sözde mahkemeler kurup vatandaşlarımızı yargılarken ne yapıyordunuz? Terör sizin sayenizde, sizin vasıtanızla ülkenin her noktasına sızdı; her ilimize, her kurumumuza, her üniversitemize girdi. 2002 yılında sıfır terörle teslim aldığınız ülkeyi her geçen yıl daha berbat hâle getirdiniz. Terörün mali kaynaklarıyla mücadele etmeyi bıraktınız. Bölgede terörle mücadele eden güvenlik güçlerimizi kışlalarına hapsettiniz. Terör sizin zamanınızda ülkenin her yerinde cirit attı. Teröristler görevini yapan askerlerimize güpegündüz yol ortasında küfür ve hakaret ediyor artık. Şehitlerimizin kanlarıyla kurulan Türkiye Cumhuriyeti sayenizde azılı bir terör örgütü ve bebek katili bir Allahsızdan ne yazık ki barış umar hâle geldi. Tüm bunlara rağmen 64'üncü Hükûmet Programı'nda çözüm sürecine kararlılıkla devam edeceğinizi söylediniz. Bu vebale ortak olmaktan hiç mi utanmıyorsunuz? Hiç mi vicdanınız sızlamıyor? Hadi terörist, hainliğinin gereğini yapıyor, siz bu koltuklara "vatan, millet, bayrak" diye oturup sonra bu hastalıklı emellere nasıl el kaldırıyorsunuz? Bu olanlardan insan olanın vicdanı sızlar, insan olmayanları da biz muhatap alıp söz söylemeyiz.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Üsluba biraz dikkat et.
İSMAİL OK (Balıkesir) - Dinle! Dinle!
MEHMET PARSAK (Devamla)- Türk milleti, AKP, PKK ve HDP'nin birlikte tezgâhladığı "Yeni Türkiye" isimli bir tiyatroda canlarımızın toprağa düşürülmesine, göz göre göre yiğitlerimizin şehit edilmesine kesinlikle müsaade etmeyecektir.
Bu düşüncelerle, Gazi Meclisi, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)