GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:24
Tarih:06.01.2016

BESİME KONCA (Siirt) - Konuşmama başlamadan önce, 7 Haziran seçiminden sonra Suruç'ta katledilen 10 kadın, Zergele'de katledilen 2 kadın, Ankara'da katledilen 28 kadın, aylardır abluka altında olan kürdistanda katledilen 37 kadın ve toplamda katledilen 77 kadını anarak başlamak istiyorum.

Yine, burada bu kürsüde bugün kaybolan çocuklar tartışıldı ama devlet güçlerinin, devlet terörünün katlettiği 64 çocuktan bahsedilmedi. Evet, kaybettiklerimizi arayarak bulabiliriz ama devletin katlettiği çocukları nasıl bulacağız? Onların hakkına, onların adaletine, devletin yaptığı bu vicdansızlıklara nasıl cevap olacağız? O çocukları da anarak başlamak istiyorum.

Evet, verdiğiniz önergeye aleyhte konuşmak için çıktım ama aleyhte konuşulacak çok şey yok fakat eleştirilecek şeyleri vardır. Romen kardeşlerimizin yaşam hakkını, özellikle özgürlüğünü talep etme, tarihini, kültürünü, kimliğini, geleneğini, geçmişini ve geleceğini nasıl özgürce yaşayacağının tartışılmasından çok ölmeden nasıl yaşayabileceğini tartışmak, bunun için çadırdan çıkarılıp nasıl bir kulübede ya da bir evde yaşar ya da yerinden edilmeden nasıl orada hayatını idame eder konusundaki önerileri eksik olarak bulduğum için aleyhte söz aldım.

Türkiye tarihinde zihniyet olarak ve bugün de bu Hükûmetin temsil ettiği faşizm, yok sayma, inkârcılık zihniyeti, beyinlerden ve yüreklerden silinmediği takdirde ne Roman halkımızın, kardeşlerimizin ne Alevi halkımızın, kardeşlerimizin ne sınıfsal olarak ezilen kimliklerin, cinslerin ne de çok tarihî bir sorun olan Kürt sorununun çözümü imkânsızdır.

Biz burada faşizmin duvarlarına konuşuyoruz ve geri gelip bize çarpıyor ya da boş kürsülere konuşuyoruz. Evet, dün söylediler, "En çok biz burada bulunuyoruz." dediler ama bugün burada değiller. Oylama için sadece buraya geliyor iktidarı temsil edenler. Bunun dışında, önergelerimizde boş kürsülere konuşma oluyor.

Bunun dışında, en temel yapılması gereken, bu faşizmin bir an önce durdurulmasıdır.

Paris katliamı yıl dönümü vesilesiyle, Paris'te katledilen 3 Kürt siyasetçi kadını da anmak istiyorum ve yıl dönümüne denk gelen, dün gerçekleşen ve burada katliamın alkışlandığı saatlerde 3 siyasetçi kadın arkadaşımız katledildi. Seve Demir katledildi, Fatma Uyar katledildi, Pakize Nayır katledildi ve bu hangi zihniyet üzerinden katledildi, açıklayalım. Diyorsunuz ya "Hep devleti suçluyorsunuz." Evet, devleti siz iktidar olana kadar siz de suçladınız. Nasıl kırım yaptığını, nasıl katliam yaptığını, nasıl soykırımlar, nasıl yolsuzluklar yaptığını siz de söylediniz ve iktidar oldunuz, bu Anayasa'yı, bu devlet zihniyetini, bu devlet rejimini, bu devlet kültürünü, bu devlet bakış açısını, ideolojisini değiştirmeden devraldınız ve bugün bunu derinleştirerek sürdürüyorsunuz. Ve siz nasıl ki bu katliamlarda geçmiş hükûmetleri sorumlu görerek kendinizi temize çıkardıysanız, iktidara taşıdıysanız, bugün biz de bu Hükûmeti eleştirerek, bu Hükûmetin cevap vermesi gerektiğini söyleyerek sizden cevap bekleyeceğiz. Bu cevapları vermek zorundasınız ve katliamları yapan bu Hükûmettir, sorumlusu bu Hükûmettir. Bugün kürdistanda yaşananlar... Binlerce, Türkiye'nin her yerinde görevlendirdiğiniz özel birimler kimlerdir, bunlar kime bağlı çalışıyor? Seve Demir'i katleden... DBP meclis üyesi arkadaşımızdı, Malatya'dan giden özel birimler götürmüştür Şırnak'a, oradaki hiçbir yetkili muhatap olmamıştır. Bunları kim oraya gönderiyor?

Madem bu kadar güçlü bir devletsiniz Türkiye'deki bütün güçlerinizi, askerî güçlerinizi niye bu alanlara yığıyorsunuz, niye Sur'a yığıyorsunuz, niye Cizre'ye, niye Nusaybin'e, niye Şırnak'a, niye Silopi'ye, madem bu kadar güçlüsünüz? Hendek siyasetini, çukur siyasetini yapan bu Hükûmettir, bunu bilmeniz lazım.

Evet, "Ajandamız var, biz başka ajandalara bakmayız." diyorsunuz. Bugünkü ajandanız İsrail ajandasıdır, Sudan ajandasıdır. Bununla siyaset yapmaya çalışıyorsunuz, bununla Türkiye'yi yönetmeye çalışıyorsunuz. "Sokak sokak, mahalle mahalle, ev ev temizleyeceğiz." dediniz.

Seve Demir arkadaşımız, Fatma Uyar arkadaşımız ve saydığım 77 kadın nasıl katledildi biliyor musunuz? Tekrar söyleyelim, bir evden, bir mahalleden bir mahalleye geçerken sokak ortasında katledildi ve sizin o talimat verdiğiniz "Ev ev, sokak sokak temizleyeceğiz." dediğiniz mantığınızın sonucudur. Orada ne hendek var, orada ne barikat var. Arkadaşlarımız siyasi parti çalışmalarından doğru oradaki sorunlarla ilgilenmektedirler, oradaki halkımızın mağduriyetiyle ilgilenmektedirler,

Goebbels Teorisi'ni burada bize dayatmayın, Büyük Yalan Teorisi'yle bu ülkeyi yönetmeye çalışmayın. Siz Suruç'ta kamp kurdunuz, toplama kampları yaptınız Nazilerin yaptığı gibi, okulları kamp hâline getirdiniz, halkı spor salonlarına topladınız. Daha bunun aşağısında bir durum var mı, yarattığınız bir mağduriyet var mı?

İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Neden, neden? Nedenini söyle.

BESİME KONCA (Devamla) - Kaç mahallede hendek var? Ankara katliamı yapıldığında hendek mi vardı, Suruç katliamında bunlar mı vardı, Zergele'yi bombaladığınızda bunlar mı vardı? Bu, faşist zihniyetin anayasal olarak, ideolojik olarak Türkiye'de çözülmemesinin sonucudur.

Siz ki elini öptüğünüz, eteğini öptüğünüz, göbeğinde büyüdüğünüz cemaati bile kendi içinizde terör örgütü yaratan bir güçsünüz.

MEHMET UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) - Şu anda size destek veriyorlar, şu anda.

BESİME KONCA (Devamla) - Yarın bir gün birileri de çıkacak...

BAŞKAN - Sayın Konca, kaba ve yaralayıcı sözler kullanmayalım lütfen, temiz bir dille konuşmanızı tamamlayın.

BESİME KONCA (Devamla) - ...sizin burada bulunanların içinde bir cemaat yaratacaklar, sizin içinizden de birileri bunu yaratacak.

RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) - Terbiyeli konuşun, terbiye takının! Türkiye Büyük Millet Meclisi burası, böyle konuşamazsınız!

BESİME KONCA (Devamla) - Bunu doğru anlamak, doğru yönetmek zorundasınız. Yaptığınız katliamların haddi hesabı yoktur, bunları görmek zorundasınız.

MEHMET UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, bu şekilde bir konuşma olmaz!

GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Şimdi şu şehitleri de söylesene, "Asker şehit edildi." desene!

BESİME KONCA (Devamla) - Bakın, dün Başbakan açıkladı, dedi ki: "Belediyeler hedefimizdir." "Siyasi partiler bedel ödeyecek." dediniz.

GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Bakın, ben size söyleyeyim. 6 yaşındaki çocuğun öldürüşünü anlatsana!

BESİME KONCA (Devamla) - Bugün 3 kadın arkadaşımızı katleden zihniyet "Siyaseten bedel ödeyecek." demenizin mesajıdır. Yerelde de bizi tahrip ediyorsunuz.

GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Şehitleri söyle, şehitleri! Ensesinden vurulan polisleri söyle!

BESİME KONCA (Devamla) - Polisleri, şehitleri söyleyeceğiz, askerleri de söyleyeceğiz.

GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Söyle, söyle! Onları niye söylemiyorsun? Bir tanesinin cenazesine gittin mi! Bir tane şehit annesinin elini öptün mü!

BESİME KONCA (Devamla) - Bununla gurur duyan sizsiniz. "Bedel ödeyeceksiniz." diyen sizsiniz. "Askerlik yan gelip yatma yeri değil, tabii ki ölecekler." diyen sizsiniz. Biz askerin de biz polisin de ölmesini istemiyoruz.

GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - O zaman hendek kazmayacaksın!

BESİME KONCA (Devamla) - Paralı askerlik maaşını artıran, maaş artırarak paralı askerliği çıkaran sizsiniz. Bakın, dün Adıyaman'da öldürülen askerin baraka evini bütün havuz medyanız manşet yaptı. Annesinin çorabının yeşil olduğunu gündem yaptınız ama katledilen 3 Kürt siyasetçi kadının hiçbirini gündem yapmadınız. Bunu sorun olarak görmüyorsunuz. Bunları tartışmak zorundasınız. Taş kesilmiş vicdanınızı, taş kesilmiş beyninizi hangi faşizmin kabından, hangi faşizmin fincanından içtiyseniz bundan kurtulmak zorundasınız.

BAŞKAN - Sayın Konuşmacı, lütfen temiz bir dille konuşun, kaba ve yaralayıcı sözler sarf etmeyin.

GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Faşist sensin! Faşistin Allah'ısınız.

BESİME KONCA (Devamla) - Bu sadece sizinle ilgili değil, bu, Türkiye'nin zihniyetiyle de ilgilidir. On yıl öncesine kadar bunu söyleyen sizdiniz; ne Kenan Evren anayasasını değiştirdiniz ne başka bir şeyi değiştirdiniz ne Kürt kimliğini kabul ettiniz ne bugün önergesi olan Roman halkının sorunlarını çözdünüz ne Alevi sorununu çözdünüz ne emekçinin ne işçinin.

GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - İlk 60 maddeyi getirdik! Niye reddettiniz!

BESİME KONCA (Devamla) - O zaman bu sistem devam ediyor, bunu siz devam ettiriyorsunuz. Siz paraları ayakkabı kutularında sakladınız. Ama yaptığınız suçları, bu yaptığınız vicdansızlıkları nereye saklayacaksınız?

RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) - Siz mi vicdandan bahsediyorsunuz! Utanın, utanın!

BESİME KONCA (Devamla) - Artık Türkiye 1990'lardaki gibi. Dün de söylediniz, dediniz ki: "Asit kuyuları vardı." Evet, asit kuyularında en azından insanlar gömülüyordu. Belki o zaman bu kadar arşiv, bu kadar toplumsal kamuoyu, sosyal medya yoktu. Bütün bu son yılların faşizminin arşivi toplumdadır, halktadır. Halk bunu görüyor, halk bunun arşivini oluşturuyor. Yarın bir gün dönüp devlete "Arşivlerinizi açın." demeyeceğiz , bu arşivler zaten var.

GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Onun için 1 Kasımda çakıldınız, iyi ki görüyor!

BESİME KONCA (Devamla) - Siz çukur kazmıyorsunuz, siz hendeklere gömmüyorsunuz insanları, siz asit kuyularına atmıyorsunuz, siz sokaklarda kuşa, kurda yem etmek için bırakıyorsunuz. Bak, hâlen arayışınız var. Habur Sınır Kapısı'nda soğutucu depo oluşturup cenazeleri oraya toplamayı düşünüyorsunuz, tartışıyorsunuz. Bunu hangi insani, vicdani, ahlaki mantıkla yapıyorsunuz?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Sayın Vekil, hendek kazmayacaksınız!

BESİME KONCA (Devamla) - Bu Parlamento çok daha ciddi şeyleri çözmek durumundayken bunu niye yapmıyorsunuz? (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Bunun hesabını bütün bu halka vereceksiniz. Ya demokratikleşirsiniz ya da sonunuz diğer iktidarlar, diğer sistemler gibi olacak. (HDP sıralarından alkışlar)