| Konu: | Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 22 |
| Tarih: | 30.12.2015 |
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 86'ncı maddede lehte konuşmayı iktidar partisine mensup sayın milletvekili kapattığı için aleyhte söz aldım. Kimi çekincelerle birlikte bu kanuna kabul oyu vereceğiz, önce onun altını bir çizeyim.
Keşke diyorum... Aslında Genel Kurul bir aydır çalışıyor. Belki bu bir deneme üretimi oldu. Hani bir fabrika yaparsınız da bir deneme üretimi yaparsınız, aksaklıkları görürsünüz, sonra gerçek üretime geçersiniz, seri üretime. Yeni yılda yani yeni yılla birlikte, aralık ayında şu Parlamentoda yaşananları bir yeniden değerlendirme, bir muhasebe ve muhakeme imkânı bulup bu Parlamentodan daha seri, daha verimli, daha yararlı kanunların çıkma olanağını hep birlikte yaratırız diye bir dilekle başlamak istiyorum.
Sayın milletvekillerimizin bilgisi olmakla birlikte Meclisi izleyen vatandaşlarımız bilsin diye bir iki konuyu belirtmemiz lazım. Bu kanunun 8 ve 9'uncu maddeleri dışındaki hükümleri bizim karşı çıkacağımız noktada değil. 8'inci ve 9'uncu maddedeki hükümleri doğru ve uygun bulmuyoruz ancak her zaman yaptığınız gibi 12 maddenin 10 tanesi temiz, 2 tane sakatı da içine katarak böyle bir paket hâlinde bunları getirerek aklınız sıra uyanıklık mı deyim, beceri mi deyim bir şey yapıyorsunuz, doğru yapmıyorsunuz.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Beceri...
ENGİN ALTAY (Devamla) - Bakın, bu kanun bu Parlamentodan altı saatte geçerdi, geçebilir, bir mani hâl yok ama 8'inci maddede sözleşmeli er ve erbaşlara yaptığınız çok adil olmayan, çok insaflı olmayan uygulama ve 9'uncu maddede biraz önce arkadaşımızın belirttiği taşeron işçilik kullanımındaki cezai hükümlerle ilgili uygulamanız nedeniyle... Bu kanunu siz bunun için de zaten biraz temel kanun olarak getirdiniz. Keşke er ve erbaşlara artık çocuklara bile bazı yerlerde verilmeyen paralar yerine bizim önerilerimizi dikkate alarak hiç değilse bir 300 lira harçlık verebilseydi bu Meclis. Bu kadar lüksü olan bir devletin askerine, çavuşuna, onbaşısına 300 lirayı çok görmesini yadırgıyorum doğrusunu isterseniz. (CHP sıralarından alkışlar) Kıbrıs'ta görev yapanlara aynı şekilde, askerî öğrencilerimize aynı şekilde; bunların harçlıklarını bir parça arttırdık ama kesinlikle bence bunların biraz gururunu kırdık. Şimdi bir askere, bir onbaşıya diyeceğiz ki: Sana 29 lira veriyorduk -çoğu bunların eline de verilmez zaten, onu bilin- al şimdi 86 lira. Biraz utanacağız aslında, biraz utanacağız. Vicdanlarımızla ben çok bağdaştıramıyorum. Yani benim vicdanımı çok tatmin etmiyor, kamu vicdanını da tatmin etmiyor diye düşünüyorum. Keşke 350 bin atama bekleyen öğretmen varken 12 binle bunu sınırlandırmasaydık. 130 bin ihtiyaç olduğu Milli Eğitim Bakanlığı raporlarıyla, iç denetim raporlarıyla sabit. Ama hiç değilse bir 40-50 bin vererek, 2016'ya ülkeyi ve toplumu bir parça daha umutla sokabilirdik. Bunu da yapmadınız.
Yani, güya kimi konularda birtakım "tedbirler" ve "iyileştirmeler" adı altında topluma bunu pazarlıyorsunuz. Ama sizin bu paketiniz, bana sorarsanız, pansuman bile değil. Bir yara olur, pansuman yapar, sararsınız. Siz bu yarayı musluğun altında suya tutuyorsunuz. Kanama ya durur, ya durmaz. Bu kafayla da bu kanama durmaz. Esasen, toplumdaki kanama durmaz. Türkiye'nin -biraz sonra yeni yıl mesajımızı da söyleyeceğiz- çok acilen huzur ortamının tesisine ihtiyacı var. Türkiye'de huzur ortamını tesis edecek olan organ Hükûmet değildir; Türkiye'de huzur ortamını tesis edecek olan organ emniyet, asker değildir; bu ülkenin huzur ortamını tesis edecek organ burasıdır. Böyle bir tarihsel sorumlulukla, böyle bir misyonla karşı karşıyayız. Türkiye'nin bir bölgesinde, vicdanların kabul etmeyeceği bir trajedi, bir dram yaşanıyor. Bu hiç kimsenin kabul edebileceği bir şey olmamakla birlikte, Türkiye Büyük Millet Meclisinin, Orta Doğu bölgesinde modernitenin sembolü, timsali gibi algılanan ülkemizi de Orta Doğu bataklığının bir çamuru hâline dönüştürecek bu tabloya seyirci kalmasına benim gönlüm ve vicdanım razı değil. Umarım ve dilerim ki 2016'da bütün bunlara çözüm buluruz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)