GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:22
Tarih:30.12.2015

İZZET ULVİ YÖNTER (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye'deki üniversitelerde yıllardır süren yoğun yasa dışı sol ve PKK terör örgütü yapılanması AKP hükûmetlerinin uyguladığı çözüm süreciyle birlikte üniversitelerdeki hain eylemlerini artırarak devam ettirmektedir. Üniversitelerdeki terörist yapılanması nedeniyle pek çok öğrencinin öğretim hakları ve can güvenlikleri tehdit altındadır. Öğrencilerin üniversite yönetimlerine başvurularına rağmen PKK terör örgütü, baskı, dayatma, şantajı tüm şiddetiyle sürmektedir.

Üniversite yönetimlerinin ve emniyet birimlerinin gerekli tedbirleri almaması, üniversitelerimizde öğrencilerin PKK terör örgütü militanlarınca şehit edilmesine de sebep olmaktadır. Bu çerçevede üniversitelerde PKK terör örgütü yapılanması, eylemler ve saldırılar nedeniyle öğrencilerin ve üniversite yönetimlerinin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Meclis araştırması açılması için vermiş olduğumuz önerge nedeniyle partimizin görüşlerini ifade etmek üzere söz almış bulunmaktayım; bu vesileyle, yüce Meclisi ve siz değerli milletvekillerini saygıyla selamlıyorum. Ayrıca, yüce heyetinizin ve Türk milletinin yeni yılını da tebrik ediyorum.

Değerli milletvekilleri, bölücü terör örgütü PKK'nın menfur eylemleri açılım, barış ve çözüm masalları altında ne yazık ki artık il ve ilçe merkezlerine kadar inmiştir. Bunu ibret ve kaygıyla izliyoruz. Aradan geçen zaman zarfında milletimizin birlik ve bütünlüğüne yönelen tehdidin boyutu azalmamış, tam aksine daha da artmıştır. Düne göre daha da saldırganlaşan terör grupları doğrudan milletimizin birlik ve bütünlüğünü hedef almışlardır.

Üzülerek görüyoruz ki açılım belasıyla şekillenmeye başlanılan hendek kazıcılığı Türk devletine meydan okuyan seviyelere kadar ulaşmıştır. Doğu ve güneydoğuda bulunan pek çok il ve ilçemizde baş gösteren eylemler yöredeki hayatı zorlaştırdığı gibi vatandaşlarımızın günlük hayatını da derinden etkilemektedir. Bölücü ve hain terör Türkiye'ye kafa tutmakta, karşı koymaktadır. Okullarımızda eğitimler aksamakta, eli kanlı caniler hastanelere, camilere saldıracak kadar seviye kaybına uğramaktadır. Güneydoğuda şehre inen teröristler nedeniyle 150 bin öğrencimiz eğitim ve öğretim hakkından şu an itibarıyla mahrum kalmıştır. Öğretmenlerin ve diğer kamu görevlilerinin can güvenliği de buna paralel bir şekilde kalmamıştır. Cizre ve Silopi'de 172 okul yaklaşık iki haftadır kilitlidir. Güvenlik güçlerimizi her fırsatta hedef alan teröristler işi artık yolcu uçaklarına ve havaalanlarına eylem düzenlemeye kadar getirmişlerdir.

Geride bıraktığımız günlerde Diyarbakır Havaalanı'na iniş için yaklaşan bir yolcu uçağına teröristlerce ateş açılması ve İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanı'na havan toplarıyla saldırı düzenlenmesi sonucu 1 vatandaşımızın hayatını kaybetmesi bunun en son örneği olmuştur. Açıktır ki, Türkiye her yönüyle tehlikeli bir dönemin içerisine girmiştir. Millî birlik ve bütünlüğümüze kasteden mihraklar, dün kırsaldan kentlere taşıdığı terörü bugün diğer şehir merkezlerine ve üniversitelere de taşıma gayretindedir. Türkiye üniversitelerde baş gösterecek olaylar vasıtasıyla iç çatışmaların içerisine çekilmek istenmektedir. Plan çok vahşidir. Nitekim ülkemizin farklı yerlerinde bulunan üniversitelerde yaşanan üzücü olaylar bunun habercisi niteliğindedir. İkazen ilan ediyoruz ki, olan ve bitenler, basının ısrarla "karşıt görüşlü öğrencilerin kavgası" olarak sunduğu gibi basit ve mesnetsiz değildir. Unutulmasın ki ülkesinin birlik ve bütünlüğünü savunan tertemiz gençlerimizin ısraren hedef seçilmesi sosyal bünyemizde kapanması mümkün olmayacak yaralar açabilecektir. PKK artık eylemlerini üniversiteler ve hatta öğrenci yurtlarına kadar yaygınlaştırarak niyetini, hedefini açık seçik göstermiştir.

Eğitim ve bilim yuvası olması gereken üniversitelerimizde bölücü örgütün yapılanmaları, neredeyse, hedef gözetmeksizin saldırılarını sıklaştırmaya başlamış ve bu durum genç kuşağımız, evlatlarımız, arkadaşlarımız üzerinde çok olumsuz neticeler doğurmuştur.

Türkiye, üniversitelerde yaşanan böylesi olumsuz hareketliliğin acısını daha önce çekmiş ve tecrübe etmiştir.

Yıkım ve çözülme süreciyle birlikte PKK, pek çok üniversitede yeni eylem ve yapılanmalara girişmiş ve bunun bir örneği de Kütahya'da Dumlupınar Üniversitesinde yaşanmıştır.

9 Kasım 2010 tarihinde Dumlupınar Üniversitesi Germiyan kampüsünde çıkan kavga, okulun dışına da taşmış ve büro yönetimi bölümü 2'nci sınıf öğrencisi 19 yaşındaki kardeşimiz Hasan Şimşek bu saldırılara hedef olmuş, terör örgütü PKK mensupları Hasan Şimşek'i bıçaklayarak şehit etmiştir.

2010'dan 2012'ye kadar geçen süreç içerisinde ise üniversitelerde PKK terör örgütünden gelen talimatlarla başlatılan propaganda faaliyetleri geçmiş yıllara göre çok daha cesaretli ve çok daha meydan okuyucu bir kisveye bürünmüştür.

6-7-8 Ekim Ayn El Arap olaylarından sonra PKK'nın gençlik yapılanması Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi batıdaki üniversitelerde de açıktan örgütlenmeye başlamıştır. Örgüt, İnternet sitelerinden ve sosyal medya hesaplarından, "YDG-H üniversitelerde örgütleniyor'' şeklinde duyurular yapmaya başlamıştır.

Ayrıca, terör örgütü PKK'nın üniversite yapılanması, bazı tarihlerde üniversitelerde gövde gösterileri, eylemler ve propaganda çalışmalarına ağırlık vermiştir.

Hatırlanacağı üzere, Ege Üniversitesindeki yoğun yasa dışı PKK terör örgütü yapılanması sonucunda Edebiyat Fakültesi öğrencisi Fırat Yılmaz Çakıroğlu kardeşimiz hunharca şehit edilmiştir.

Bu vesileyle, üniversitelerdeki PKK terör örgütü yandaşlarınca alçakça şehit edilen Hasan Şimşek ve Fırat Yılmaz Çakıroğlu kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.

Değerli milletvekilleri, özellikle son günlerde, Hacettepe Üniversitesinde pek çok öğrenci kardeşimiz, üniversitedeki kokuşmuş PKK yapılanmaları tarafından sosyal medyada yer alan profilleri ve fotoğrafları teşhir edilmek suretiyle hedef gösterilmektedir.

Güneydoğuda fistan giyen bu insan müsveddeleri, Hacettepe Üniversitesinde, ülkücü, milliyetçi, vatansever kız öğrencilerinin çantasına, "O çok güvendiğin teşkilatından daha yakınız sana. Beytepe ülkücülerin mezarı olacak." şeklinde ahlaksızca tehdit mektupları bırakmaktadır.

Yine, pek çok öğrenci, tarihin en cani terör örgütü PKK'nın üniversitelerdeki bu kalleş uzantıları nedeniyle sınavlarına dahi girememektedir.

Malatya İnönü Üniversitesinde, bu caniler, el yapımı patlayıcıyla saldırı yapmaya kalkışmışlardır.

İstanbul Üniversitesi Merkez Kütüphanesinde ders çalışan, araştırma yapan öğrencilere bile propaganda yapmaktan, taciz etmekten çekinmeyen gözü dönmüş terörist yandaşları üniversitelerimizi ne yazık ki mesken tutmuşlardır.

İhanet süreci olarak gördüğümüz, AKP'nin "çözüm süreci" adını verdiği dönemde, "Üniversite yıllarında namaz da kılardı." denilmek suretiyle parlatılmak istenen bebek katilinin üniversitelerdeki yandaşları, ODTÜ'de, namaz kılan öğrencileri darbetmeye kalkışmıştır. Biz Cumhurbaşkanının ODTÜ'de müessif olaylara göstermiş olduğu tepkinin aynısını PKK'lı teröristlerin saldırısına uğrayan milliyetçi, vatansever öğrencilere de göstermesini bekler, bunu dilerdik.

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - ODTÜ'de öyle bir şey olmadı, onlar tezgâh! ODTÜ'de olmadı öyle bir şey! 14 tane mescit var! ODTÜ'de öyle bir şey olmadı! ODTÜ'lü yapmaz onu! Herkesin dinî inancına saygılıdır ODTÜ'lü! Ne alakası var!

İZZET ULVİ YÖNTER (Devamla) - Değerli milletvekilleri, Türkiye'deki pek çok üniversitede, öğrencilerin anayasal hakkı olan eğitim hakkı, PKK terör örgütü yandaşları tarafından engellenmek ve gasbedilmek suretiyle anayasal suç işlenmekte, bu suçun işlenmesine, başta üniversite yönetimleri, emniyet güçleri ve dolayısıyla Hükûmet seyirci kalmaktadır. Türkiye'deki üniversitelerde de, çözüm süreciyle birlikte, Hükûmetin tıpkı güneydoğuda PKK'nın tam olarak hâkimiyet kazanmasına, bölge insanımızı haraca bağlamasına, yargılamasına, dağa kaçırmasına göz yumduğu gibi, üniversitelerde de PKK uzantılarının üniversiteleri birer propaganda alanı hâline getirmesi, bu vasıtayla dağa eleman devşirmesine, öğrencileri ve üniversite yönetimlerini zorbalıkla baskı altına almasına göz yumduğu görülmektedir. İşte, "çözüm süreci"yle parlattığınız, yasa dışı faaliyetlerine göz yumduğunuz PKK terör örgütü ve yandaşları, güneydoğudan sonra üniversitelerde de kalkışma, ayaklanma provaları yapmaktadır. Bu vahim tablo AKP iktidarının eseridir. Eserinizle ne kadar övünseniz azdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Meclis araştırması açılması için vermiş olduğumuz önergenin kabul edilerek Türkiye'deki üniversitelerde yıllardır süren yoğun PKK yapılanması sonucunda öğrencilerin şehit edilmesine kadar vahim olan sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla ülkemiz açısından gerçekten hassas olan bu konuda Meclis araştırma komisyonu kurulmasını düşünmekteyiz ve önermekteyiz.

Bu vesileyle yüce Meclise ve siz değerli milletvekillerine saygılarımı sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)