GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2016 Yılı Merkezi Yönetim Geçici Bütçe Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:16
Tarih:17.12.2015

ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bir geçici bütçe konuştuk ancak geçici bütçeyi asıl bütçeyi konuşur gibi tartıştık. Dolayısıyla da geçici bütçe üzerine de güvensizlik yani bütçeye oy vermeme sorunu kendiliğinden ortaya çıkmış oldu. Aslında her bütçenin görüşülmesi sırasında toplum eskiden kulaklarını radyoya dayar, daha sonraki günlerde gözlerini televizyona yapıştırır, kendileri için o bütçeden neler çıkacağına bakardı. Geçici bütçenin özelliğini bilmedikleri için büyük ölçüde toplum bu beklentinin içerisinde oldu. Öyle olduğu için de ister istemez toplumun beklentilerini karşılayamayan bir bütçe varmış gibi değerlendirildi.

Değerli arkadaşlar, büyük bir olasılıkla aynı tartışmaları 2016 yılı bütçesinde yapacağız. Yapacağız ama şu andan itibaren yani biraz sonra oylanıp kabul edilecek ve tüm topluma hayırlı olmasını dilediğimiz bütçeden önce hemen düşünmeye başlamamız gereken bir konu var. Bu konu, toplumumuzun borçluluğu. Toplumun bütün fertleri gırtlağına kadar borçlanmış bir vaziyette, biz bu borçluluktan toplum olarak nasıl kurtulacağız diye bakıyor. Bu borçluluk o kadar sıradan bir olay değil. 2014'ün sonu itibarıyla hazinenin borcu 612 milyar liraya çıkmış. Bu rakamlara KİT'leri de kattığımız takdirde 658 milyara çıkıyor. Özel sektör ve hane halkının borçları ise almış başını gidiyor; 1,1 trilyon lirası şirketlerin, 368 milyar lirası da hane halklarının borcu. Kredi kartı borçlarından takip edilen insanların sayısı inanılmaz boyutlara ulaştı. İşte, şu andan itibaren düşünmeye başlamamız gereken konu bu. Biz halkımızı bu borçluluktan nasıl kurtaracağız? "Bu, tamamen Hükûmetin sorunudur." diye üstüne yuvarlamak ve sürekli şikâyet etmek de söz konusu olabilir ama bu sorunun altından hep beraber kalkmak zorundayız. Olayı birilerinin üstüne yükleyerek bundan kurtulmak mümkün değil.

Değerli milletvekilleri, dünyada bazı şeyler değişiyor, bunu görüyorsunuz. Özellikle dünyadaki varlık fiyatlarında oluşan balon aldı başını gidiyor ve gelişmiş ülkeler bile bundan korkmaya başladı. Özellikle sıfır faizle verilen paralar nerelerde harcanacağı konusunda insanları resmen şaşırttı. En değersiz tahvillere bile paralar yatırılarak büyük balonlar oluşturulmaya başlandı. Bu patlamadan korkanlar parayı yeniden değerli hâle getirmeye çalışıyorlar.

Bu koşulları göz önüne aldığınızda ülkelerin riskleri farklı şekilde artıyor. Eskiden asla akla gelmeyen riskler ülke riski olarak ortaya çıkmaya başlıyor. Daha önceden, bugün sık sık konuştuğumuz jeopolitik riskler bizim ülkemizin değerlendirilmesi sırasında dikkate alınmıyordu ama şimdi alınıyor. Hatta savaş tahminleri bile alınmaya başladı, Allah korusun. Tehlikeli bir hâle gelmeye başladı. Gelir eşitsizliği bir risk oldu. Gelir eşitsizliği, ülkemiz açısından artık bir ülke riski olmaya başladı. Genç işsizlik; belki inanılamayacak ama genç işsizlik de artık ülke açısından ciddi bir risk oluşturmaya başladı. Demek ki sorunlarımız gittikçe büyüyor, çözebileceğimiz sorunlar her geçen gün artıyor. Dolayısıyla bütün bunların hepsinin hiç vakit kaybetmeden, fazla polemiğe girmeden, gerçekçi olarak çözümüne yapışıp toplumdaki bu umutsuzluğu bir an önce ortadan kaldırmamız gerekiyor. Toplumdaki bu umutsuzluğun bu geçici bütçeyle ortadan kaldırılması mümkün değil ama ortadan kaldırmadığı bu umutsuzluk nedeniyle bizler elbette ki geçici bütçeye "ret oyu" vereceğiz. Bununla birlikte bu bütçenin ülkemize ve halkımıza yararlar getirmesini diliyoruz. Bu arada da bu bütçeyi uygulayacak olan ekibe kolaylıklar diliyoruz.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)