| Konu: | 2016 Yılı Merkezi Yönetim Geçici Bütçe Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 16 |
| Tarih: | 17.12.2015 |
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Geçici bütçe görüşmelerinin sonuna geldik. Her ne kadar "geçici bütçe" desek de aslında bir yetki kanununu görüştük. Bu özelliğiyle bu düzenlemede aslında kediye ciğer emanet etme gibi bir durum var ama biz yine de hayırlı uğurlu olsun diyoruz. Gecenin bu vaktinde ortamı da gererek çok fazla elektrik yaratma niyetinde değiliz. Centilmenlik anlaşması da yaptık grup başkan vekilleri olarak ama hani derler ya söylesek olmaz, söylemesek gönül razı değil. Birkaç şeyi de sabrınızı fazla zorlamadan dile getirmek istiyorum. Bu vesileyle hayırlı olsun dileklerimizi iletmekle birlikte burada dile getirilen eleştirilerin dikkate alınmasını temenni ederiz.
Değerli arkadaşlar, 57'nci Hükûmetin bazı icraatlarına kendileri yapmış gibi sahip çıkıldığını da gördük "Olur bu kadar hata." dedik. 1 Kasım seçimleri için beyannamelerde ve Hükûmetin eylem planlarında da Milliyetçi Hareket Partisinin ve muhalefetin bazı taahhüt ve vaatlerine de sahip çıkıldığını gördük. Bundan da memnuniyetimizi ifade etmek isteriz. İnşallah, bunları hep birlikte çıkartırız.
Değerli arkadaşlar, üzülerek ifade etmek istiyorum ki Türkiye iyiye gitmiyor, Türkiye iyi yönetilmiyor. Bunun siyaset dışı bir eleştiri ve uyarı olarak dikkate alınmasında da büyük fayda görüyorum. Bugün Manisa'dan bizce yaşça büyük bir ağabeyimizle konuşurken hâl hatır ettim. "Nasılsın emmi?" dedim. "Sağlığım iyi emme dirliğimiz yok yeğenim." dedi. "Hayırdır?" dedik "dirlik" deyince. Yani kendi bireysel sağlığı iyi amma memleketin dirliği yok, huzuru yok, onun huzursuzluğu var. İnanın medyada veya kendi bulunduğunuz mahfillerde fark etmiyor olabilirsiniz ama vatandaşlarımız çok büyük endişe ve tedirginlikler yaşıyor. İçeride huzur yok, dışarıda etki, itibar yok ve gerçekten Türkiye iyi yönetilmiyor.
Yaşadığım bir hadiseyi dikkatinize sunmak istiyorum değerli arkadaşlar. Bu yüce Mecliste bir iktidar partisi mensubu değerli bir milletvekili arkadaşımızla birlikte yaşadığım bir diyaloğu sizlere aktarmak istiyorum. İsim ve yer de vermeyeceğim ama doğruluğuna itimat buyurmanızı istirham ederim. Tarih 2 Ekim, yer Türkiye Büyük Millet Meclisi Âlâ tesisleri. Ben birkaç misafirimle bir masada yemek yiyorum ve Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekili ve adayı arkadaşlarımız da yan masada yemek yiyorlar. Selamlaştık, sohbet ettik, yemeklerimizi yedik. Ben kalkarken arkadaşımızın birisi de -doğu ve güneydoğu illerimizden bir değerli milletvekili arkadaşımız- ayağa kalkarak vedalaşırken dedi ki: "Erkan Bey, hakkını helal et." dedi. Tabii şaşırdım, "Niye sayın vekilim, hayırdır, niye helalleşiyorsunuz?" dedim. "Vallahi gidip de dönmemek var. Seçim bölgemize gideceğiz, başımıza ne geleceği belli değil." dedi. "Benden yana helal olsun hakkınız ama lütfen yarın bir de Sayın Başbakan ve Cumhurbaşkanıyla da helalleşin." dedim. Çünkü "Terörün belini kırdık." diyorlar ve bir milletvekili adayı kendi seçim bölgesine giderken tedirginlik yaşıyor. Fevkalade üzülecek bir durumdur ve şimdi, 2 Ekimden bu yana geldiğimiz tarihe baktığımızda maalesef hiç iyi olmadığını görüyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ERKAN AKÇAY (Devamla) - İktidarın önde gelenlerine çeşitli vesilelerle yöneltilen en küçük eleştirilere cevap verilirken, ülkenin birliğine, dirliğine, Türkiye Cumhuriyeti'nin temel değerlerine yapılan sataşma ve saldırılara hiç cevap verilmediği de dikkatimizden kaçmıyor.
Bu düşüncelerle, yine bu bütçe gelir ve harcamalarının iyiye gitmesini, hayırlı olmasını tekrar temenni ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)