GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:126
Tarih:28.06.2012

SEDEF KÜÇÜK (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 302 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 32'nci maddesi üzerine söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bu maddeyle, Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un geçici 2'nci ve 3'üncü maddelerinde yer alan "yedi yıl" ibaresi "sekiz yıl" olarak değiştirilmektedir.

5378 sayılı bu Kanun'un ilgili maddelerinde "Kamu kurum ve kuruluşlarına ait resmî yapılar, tüm yol, kaldırım, yaya geçidi, açık ve yeşil alanlar ve benzeri sosyal ve kültürel altyapı alanları ve umuma açık hizmet veren her türlü yapılar bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi yıl içinde engellilerin erişebilirliğine uygun duruma getirilir." denilmekte ve yedi yıl içinde toplu taşıma araçların engellilerin erişimine uygun hâle getirilmesini düzenlemektedir. Şimdi, 2005 yılında çıkarılan bu Kanun ile konulmuş olan yedi yıllık sürenin sekiz yıla çıkarılmasını görüşüyoruz.

Teklife ilişkin düşüncelerimi açıklamadan önce şu konuyu vurgulamak istiyorum: Bu kürsüden de defalarca dile getirildi; söz konusu olan yurttaşlarımız özürlü değillerdir, böyle nitelenmemelidirler. Bu nedenle, ben konuşmamda bu sıfatı kullanmayıp engelli yurttaşlarımızın sorunlarından söz edeceğim. Aslında, geçen yedi yıl içinde engelli yurttaşlarımız için bu kolaylıkları sağlamayan kamu kuruluşları ve belediyeleri "özürlü" olarak nitelemenin daha doğru olacağı düşüncesindeyim.

Değerli milletvekilleri, ülkemiz 2009 yılında Birleşmiş Milletlerin Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme'sini imzalamıştır. Pek çok yasada engelli yurttaşlarımızın hakları düzenlenmiş, devlete, Anayasa'mızın 10'uncu ve 61'inci maddeleriyle bu hakların gözetilmesi ve engellilerin korunmasına ilişkin görevler yüklenmiştir ancak bu haklar da birçok alanda olduğu gibi kâğıt üzerinde kalmıştır. Bunca düzenlemeye ve uluslararası sözleşmeye rağmen 9 milyona yakın engelli yurttaşımız bu temel haklarından yoksun yaşamaktadır. Örneğin 657 sayılı Kanun kapsamındaki kamu kurum ve kuruluşları kadrolarının yüzde 3'ü kadar engelli personel çalıştırmakla yükümlüdür ama kamu kurumları bu yükümlülüğe uymamaktadır. Devlet tarafından sorun, yalnızca bir sosyal yardım sorununa indirgenmiştir. Engellilerimizin eşit koşullar altında ve eşit fırsatlara sahip olarak toplum içinde yaşama ve çalışma hakkı görmezden gelinmektedir. Soruna yalnızca sosyal yardımlarla çözüm aramak buna bir süreklilik kazandırmaktır ki bunda da en büyük zararı yine engelli vatandaşlarımız ve aileleri görmektedir.

Değerli milletvekilleri, bir devletin çağdaş bir devlet olup olmadığının en temel ölçütlerinden birisi, engelli vatandaşlarımız gibi dezavantajlı gruplara yaklaşım biçimidir. Bugün, engelli yurttaşlarımızın yüzde 80'inden fazlası eğitim, yüzde 90'dan fazlası meslek ve beceri edindirme hizmetinden yararlanamamaktadır. Yalnızca yüzde 5'i çalışabilmektedir. Bunlar da yetmezmiş gibi, kaldırımlar sanki bu ülkede hiç engelli yokmuş gibi yapılmıştır. Engelliler sanki hiç seyahat etmemeliymiş gibi ulaşım düzenlenmiştir. Engelliler sanki karşıdan karşıya hiç geçmemeliymiş gibi üst geçitler tasarlanmıştır.

Değerli milletvekilleri, engelli yurttaşlarımız da haklarının tamamından yararlanabilsin, ulaşım sağlayabilsin, kaldırımlarda, parklarda rahat etsin diye 2005 yılında bu düzenleme yapıldı ve yedi yıllık bir süre konuldu. Yedi yıl boyunca başta İstanbul ve Ankara olmak üzere büyük şehirlerde yüzlerce defa kaldırımlar söküldü, yeniden yapıldı, yollar defalarca düzenlendi, oluk oluk paralar akıtıldı ama bunlar yapılırken sanki bu kanun yokmuş gibi, bu ülkede engelli yurttaşlar yokmuş gibi davranıldı. Şimdi ise bu süre sekiz yıla çekilerek bunların düzeltileceği düşünülüyor. Yedi yıl boyunca bu konuda kılını bile kıpırdatmayan kamu kurumları ve belediyelerin kalan bir yıl içinde bunları halledebilmelerini diliyor, yüce heyetinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Küçük.