| Konu: | 2016 Yılı Merkezi Yönetim Geçici Bütçe Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 16 |
| Tarih: | 17.12.2015 |
ÇETİN OSMAN BUDAK (Antalya) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; 1 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 3'üncü maddesiyle ilgili önergemiz üzerinde söz aldım. Sizleri saygıyla selamlıyorum.
Bütçe kanunu genel gerekçesinde "Bu kanunlar birer teknik doküman olmayıp hükûmetlerin siyasi yaklaşımlarını ve kamu hizmetlerinin mali tezahürünü yansıtan belgelerdir." deniyor. Kanun metnine baktığımızda tamamen teknik bir doküman olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla, ya genel gerekçeden bu sözler çıkarılmalı ya da girişi, genel gerekçeleri düzgün bir kanun metni hazırlanmalıydı. Ayrıca, yine, bu cümledeki "kamu hizmetlerinin mali tezahürünü yansıtan" sözünün anlamı nedir? Tezahür, görünme, ortaya çıkma demek, "kamu hizmetlerinin mali görüntüsü" gibi bir sözün anlamı yoktur.
Değerli arkadaşlar, bu yüce Meclise sunulan -geçici de olsa- bütçe yasası metninin bu şekilde önümüze getirilmesini şaşkınlıkla karşılıyorum. Özensiz başlayan ve özensizce devam eden bir kanun metni görüyoruz. Madde gerekçelerinin kanun maddelerinden neredeyse farkı yok, hiçbir açıklayıcı bilgi de yok. Atama sınırlarıyla ilgili iki rakam yazmak yerine hangi kuruma ne kadar atama yapılacağını yazmak çok mu zordur? Ciddi bir şirketin geçici bütçesi bile bundan daha iyi hazırlanıyor.
Değerli arkadaşlar, aslında Hükûmetin eylem planına, hatta programına baktığımızda da aynı özensizliği görüyoruz maalesef. Açın, örneğin, turizm bölümüne bakın, aynı yuvarlak sözleri dönüp dönüp tekrar eden, kes-kopya, temcit pilavı önümüze konuluyor. Ülkenin sorunu nedir, ne yapılmalıdır, ne yapılacaktır gibi hiçbir sistematiği olmayan, kötü hazırlanmış bu belgeler ya halka ve bu Meclise önem vermeyen bir anlayışı yansıtmaktadır ya da dar kadrocu, kayırmacı tutum nedeniyle ehil kadrolarla çalışılmadığının ya da sadece günün kurtarıldığının ya da hepsinin birden kanıtıdır.
Değerli arkadaşlar, AKP'li arkadaşların ve dün Sayın Maliye Bakanının sürekli vurguladığı kavramlar var; istikrar ve mali disiplin. Sanki bunlar sihirli sözcükler, sürekli tekrar edince bütün sorunlar çözülecek. Böyle bir şey yok. İstikrar ortamında mali disiplini uyguladığınızda üretime dönük, katma değeri yüksek ürünler üretmeye dönük adımlar atmazsanız kriz her zaman kapıda durur. Dünyada büyük ölçüde istikrarın ve para bolluğunun yaşandığı, petrol fiyatlarının dip yaptığı bir dönemde Türkiye ne yaptı? Büyük bir fırsatı kaçırdı. AKP üretime yönelik adımlar yerine inşaat ve ithalat yaparak büyümeyi tercih etti. Yani siz on yıllık fırsat döneminde bu konuda adım atmayacaksınız, FED'in parayı geri çağırmaya başladığı, bütün dünyada gelişmekte olan ülkelerde istikrarın bozulduğu, güney sınırımızın yangın yerine döndüğü bir süreçte ekonominin işsizlik, yoksulluk, gelir adaletsizliği, kayıt dışılık, cari açık, dış borç gibi temel sorunlarına çare üretecek adımların atılacağına inanmak hâlâ ayakların yere basmadığının göstergesidir.
Değerli milletvekilleri, bu saptamalardan sonra en önemli konuya geleyim. Rusya, Suriye ve terör olayları nedeniyle turizmde ve uluslararası ilişkilerde ciddi bir riskle karşı karşıya olduğumuz ortadadır. Kamu diplomasisi, küresel iletişim ve tanıtım alanında acil bir seferberlik yapılması gerektiği bir dönemden geçiyoruz. Kaybedecek bir günümüz dahi yok. Eğer kamu diplomasisi yani küresel iletişimde ve yurt dışı imaj çalışmaları ve tanıtımında üç ayı kaybedersek bunun hem dış politikada -şu ana kadar olduğu gibi- hem de turizmde ağır sonuçları olacak. Bu konularda mart ayına kadar beklemek de mümkün değildir. Bu bütçede bu konuya önceki yıla göre çok büyük bütçe konulması gerekirdi, maalesef göremedik. Hükûmetin durumun farkında olduğundan çok emin değilim. Bu nedenle ilgili bakanlıkların bütçede bu konuyu acilen ele almalarında yarar görüyorum.
Değerli arkadaşlar, önerimizle sizin mali disiplin içinde istikrarlı şekilde büyüttüğünüz işsizler ordusundan biraz daha fazla gence iş, aş ve umut verebilmek istiyoruz ama atama sınırının hiç olmazsa 71 bine veya 75 bine çıkarılmasını gençlerimizin, çocuklarımızın geleceği için istiyoruz.
Bu önergemize istikrarlı bir şekilde "Hayır." demeyeceğinizi umuyor, yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)