| Konu: | Türk Kızılayının başlattığı "Görmezden Gelmeyin" yardım kampanyasına ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 16 |
| Tarih: | 17.12.2015 |
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Sayın Başkan, öncelikle, yeni görevinizden dolayı tebrik ediyorum.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Gündemi biraz yumuşatmak adına bugün Türk Kızılayının gerçekleştirmiş olduğu bir kampanya üzerine gündem dışı konuşma talep ettim.
Bugün, aynı zamanda, değerli milletvekilleri, Mevlâna Celâlettin Rûmi'nin vuslat yıl dönümü ve konuşmama onun şu dörtlüğüyle başlamak istiyorum.
"Beri gel, daha beri, daha beri.
Bu yol vuruculuk nereye dek böyle?
Bu hırgür, bu savaş nereye dek?
Sen bensin işte, ben senim işte."
Mevlâna'nın birlik çağrısı yaptığı bu şiirinden yola çıkarak Türk Kızılayının dün başlatmış olduğu "Görmezden Gelmeyin" kampanyasından bahsetmek istiyorum. Mazlum ve mağdur kardeşlerimizin acısını bir nebze de olsa hafifletmeyi hedefleyen bu kampanyanın 18 Aralık Uluslararası Göçmenler Günü'ne tesadüf etmesi de son derece anlamlı. Biz bir medeniyetin taşıyıcılarıyız. Bizim medeniyetimiz, insanı esas almış ve insanlığa karşı yapılan tüm zulmün her dönem karşısında durmuştur, "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." düsturuyla yola çıkmıştır. Bu anlayış çerçevesinde Anadolu'da bin yıl kardeşçe bir ve beraber yaşamışız, kız alıp kız vermiş ve hiçbir ayrım gözetmeden bir medeniyetin kardeşleri olmuşuz. Medeniyet coğrafyamızda zorluklarla mücadeleden dara düşen bütün halklar elini Ankara'ya ve milletimize uzatıyor. Hamdolsun ki Türkiye Cumhuriyeti devleti ve milleti bugüne kadar uzatılan bu kardeş elleri tutmuştur ve tutmaya devam ediyor. Biz her türlü zulmün karşısında yer alan, Peygamber sünneti olarak telakki eden bir medeniyetin evlatları olarak elbette ki bu mağduriyete de kayıtsız kalamazdık. Ancak insan hakları konusundaki duyarlılığını her fırsatta dile getiren Batı medeniyetinin, söz konusu Müslüman toplumlar olduğunda ne kadar büyük bir riyanın içine battığını da üzülerek görmekteyiz. Bizi asıl üzen mesele ise yurt içinde de bilerek veya bilmeyerek bu insafsız ideolojiye kendini kaptırmış insanlarımızın olduğunu görmektir.
Değerli milletvekilleri, gerek ülkemizde ikamet eden Suriyeli kardeşlerimiz gerek Suriye'de var olma mücadelesi veren Kürt, Arap, Türkmen akrabalarımız için elimizden gelen her türlü maddi ve manevi desteği verdiğimizi gururla müşahede ediyorum. Geçtiğimiz günlerde düzenlenen bir STK toplantısında dinlediğim Türkmen kardeşimiz Türk milletine olan güveninin ne denli büyük olduğunu şu sözleriyle ifade etti: "Yukarıda Allah, önümüzde Kâbe, arkamızda Türkler var elhamdülillah. Bizde Türk 'dik' demek, Türkmen ise 'direk' demek. Tüm Bayır Bucak Türkmenleri adına size minnettarız."
Dün Türk Kızılayımızın Suriyeli kardeşlerimiz için başlattığı ve MEMUR-SEN, HAK-İŞ, TÜRK-İŞ, Yerli Düşünce Derneği ve Dünya Gıda Örgütünün desteklediği "Görmezden Gelmeyin" isimli kampanyanın basın toplantısındaydık. Kardeşlerimizin yaralarını sarmayı hedefleyen bu insani kampanyaya karşı duyarlı davranacağınıza gönülden inanıyorum ve bu çağrının ne kadar büyük bir önem arz ettiğini ifade edebilmek amacıyla sizlere Suriyeli bir kızımızın yazdığı şu mektubu okumak istiyorum: "Bu benim vasiyetimdir canım anneciğim, senden benim güzel gülüşlerimi hatırlamanı ve yatağımı olduğu gibi bırakmanı istiyorum. Ve sen ablacığım, arkadaşlarıma de ki: 'O açlıktan öldü.' Ve sen ağabeyciğim, üzülme ama ikimiz de birlikte biz açız dediğimizi hatırla. Ey ölüm meleği, acele et ve ruhumu al ki artık cennette yemek yiyeyim, ben çok açım. Ve ey ailem, benim için korkmayın ben sizin yerinize de cennette yiyebileceğim kadar çok yemek yiyeceğim." Bu yürek sızlatan mektupların devamının gelmemesi ve kardeşlerimizin hayata daha umutla bakabilmesi için, lütfen "Görmezden Gelmeyin" kampanyasına iştirak edelim. Unutmayalım ki bu topraklarda tek bir insanın mutsuzluğu bütün medeniyet coğrafyamızın mutsuzluğuna eş değerdir ve içimizden biri köprü olmadıkça kıyamete kadar bu suyun kıyılarında beklemeye mahkûmuz. Ve bizler bir medeniyetin taşıyıcıları olarak köprü olma vazifesini her dönem üstlendik ve sonsuza dek üstlenmeye devam edeceğiz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Bu kampanyaya duyarlılığınızı bekliyorum, Kızılaya destek olmaya sizleri davet ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)