| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 14 |
| Tarih: | 15.12.2015 |
LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Yine, bugün Diyarbakır'da, az önce ifade ettik, 2 şehidimize Allah'tan rahmet diledik ama sayının 3 olduğunu üzülerek öğrendik. Bütün hayatını kaybeden polis kardeşlerimize ve yaralanan bütün polis kardeşlerimize hem acil şifalar hem de başsağlığı dileklerini ifade ediyorum tüm Türk ulusuna.
Bu arada, hayatını kaybeden tüm masum insanlarımıza da Allah'tan rahmet diliyorum.
Bugün, aslında, geldiğimiz noktayı az önce AKP sözcüsü bir cümlesinde çok güzel özetledi. Bu iktidar başı sıkıştığında PKK tarafından kandırıldığını, bir müddet sonra da başka bir olay nedeniyle cemaat tarafından, paralel yapı tarafından kandırıldığını ifade ederken bugün gelinen noktada, ülkenin kan gölüne döndüğü noktada sayın AKP sözcüsü sokağa çıkma yasağını "Evet, yaptık çünkü devlet hükümranlık hakkını hatırladı." diye bir sözcük söyledi.
Değerli kardeşlerim, gerçekten işte bu iktidarın Türkiye'yi neden yönetemeyeceğini gösteren çok veciz bir söz. Sayın Miroğlu, sizi kutlarım. Devletin hükümranlık hakkını hatırladığını ifade ediyor Sayın Miroğlu.
Değerli arkadaşlarım...
HALİS DALKILIÇ (İstanbul) - Hatırlama değil "gereği" dedi.
LEVENT GÖK (Devamla) - Fark etmez. İster "gereği" deyin ister o deyin, bu deyin yani devletin bir şeyleri unuttuğunu ifade ediyorsunuz. Devlet kandırılan bir devlet, AKP iktidarı; paralel yapı kandırıyor, e geçiştirelim; PKK kandırıyor, geçiştirelim; devlet görevlerini unuttu, onu geçiştirelim. Ülke kan gölüne dönmüş değerli arkadaşlarım.
Bugün konuştuğumuz konu önemli bir konu. Biz oturduğumuz yerden bas bas bağırdık bugün. Ne oluyor güneydoğuda? Bir göç var, insanlar ölüyor, polis ölüyor, masum insanlar ölüyor, gelin bunu bir anlatın. Eğitime son verilmiş, temel hak ve hürriyetler sınırlandırılıyor, sokağa çıkma yasakları konuluyor. Bir anayasal sorun var, hukuki bir sorun var.
Şimdi, sokağa çıkma yasağı var değil mi? Peki sokağa çıkma yasağı hangi hâllerde konulur değerli arkadaşlarım? Bugün Anayasa ihlal ediliyor değerli arkadaşlar. Anayasa'mızın 15'inci maddesi çok açık. Soruyorum size, AKP'li milletvekillerine ve sayın Hükûmet üyelerine, Anayasa'nın 15'inci maddesi diyor ki: "Savaş, seferberlik, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde, milletlerarası hukuka uygun olmak kaydıyla temel haklar sınırlandırılabilir." değil mi? Ne var şimdi bugün Türkiye'de? Ne oluyor güneydoğuda? Savaş mı var, seferberlik mi var, sıkıyönetim mi var?
MEHMET UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) - Terör var, terör.
LEVENT GÖK (Devamla) - Ne var? Olağanüstü hâller var. Ne var?
Peki, bunların varlığını kabul ediyorsanız, bu yasakların konmasının yegâne merciinin neresi olduğunun farkında mısınız? Değerli arkadaşlarım, bütün bunlar Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayı olmadan uygulanamaz. Biliyor musunuz bunları? Sizlere söyleyen yok. Bakanlarınıza söylüyoruz, Anayasa'ya aykırı davranıyorsunuz. Meclisin bilgisi olmadan, onayı olmadan, izni olmadan Türkiye'de sıkıyönetim ilan edilemez, olağanüstü hâl ilan edilemez, sokak yasakları konulamaz değerli arkadaşlarım. Sizler bundan bihabersiniz.
Türkiye'de tam şu anda, bakın değerli arkadaşlarım, tam vahim bir tablo, şu kırmızı tablolar, tam yedi ilimizde, ülkemizin doğu ve güneydoğusu yangın yerine... Sokağa çıkma yasakları var. Neden oluyor bunlar? Bunlar sizin ikircikli tutumlarınızdan oluyor. Siz ülkeyi yönetemiyorsunuz, ülkeyi yönetemiyorsunuz, halkı kandırmaya çalışıyorsunuz, tam 17 ilçemizde 50 kez uygulanan bir sokağa çıkma yasağı var. 1 milyon 300 bin kişi bu sokağa çıkma yasağından etkileniyor. Hastası var, eğitimine gidemeyen var ama bir yandan da ne var? Bir yandan da, geçtiğimiz hafta cami yandı, cami yangınını seyrettiniz, değil mi? İktidar, Türkiye'de güya dinî konularda güçlü olduğunu ifade ediyor. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa bir caminin naklen yayını televizyonlardan izlenmiştir ve bu iktidar müdahale edememiştir. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) - Camiyi yakanları niye kınamıyorsun?
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Müdahaleyi engellemiştir, itfaiyeyi engellemiştir.
LEVENT GÖK (Devamla) - Ve yangının söndürülmesini becerememişlerdir, itfaiye oraya girememiştir. Cumhuriyet tarihinde ilk defa, herkesin gözü önünde bir cami yanmıştır, beş yüz yıllık, altı yüz yıllık bir tarihî cami yanmıştır.
AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) - Camiyi yakanları niye suçlamıyorsun?
LEVENT GÖK (Devamla) - Bu ayıp size yeter değerli arkadaşlarım. Siz camiyi koruyamadınız, insanlarımızı nasıl koruyacaksınız orada?
VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) - Beş dakika oldu PKK'ya laf söylemedin. Sayın Gök, bir de PKK'ya laf söylesen.
LEVENT GÖK (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, şimdi, bakın, bu tabloda, bu iktidar 7 Hazirandan önce ne yapıyor biliyor musunuz? "Çözüm süreci" diye bir süreç yürütüyordu. 7 Hazirandan önceki billboardları söylüyorum. Şimdi, diyorsunuz ya "Her şeyi devirdik, buzdolabına kaldırdık." Ama bu AKP'nin seçim billboardudur. Ne diyor? "Çözüm süreci başladı, anaların gözyaşı dindi. AKP yapar, herkes konuşur." Öyle mi? Bunu siz söylediniz, değil mi arkadaşlar?
MEHMET UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) - Doğru, evet.
LEVENT GÖK (Devamla) - Ne oldu şimdi çözüm süreci, neresindesiniz?
MEHMET UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) - İhanet ettiler, ihanet.
LEVENT GÖK (Devamla) - Ne yapıyorsunuz? Kandırıldınız değil mi? Yine beceriksizlikten dolayı.
Değerli arkadaşlarım, şimdi Türkiye'nin dört bir yanında özel güvenlik bölgeleri var, sokağa çıkma yasakları var. AKP'nin 7 Hazirandaki seçim billboard afişleri, ne olmuş? Olağanüstü hâl kalkmış, baskılar bitmiş, köyünde özgürce yaşıyormuş. Kim yaşıyormuş? Vatandaş, bırakın köyünde, şehirlerde sokaklara çıkamıyor. Şu getirdiğiniz manzaraya bakın. Ülkeyi yönetemeyen bu tablo içerisinde tam yüz yirmi dört bölgede özel güvenlik bölgesi ilan ettiniz, hepsi hukuksuz, hepsi hukuksuz. Biz bunların farkındayız, biz bunları biliyoruz. Ne zaman biliyoruz, biliyor musunuz?
Değerli arkadaşlarım, 7 Hazirandan sonra, bu ülkede, bir baktık, bir gün Suruç'ta basın toplantısı yapan gençlerimize bir saldırı oldu, 33 gencimiz hayatını kaybetti. Hemen arkasından Adıyaman'da 1 askerimiz şehit edildi ve Ceylânpınar'da da 2 polisimiz şehit edildi. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, 7 Hazirandan sonra hemen bu Meclisi olağanüstü toplantıya çağırdık, "Gelin kardeşim, gelin, burada terörü konuşalım; PKK terörünü konuşalım, IŞİD'in terörünü konuşalım, DHKP-C'nin terörünü konuşalım, elinde silah tutan ne varsa, nasıl adlandırıyorsanız onların hepsini konuşalım." dedik, öyle değil mi arkadaşlar? Buraya geldik. Şimdi "hendekler" diyorsunuz. Gelin, hendekleri konuşalım. Hendekleri, PKK'yı suçlamayan hiçbir partinin de inandırıcılığı yoktur. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak PKK terörüne de karşıyız, IŞİD'e de karşıyız, DHKP-C'ye de karşıyız. Var mısınız? (CHP sıralarından alkışlar)
AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) - Biz de karşıyız.
LEVENT GÖK (Devamla) - Hendekleri kazanlara da karşıyız. Bu kadar açık ve net ilan ediyoruz.
ALİCAN ÖNLÜ (Tunceli) - AKP terörüne de karşıyız.
LEVENT GÖK (Devamla) - Hendekleri kazarak kimse halkımızın eğitim hakkıyla, sağlık hakkıyla, yaşam hakkıyla oynayamaz. Türkiye bir bütündür. Gelin, bunları konuşalım dedik. Siz ne yaptınız? Tam 29 Temmuzda, değerli arkadaşlarım, sevgili yurttaşlarım...
MEHMET UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) - Hendekleri kazana "Onlar arkadaş." dediniz, terörist diyemediniz.
LEVENT GÖK (Devamla) - ...bu AKP mantığını iyi anlayın.
MEHMET UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) - Hangi mantıkla olacak?
LEVENT GÖK (Devamla) - Terörü konuşalım, PKK terörüne karşı, hendek kazan PKK terörüne karşı, polisimizi öldüren, askerimizi öldüren PKK'ya karşı, IŞİD'e karşı, DHKP-C'ye karşı gelin bu Mecliste tek yumruk olalım dedik. Bütün partiler olalım, bir komisyon kuralım, bunları araştıralım dedik. Siz ne yaptınız? Sayısal çoğunluğunuzla reddettiniz.
Değerli yurttaşlarım, bu AKP çoğunluğunda iktidar, 7 Hazirandan sonra, 29 Temmuzda Türkiye'de bütün partilerin birleşmesiyle oluşturulacak teröre karşı komisyonun kurulmasını engellemiştir. Böyle bir iktidar ve böyle bir AKP'li milletvekillerisiniz siz. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) - Yüzde 60 blokunuz vardı.
LEVENT GÖK (Devamla) - Şimdi ortalık yangın yerine dönmüş, bakanlardan rica ediyoruz: Yerinizden lütfen kalkın, ne olduğunu anlatın diyoruz. Türkiye'de göç var arkadaşlar. Binlerce kişi göç ediyor.
MEHMET UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) - Yüzde 60 blokunuz vardı Sayın Gök.
LEVENT GÖK (Devamla) - Millî Eğitim okulları tatil etmiş, birçok asker sevkiyatı oluyor, doğuda askerlerimiz şehit oluyor, polisimiz şehit oluyor. İşte bugün de 3 polisimiz şehit oldu.
NURSEL REYHANLIOĞLU (Kahramanmaraş) - Kim yaptı?
LEVENT GÖK (Devamla) - Bunları konuşun, Türkiye bunları konuşsun, Türkiye'nin yakıcı gündemi bu diyoruz, bakanların ruhu bile duymuyor. Oradan bir tane kabadayı üzerimize yürümeye kalkıyor. Bir daha o sıralara yürüyün, haddinizi bildiririz sizin, bir daha bir yürüyün bakayım! (AK PARTİ sıralarından gürültüler, CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) - Hadi be!
LEVENT GÖK (Devamla) - Biz Türkiye'nin hakkını savunuyoruz, biz Türkiye'nin menfaatlerini savunuyoruz. Niçin bir tane sayın bakan buradan kalkıp da anlatamıyor güneydoğuda ne olduğunu? Anlatamazsınız, siz yarattınız, siz yarattınız! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
OKTAY ÇANAK (Ordu) - Aynaya bak, aynaya!
LEVENT GÖK (Devamla) - Ben aynaya bakıyorum, şeref madalyamı görüyorum, sizin de utancınızı görüyorum.
VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) - Utanç size ait.
LEVENT GÖK (Devamla) - PKK kandırıyor, cemaat kandırıyor, herkes kandırıyor ama güya iktidardasınız.
VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) - Utancı size iade ediyoruz.
LEVENT GÖK (Devamla) - Yok öyle yağma! Türkiye'yi yangın yerine çevirdiniz. Her şeyin sorumlusu sizsiniz.
AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) - Millet seyrediyor, millet.
LEVENT GÖK (Devamla) - Bu halkımız er ya da geç sizlere elbette gereken dersi verecek. Bu yangın yerine dönen Türkiye'de ölen polislerimizden de askerlerimizden de biliniz sizler sorumlusunuz; ölen bütün masum insanlarımızın ölümlerinden de sizler sorumlusunuz çünkü ülkeyi yönetemiyorsunuz. Gelip şurada bakanların konuşacağı bir tek dahi cümle yok. Ama sizin tankınız olabilir, topunuz olabilir, TOMA'larınız olabilir ama...
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Bizim de Allah'ımız var.
LEVENT GÖK (Devamla) - ...bizim de mangal gibi yüreğimiz var. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)