GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 17-25 Aralık süreciyle ilgili cumhuriyet savcılılıklarının gönderdiği fezlekelerin ve eklerinin milletvekillerinin tetkikine açılmamasının yanlış bir uygulama olduğuna ve bu konuyla ilgili Meclis soruşturması önergelerinin tekrar gündeme getirilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:1
Birleşim:11
Tarih:08.12.2015

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Benim sesim Oktay Bey kadar gür değil, şunu açıverseler daha iyi olur Sayın Başkan uygun görürseniz.

Şimdi, Sayın Başkan, ne kadar zor ve çaresiz bir hâl içinde olduğunuz, inanın, yüzünüze bile yansıyor.

BAŞKAN - Çaresiz değiliz. Kusura bakmayın, öyle bir algı operasyonu yapmayın, ben ne yaptığımı çok iyi biliyorum.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Hayır, hayır, savunmaya çalıştığınız şeye kendinizin de inanmadığı en azından yüzünüze yansıdı, önce bunu bir söylemem lazım; birincisi bu. (CHP sıralarından alkışlar)

Bunu açma imkânı yok mudur Sayın Başkanım? Her hâl ve şartta ayaktayız.

Sayın Başkan, 17 ve 25 Aralık soruşturmalarıyla ilgili evraklar o dönemin Meclis Başkanı Sayın Cemil Çiçek'in şahsına gelmedi; Türkiye Büyük Millet Meclisinin 550 sayın üyesinin bilgi, ilgi, dikkatine ve bu çerçevede bir işlem yapılmasına yönelik olarak geldi. Şimdi, bu noktada, bugün İsmail Kahraman'ın uygulaması ile o gün Cemil Çiçek'in uygulaması arasındaki durum için şu söylenebilir: Aslında ha Cemil Çiçek ha İsmail Kahraman. O gün Türkiye Büyük Millet Meclisinin iradesini hiçe sayan, saygısızlık yapan, gasbeden, dolayısıyla 78 milyona saygısızlık yapan, 78 milyonu hiçe sayan irade de AK PARTİSİ, Adalet ve Kalkınma Partisi, AKP iradesidir; bugün işin doğrusunu yapan da o iradedir. Bu, AKP için bir ayıptır, bir utanç vesilesidir.

VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) - Hayır.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Evet.

Gerçekten Cemil Çiçek'in şahsi kararı değildi, tıpkı bugün İsmail Kahraman'ın da şahsi kararı olmadığı gibi. Kaldı ki, sizin savunmanızda söylediğiniz Anayasa 138 "Yargı yetkisinin kullanılması bakımından Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşme yapılamaz." demiştir. Dolayısıyla, bu işte Türkiye Büyük Millet Meclisinin sadece Başkanı bilecek, üyeleri bilmeyecek diye bir mantık olamayacağına göre, o dönemin Meclis Başkanı Sayın Cemil Çiçek, buradaki, başta AK PARTİ'li milletvekilleri olmak üzere, bütün Parlamentoyu oluşturan yüce milletin kıymetli temsilcilerinin hakkını gasbetmiştir. Bu milletvekillerinin tamamını yok saymıştır, hiçe saymıştır, daha vahim olmak üzere, Türkiye Büyük Millet Meclisine saygısızlık yapmıştır. Bu şunu da doğurur: 17 ve 25 Aralık soruşturmalarının yeniden, sil baştan Türkiye Büyük Millet Meclisinde ele alınması hepimiz için, sadece muhalefet için değil, iktidar partisinin çok sayın milletvekilleri için de bir zorunluluk hâline gelmiştir. (CHP sıralarından alkışlar)

Buradan hem tutanaklara geçiriyorum hem Başkanlık Divanına hem Genel Kurula sesleniyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi, kendisine yapılan bu saygısızlığa, bu hiçe saymaya, bu hak gasbına karşı el birliği yaparak 17 ve 25 Aralığı yeniden ortaya koymalıdır.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)