GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:7
Tarih:30.11.2015

LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

Konuşmama başlamadan önce, dün, Diyarbakır'da, hain bir saldırıda hayatını kaybeden Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi'ye, hayatını kaybeden 2 polis kardeşimize, bugün Derik'te hayatını kaybeden jandarma uzman çavuşu kardeşimize Allah'tan rahmet diliyorum. Hepsi Türkiye'nin ortak paydası, insanımız olan bütün bu arkadaşlarımızın acısına, bütün ulusumuza başsağlığı diliyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün, bu görüşmelerden sonra, 64'üncü Hükûmetin güven oylamasına başvuracağız. Hükûmet bizlerden güvenoyu istiyor ve Parlamentodan bu güvenoyunu alırsa çalışmalarına devam edecek.

Elbette, değerli milletvekilleri, şöyle bir tabloya baktığımızda, bugün tam araştırma önergemizin konusunu verdiğimiz saatlerde, gazetecilere açık tehditlerin sürdürüldüğü, boyun eğmeyenlerin sokaklarda saldırıya uğradığı, saldırıya uğrayanların sahipsiz kaldığı, saldırı yapanların da serbest bırakıldığı bir ortamda, sadece halkın haber alma hakkını kullanan gazetecilerin içeriye atıldığı bir ortamda Can Dündar'ın, Erdem Gül'ün halkın gerçekleri öğrenme hakkından başka amacı olmayan gazetecilik faaliyetlerinden dolayı tutuklandığı bugünde Cumhuriyet gazetesine bir de vergi incelemesi başlatıldı.

Değerli Hükûmet üyeleri, siz neyin güvenoyunu istiyorsunuz?

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Hükûmet yok burada, Hükûmet yok şu anda.

LEVENT GÖK (Devamla) - Sayın Hükûmet yok. Mecliste görüşmeler var, Hükûmet yok, Hükûmet gerçekleri öğrenmek isteyen, halka bilgi vermek isteyen gazetecilerin tutuklanmasını seyrediyor. Cumhurbaşkanı talimat veriyor, "Bunun bedeli ağır olacaktır." diyor, gazete üzerinde vergi incelemesi... Neyin güvenoyu bu değerli arkadaşlarım, neyin güvenoyu? Türkiye'yi getirdiğiniz tablonun farkında mısınız? Yani Can Dündar'la Erdem Gül herkesin bildiği bir gerçeği yazdılar, gerçeği ifşa ettiler diye tutukluyorsunuz.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Cumhurbaşkanı açıkladı önce, MİT tırları diye Cumhurbaşkanı açıkladı.

LEVENT GÖK (Devamla) - "O tırlar IŞİD'e gitmiyordu, Türkmenlere gidiyordu." diye itirafta bulunuyorsunuz. Yani bir itirafta bulunuyorsunuz, silahlar bir yere gidiyor ama bu arkadaşlarımız casusluktan dolayı tutuklanıyor. Yazık, günah! Hiç olmazsa "İftira atıyordunuz." deyin, "Biz yanlış yere gönderdik." deyin. Bunu söylemiyorsunuz. Bu kişiler cezaevinde ve böyle bir ortamda biz güvenoyunu burada birazdan oylara sunacağız.

Değerli arkadaşlarım, biz Hükûmete güvenmiyoruz. İktidarınızın üzerinde Reyhanlı'nın, Suruç'un, Ankara katliamlarının sorumluluğu vardır. (CHP sıralarından alkışlar) Size güvenmiyoruz. Size güvenmiyoruz; sadece 7 Hazirandan sonra bu ülkede 200'e yakın asker, polis şehit oldu. 250'ye yakın masum insan hayatını kaybetti. Hukuki güvence yok, yaşam hakkı yok. O nedenle sizlere güvenmiyoruz.

2013 yılında 823 milyar dolar millî geliri aldınız, şu anda indirdiniz 725 milyar dolara; halkın millî gelirini küçülttünüz.

Yine 2002 yılında 626 milyon dolar cari işlemler açığı varken, şu anda, iktidarınız döneminde 75 milyar dolara fırladı; size güvenmiyoruz.

Türkiye'nin AKP'den önce 130 milyar dolar dış borcu vardı, şimdi tam 3 kat arttı; 405 milyar dolara çıktı; sizlere güvenmiyoruz.

136 bölgede hukuksuz bir şekilde özel güvenlik bölgeleri ilan ettiniz, günlerce süren sokağa çıkma yasakları ilan ettiniz, Anayasa'ya aykırı davrandınız; sizlere güvenmiyoruz.

Sayın milletvekilleri, bu Hükûmete güvenmiyoruz. Bu Hükûmet Türkiye'nin en önemli kamu kuruluşlarını çarçur edip sattı. 58 milyar dolarlık özelleştirme yapıp parasını harcadınız, hâlâ hazinenin toplam borcu 435 milyar dolar; o yüzden sizlere güvenmiyoruz.

Türkiye'de vatandaşı borç batağına sürüklediniz. 2002 yılında vatandaşların 7 milyar lira borcu vardı, bu borç, şimdi, işlemiş faizleriyle tam 400 milyar lirayı buluyor; sizlere güvenmiyoruz.

Değerli milletvekilleri, 2002 yılında 500 bin senet vadesinde ödenmediği için protesto edilmişti, şimdi bu miktar tam 1 milyona çıktı.

Cezaevlerinde 2002 yılında 59 bin kişi vardı, 2015 yılında tam 170 bin kişi yatıyor; sizlere güvenmiyoruz.

AKP iktidarlarına güvenmiyoruz çünkü AKP iktidarlarında aileler dağıtıldı. Bu sene, tam 130 bin ailenin boşanma nedeniyle yuvaları dağıtıldı.

Değerli milletvekilleri, Hükûmet daha yeni geliyor ama ortada Başbakan var mı yok mu?.. Sizlere güvenmiyoruz. Cumhuriyet tarihinde ilk defa, dünya tarihinde ilk defa bir başbakan şu kürsüden çıkıp dedi ki: "Ben Başbakanım ama ülkeyi yönetemiyorum, benim üzerime bir de başkan lazım." O yüzden Başbakana güvenmiyoruz. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

Bir başbakan düşünün, üzerinde bir vesayet kurumu oluşturuyor, başkanlığı savunuyor. O yüzden biz diyoruz ki böyle "boş bakanın" olduğu Hükûmete güvenmiyoruz. (CHP sıralarından alkışlar) Onun için bu Hükûmete güvenoyu vermeyeceğiz, "hayır" diyeceğiz.

Bu "hayır" ülkeyi kaosa sürükleyen iktidar anlayışına karşıdır.

Bu "hayır" Reyhanlı'da, Suruç'ta, Ankara'da, bilindiği hâlde önlenmeyen saldırılarda hayatını kaybeden yurttaşlarımızın hesabını sormak için olacaktır.

Bu "hayır" Uludere'de öldürülen 34 gencimizin hâlâ kanlarını yerde bırakan iktidar ve adalet anlayışına karşı olacaktır. (CHP sıralarından alkışlar)

MEHMET METİNER (İstanbul) - Şiirsel konuşuyorsun be!

LEVENT GÖK (Devamla) - Bu "hayır" bir tek dost komşu ülke bırakmayan dış politika anlayışına karşı olacaktır.

Bu "hayır" eğitimi, sağlığı yapboz tahtasına döndürüp geleceğimizi karartan iktidar anlayışına karşı olacaktır.

Bu "hayır" halkın parasını şatafatlı saraylarda çarçur eden iktidar anlayışına karşı olacaktır.

Bu "hayır" yolsuzluk yapanları serbest bırakıp yolsuzluk yapanları yakalayanları serbest bırakmayan adalet anlayışına karşı olacaktır.

Bu "hayır" el koyduğu şirketleri, gazeteleri kendi yandaş kayyumlarına hortumlatanlara karşı olacaktır. (CHP sıralarından alkışlar)

Bu "hayır" gazetecilik görevini yapanları sindirip tehdit eden anlayışa karşı olacaktır.

Bu "hayır" Can Dündarları, Erdem Gül'ü hapse atan anlayışa karşı "Gelin, sıkıysa bizi de tutuklayın, biz de onlarla..." diyen bir anlayış olacaktır. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri alkışlar)

Bu "hayır" kadına yönelik şiddeti sadece izlemekle yetinen, kadını meta olarak gören bir iktidar anlayışına karşı olacaktır.

Bu "hayır" devletin gözü önünde bir baro başkanının, Tahir Elçi'nin katledilmesine seyirci kalan iktidar anlayışına karşı olacaktır. (CHP sıralarından alkışlar)

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biz bu iktidarın ne yaptığını biliyoruz ne yapacaklarını da biliyor ve onlara güvenmiyoruz. Vereceğimiz bu "hayır" oyu Türkiye'yi kuruluş felsefesinden uzaklaştırıp Atatürk'ün izlerini silmeye çalışanlara karşı olacaktır. (CHP sıralarından alkışlar)

Bu "hayır" Türkiye'yi parlamenter sistemden uzaklaştırıp bir diktatör yaratma anlayışına karşı olacaktır. (CHP sıralarından alkışlar)

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu "hayır" Başbakan olduğunu sandığı hâlde hâlâ şu kürsüden çıkıp da "Ben Başbakanım ama benim üstümde bir vesayet makamı oluşturulsun, ben ülkeyi yönetemiyorum, ben işleri beceremiyorum, Türkiye'nin sorunlarına vâkıf değilim." Diyerek, böyle bir anlayışı savunup "Benim üzerimde bir başkan olsun." diyen Başbakana ve Hükûmete karşı olacaktır. (CHP sıralarından alkışlar)

Bu "hayır" Türkiye'de insan haklarını ihlal eden devlet anlayışına karşı, ceberut devlet anlayışına karşı, demokrasiyi katleden her türlü antidemokratik uygulamalara karşı, mazlum halkımızı ezen polis anlayışına karşı, emniyet anlayışına karşı, iktidar anlayışına karşı olacaktır.

Bu "hayır" Türkiye'yi gerçek demokrasiyle tanıştırmak için, insan haklarını tesis etmek için, yeniden Türkiye yaratmak için, bir mücadele dönemi için "hayır" olacaktır. (CHP sıralarından alkışlar)

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu duygu ve düşüncelerle hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)