| Konu: | MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 125 |
| Tarih: | 27.06.2012 |
İHSAN ÖZKES (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Diyanet kürtaj konusunda siyasetin bir parçası oldu. Başbakan Yardımcısının bulunduğu bir ortamda, sipariş üzere, ısmarlamayla açıklama yaptı. Toplumsal bütünlüğü bozacak şekilde, kürtaj yasağı karşıtlarını hedef aldı. On yıl hiçbir açıklama yapmadı, ne zaman ki Başbakan "Her kürtaj bir Uludere'dir." dedi, Diyanet Başkanı da günlük sıcak siyasete taraf ve destek oldu. Diyanet Başkanı cübbesini çıkarsın, siyaseti öyle yapsın.
Sayın Başbakan rahmetli İnönü'yü hedef alarak, "Namaz Hocası"nı, şu "Namaz Hocası"nı ve "Mevlit" kitabını yasakladığını söyledi, -bu "Mevlit" kitabı ancak her iki kitabın İslam ile bağdaşmadığına dair 1944 ve 1945 yıllarında Diyanet Müşavere Heyetince karar verildiği ortaya çıktı. Başbakan büyük devlet adamı rahmetli İnönü'ye dil uzatmakla, iftira etmekle vebale girmedi mi? Başbakan rahmetli İnönü ile nasıl helalleşecek? Dindar Başbakan bu haktan nasıl kurtulacak?
AHMET YENİ (Samsun) - Derdi sana mı düştü?
İHSAN ÖZKES (Devamla) - Sayın Başbakan ayetler, hadisler okuyarak Suriye ile savaş ortamı hazırlıyor. "Hazreti Ali'nin dediği gibi, haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır." diyor. Hâlbuki bu söz Hazreti Muhammed'e aittir. Hazreti Ali'nin sözü şudur: "Haksızlık önünde eğilmeyiniz, eğilirseniz önce hakkınızı, sonra şerefinizi kaybedersiniz."
Başbakan şayet büyük Orta Doğu Projesi Eş Başkanlığından istifa eder, Yahudi Üstün Cesaret Ödülü'nü de iade ederse İslam dünyası huzur bulur. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
Suriye Baş Müftüsü Ahmet Hassun, Diyanet İşleri Başkanıyla görüşmek istiyor. "İsrail'in oyununa gelmeyelim, iki ülkenin diyanet başkanları olarak görüşelim." diyor. Fakat iktidarın dümen suyunda giden Diyanet Başkanı, Suriye Diyanet Başkanının bu davetini reddediyor. Avrupalı Yahudi hahamlarıyla, Hristiyan papazlarıyla sarmaş dolaş olan Diyanet, komşu Müslüman ülke Suriye Diyanet Başkanıyla görüşmeyi kabul etmiyor. Önceden yapılan tüm anlaşmaları ve programları da iptal ediyor. İslam tarihinde davete icabeti reddeden, barış yerine kavgayı seçen Diyanet İşleri Başkanı olarak yerini alıyor.
Suriye ile savaşa en çok İsrail ve Hristiyan dünyası sevinir, İslam dünyası ise üzülür. Adı "barış" olan İslam inananları barışa çağırıyor. Dinî, kültürel, siyasi, sosyal, ticari ve komşuluk hukuku açısından Türkiye'nin Suriye'yle savaşı doğru olmaz, caiz değildir. Unutmayalım ki asıl, Allah'ın gazabı daha şiddetlidir.
Diyanet büyük bir imparatorluk hâline geldi. 100 binden fazla görevlisi, 3 başkan yardımcısı, 5 başkanlık, 7 genel müdürlük, 35 daire başkanlığı, 250 Diyanet İşleri uzmanı, 100 Din İşleri Yüksek Kurulu uzmanı, il ve ilçe müftülerinden başka 40 Diyanet müftüsü, il ve ilçe vaizlerinden başka 40 Başkanlık vaizi, 15 Başkanlık müşaviri var.
Şimdi, 15 olan Başkanlık müşaviri sayısının 40'a çıkarılmasını görüşüyoruz. Diyanette israf var, kadrolaşma var, siyasallaşma var. Haram olan israfı anlatmakla mükellef olan Diyanet israf batağında yüzüyor, fakir fukaranın, garip gurebanın vergilerinden oluşan bütçeyi lüks otellerde düzenlediği etkinliklerle yiyor. (CHP sıralarından alkışlar) Dünyanın en pahalı haccını bizim insanımız yapıyor. Hac parasından Diyanet Başkanının lojmanına 400 bin TL harcanıyor. Hacıların rızası olmaksızın 2011 yılı ihtiyat akçesi olarak ayrılan hac parasından 8 milyon 183 bin 971 avroyu Diyanet kendisi harcıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - Bunu müftüyken söylüyor muydun?
İHSAN ÖZKES (Devamla) - Diyanet ne paraya doyuyor ne de kadrolaşmaya.
BAŞKAN - Sayın Özkes, teşekkür ediyorum, süreniz doldu.
İHSAN ÖZKES (Devamla) - Diyanet, iktidara değil, Allah'a yakın olmalıdır.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)