| Konu: | ÇOCUK ESİRGEME KURUMUNUN KURULUŞUNA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 125 |
| Tarih: | 27.06.2012 |
TÜLAY KAYNARCA (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 30 Haziran Çocuk Esirgeme Kurumunun kuruluş yıl dönümü nedeniyle gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlarım.
Ulusal politikaların temelinde "çocuk ve korunmaya muhtaç çocuk" olgusu önemli bir yer tutmalıdır. Sosyal hizmetler meselesi ve dolayısıyla da Çocuk Esirgeme Kurumu Türkiye'de köklü bir geçmişe sahiptir. Cumhuriyet Türkiyesi'nin ilk sosyal hizmet kurumu olan "Türkiye Himaye-i Etfal Cemiyeti"nin kuruluş ve gelişim serüveni hayli uzun ve eskidir. Cemiyet, yaşanan savaşlar nedeniyle ailesiz kalan çocukları, Anadolu'ya göç eden ailelerin kimsesiz ve yoksul kalan çocuklarını himaye etmek amacıyla kurulmuştur, 30 Haziran 1921 tarihinde. Cemiyetin 1921 yılında 10 olan şube sayısı 1935'te 612'ye çıkmış, 1935 yılı itibarıyla da "Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu" ismini almıştır.
Sosyal hizmetlerin tek elde toplanması amacını güden 2828 sayılı SHÇEK Kanunu 1983 yılında çıkarılmıştır. Bu Kanun'la, dağınık hâldeki çocuk koruma hizmetlerinin belli oranda toparlamak amaçlanmıştır.
Çocuk ve korunmaya muhtaç çocuklar meselesine büyük önem veren AK PARTİ döneminde SHÇEK'in olanakları inanılmaz bir hızla iyileştirilmiş ve 2002 yılında 121 milyon olan kurum bütçesi, 2007 yılında yüzde 500, altını tekrar çiziyorum, yüzde 500 artışla 791 milyon TL'ye yükselmiştir.
Bütün bu iyileştirmelere rağmen yine asıl hedef, Türkiye'de bütüncül, kapsamlı ve tüm kurumların etkin ve entegre olduğu bir çocuk koruma politikası kurulmasıdır. Nitekim bunun için, bilindiği üzere 633 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu kapatılarak "Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı" kurulmuştur. Aynı kararnameye göre, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bünyesinde "Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü" de kurulmuş ve 31 Aralık tarihi itibarıyla da çalışmalarına hız kazandırmıştır.
Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumunun kapatılması ve Genel Müdürlüğe devriyle birlikte çocuk meselesinin bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmesi mümkün kılınabilmiştir. Ayrıca, koruma sistemi sadece aile parçalanması ya da ölüm gibi sebeplerle korumayı değil, aileyi ve çocuğu bir arada desteklemeyi hedeflemiştir. 2011 rakamlarına göre, aile yanında destek verilen 29.900, kuruluştan aileye döndürülen 8.367 -lütfen bu rakama dikkat ediniz, kuruluştan aileye döndürülen çocuk sayısı tam 8.367'ye ulaşmış- danışmanlık hizmeti verilen çocuklarımızın sayısı 1.237, kuruluş bakımı altındaki çocuklarımızsa 13.908 olarak tespit edilmiştir.
AK PARTİ programında bütün bunlar yer almaktadır ve bugün çocuk yuvaları ve yetiştirme yurtlarında 20-25 kişinin kaldığı koğuş modelinden sevgi evleri ve çocuk evleri modeline geçilmiştir. Suça itilen çocuklar için yedi tane koruma, bakım ve rehabilitasyon merkezi; duygusal, cinsel ve fiziksel istismara uğrayan çocukların geçirdiği travma ve içine girdikleri davranış bozukluklarını gidermek için de tam yirmi üç bakım ve sosyal rehabilitasyon merkezi açılmıştır. Sokakta çalışmak zorunda kalan binlerce çocuk, eğitim hayatına geri döndürülmüştür. Çocuk hakları Anayasa'ya alınmıştır ve on sekiz yaşından küçük herkesin çocuk sayılması hükmü getirilmiştir. Yine, Terörle Mücadele Kanunu'nda, "taş atan çocuklar" diye bilinen çocuklarımızın yetişkinler gibi yargılanmasının da önüne geçilmiştir. Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi tarafından tavsiye edilen standartlarda 2012-2016 yılları arasında yapılması gereken eylemleri de bütün bu çalışmalar kapsamaktadır.
Sonuç itibarıyla, cumhuriyet tarihimizin en köklü hizmet politikalarından biri olan çocukları koruma meselesinde, son on yılda uluslararası standartları hedefleyerek, köklü değişiklikler ve büyük başarılara imza atılmıştır. Çocuklarımızın çocuk haklarını içselleştirmiş, şefkatle himaye edildikleri bir toplumda istismardan, yoksunluktan, acılardan uzak bir şekilde yetiştirilmesi dileğiyle sözlerimi tamamlıyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kaynarca.