GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRK TİCARET KANUNU İLE TÜRK TİCARET KANUNUNUN YÜRÜRLÜĞÜ VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:124
Tarih:26.06.2012

CHP GRUBU ADINA TURGUT DİBEK (Kırklareli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkanım, yemek arasını biraz kısa verdiniz herhâlde. Değerli arkadaşlarımız pek Meclise teşrif etmiş değiller. Aslında çok önemli bir kanunu görüşüyoruz. Zannediyorum 20 kişi var ya da 25 kişi var.

CUMA İÇTEN (Diyarbakır) - Sizde de yok.

TURGUT DİBEK (Devamla) - Evet, iktidardan da arkadaşlarımız yok.

Değerli arkadaşlar, bu kanunu geçen dönem -geçen dönem Parlamentoda olan arkadaşlarımız bilirler- uzlaşarak çıkarmıştık birkaç gün içerisinde. Sadece Ticaret Kanunu değil, aynı zamanda, yanında Borçlar Kanunu vardı, ki önce onun kanunlaşmasını talep ediyorduk, doğrusu oydu. Bir de Medeni Usul Kanunu'nu da çıkarmıştık. Üç kanunu birlikte, bir paket hâlinde? Bunlar mevzuatımızdaki temel kanunlarımız ve önemli değişiklikler içeriyordu. Tüm siyasi partiler geçen dönem burada bu kanunlarla ilgili olarak bir uzlaşı sergilemişti ve birlikte çıkarmıştık.

Çıkarmıştık ama Ticaret Kanunu'yla ilgili şöyle bir gerçek var: Bu Kanun'u geçen dönem biz Komisyonda görüşmemiştik, benden önce söz alan arkadaşlarımız da dile getirdiler. Ticaret Kanunu 22'nci Dönemde Parlamentoya gelmişti ve Komisyonda maddeleri 22'nci Dönemde görüşülmüştü. Biliyorsunuz İç Tüzük'ün 77'nci maddesi var, o maddeye göre geçen dönem Komisyonda maddelerini görüşmedik ve 22'nci Dönemdeki geçmiş hâliyle Genel Kurula geldi. Sadece son dönemde yani kanun gelmeden evvel, gruplar, kanunla ilgili olarak, aralarından temsilci seçerek, kanunun eksikleri varsa, öyle, yeterli olmayan, kısa bir çalışma yapmışlardı.

Bunu niye söylüyorum? Şunun için söylüyorum: Bakın, daha Kanun yürürlüğe girmedi. Bizim Parlamento geleneğimizde önemli bir temel kanundan bahsediyorum yani sıradan bir kanun değil. 1956 yılında çıkmış Ticaret Kanunu, yaklaşık elli altı yıllık bir kanun uygulamada var, onu değiştiriyoruz, yepyeni bir kanun hâline getiriyoruz. Bin beş yüz otuz beş maddelik bir kanun. Gerçi, bu bin beş yüz otuz beş maddenin yarıya yakın kısmı önceki Ticaret Kanunu'nun hükümleriydi ama çok şey değişti. Reform niteliğinde, iş dünyasının "Mutlaka değişmesi gerekir." dediği çok önemli değişiklikleri yaptık. Fakat yaptık da şimdi bu kanunu, yani yürürlüğe girmeden bu değişikliği niye getirdik? Yani bunu sizler de sorguluyorsunuzdur mutlaka, bizler de sorguluyoruz. Mademki bu Kanun dört dörtlük hazırlanmıştı, niçin bugün yaklaşık bu Kanun'un içindeki yüz maddeyi yeniden değiştirmek ihtiyacı duyuyoruz? Tabii, burada bu benim aklıma takıldı. Ben Komisyonda da bunu söylemiştim. İş dünyası, şirketler, onların örgütlü temsilcileri, bana göre, ayakta uyumuşlar, şimdi "İmdat!" diye bağırıyorlar. Bizim arkadaşlarımız da var, ben Sinan Bey'e de söyledim yani geçmişte kendisi biliyorsunuz iş dünyasının içerisindeydi. TOBB? Yani bu kanun yıllarca Parlamentoda, komisyonlarda görüşüldü veya önceki hazırlık çalışmaları vardı. İş dünyasının temsilcileri yok muydu? Mutlaka vardı. Peki, onlar ne yapmışlar? İşte, bugün "Ya, biz, ne yapmışız? Her taraf hapis cezası. İşte, denetçi, denetçi? Bunların altından nasıl kalkacağız? Kaynanamıza dahi buzdolabı satamıyoruz. İşte, bu kadar defter onayı olur mu? Efendim, şirketimizden bir kuruş para çekemiyoruz." diye ortalığı ayağa kaldıran bu iş dünyası veya şirketler, bu Kanun geçerken -yani ocak ayında geçti biliyorsunuz, 2011'in Ocak ayında geçmişti- niye hiç seslerini çıkarmamışlar? Bana göre, uyumuşlar; öyle diyorum, yani başka bunun nitelemesi yok.

Değerli arkadaşlar, on sekiz ay geçti Kanun Mecliste kabul edildiğinden bu yana -yani 6102 sayılı Ticaret Kanunu'ndan bahsediyorum- tam on sekiz ay geçti. Çok değil, sayılı günler var, bir hafta; bir haftamız da yok, işte pazar günü kanun yürürlüğe girecek. Şimdi, bu kadar beklemek de ayrı bir süreç. "Yine alelacele bir şeyler yapıyor muyuz?" diye bir kaygı taşımıyor değilim. Sanıyorum iki haftalık bir çalışma yapılıyor. Bu konuda Sayın Bakanı, bürokratları, AKP Grubunu, diğer grupları birlikte çalıştıkları için aslında kutlamak da lazım. Yani iş dünyası, işte, bu kanun çıksın. diye -değişiklikten bahsetmiyorum, daha önceki temel Ticaret Kanunu çıksın. diye- kapı kapı grupları gezmişti. Yani "Ocak ayından önce ne olursunuz çıkarın. İşte, bu kanuna çok ihtiyacımız var. Bu kanun çıkmazsa bizim işlerimiz aksıyor." diye bizim grubumuza da geldiler, Genel Başkanımızla görüştüler, bizim çekincelerimiz vardı kısmen ve o talepler karşısında bu Kanun çıkmıştı ocak ayında. Daha sonra, işte, az önce bahsettiğim o sakıncalar yürürlüğe girmeden keşfedildi.

Bu konuda, bana göre, Şükrü Kızılot'u kutlamak lazım. Yani bu kanununla ilgili, zannediyorum, Türkiye'de iş dünyasının tekrar uyuyan gözlerini açtı diye düşüneceğim çünkü Sayın Kızılot'un "Bu kanun -1 Temmuzda yürürlüğe girecek olan Ticaret Kanunu- bu hâliyle girmiş olsa, girse nelerle karşılaşacaksınız? İşte, sizin hâliniz ne olacak?" diye yazıları vardı, çarpıcı yazılar. Değişik örneklerle, bu kanun yürürlüğe girdiği zaman neler olacağını anlatmıştı. Sanıyorum, Şükrü Kızılot böyle yararlı bir iş yaptı diye düşünüyorum iş dünyasına. Gazetede yazıyor, İnternet'te yazıyor, sizler de takip ediyorsunuz. O yazmasa belki bu değişiklikler de gelmeyecekti, onu da söyleyeyim çünkü bana göre, şirketler olayı belki de fark edemeyeceklerdi.

Şimdi, bunları geçelim. Bu kanunun bir haftalık süre içerisinde ya da on günlük bir çalışma ile huzurunuza gelmesi? Ki iyi niyetle gelmiştir; gruplar, tüm gruplar -biz, Milliyetçi Hareket Partisi, BDP- bu işin mutfak kısmında bir uzlaşı, bir müzakere zemini aramışlardır. Bizler de düşüncelerimizi ilettik. Komisyon çalışmalarında da bence çok olgun bir ortam vardı. Hatta şunu söyleyeyim: Komisyonda geçen hafta bu kanunu görüşürken burada yoklamayla ilgili süreç vardı, talepler vardı -tabii, yoklama istiyoruz- AKP'li arkadaşlarımız Komisyondan aşağı inmek zorunda kaldılar. Komisyon Başkanımız Sayın İyimaya -biz 4 kişiyiz, sanıyorum MHP'den 2 arkadaşımız var, 6 kişi; AKP'liler burada- "Ya, ne yapacağız?" dedi. "Tamam, onlar orada olsun, biz kanunu geçirelim." dedik yani bu kanun Komisyondan, arkadaşlar -bir kısmı, özellikle son kısmı, büyük bir kısmı- muhalefetin oylarıyla geçti. Sayın Bakan bu konuda?

MUAMMER GÜLER (Mardin) - Teşekkür ederiz.

TURGUT DİBEK (Devamla) - Gerçekten öyle Sayın Valim.

Sayın Bakanımız da bu konuda çok olgun davrandı. Bizim çok az talebimiz, önergemiz vardı, sanıyorum iki ya da üç önergemiz vardı. Bu önergelerimiz içerisinden büyük bir kısmı kabul edildi. Bir önergemiz, 552'nci maddeyle ilgili önerge? Ki Sayın Akif Hamzaçebi'nin de belirttiği önemli bir maddeydi o. 552'nci madde Sermaye Piyasası Kanunu'na tabi olmayan şirketlere halktan para toplama yetkisi veriyordu, onlara o izni veriyordu. Bununla ilgili, tabii, geçmişte çok acılar yaşamıştık yani bununla ilgili -isimler vermeyelim ama- şirketler gidiyordu, iyi niyetle, vatandaşın o inançlarını belki bir anlamda sömürerek onların paralarını topluyorlardı ve insanlar mağdur oluyorlardı. Şimdi bunun önüne geçildi. Yani bunu yapacak olan şirketler belli zaten. Ha, bu konuda, bu hükme uymayan, buna rağmen para toplayan, buna aykırı davranan ve insanların zarar görmesine neden olan kişilere nasıl bir yaptırım uygulanacaktı? Bununla ilgili 29'uncu maddede bir hüküm var, 11'inci bentte. Yani Hükûmet tasarısında "Bir yıla kadar hapis" olarak gelmişti o. Bize göre, çok yeterli değildi, düşük bir cezaydı çünkü alt sınırı bir aydır yani bir yıla kadarsa alt sınırı bir ay olarak uygulanabilir. Olayın ağırlığı, vatandaşların uğrayacağı zararı da düşünerek mahkemeye, hâkime daha geniş bir marj, daha geniş bir yetki vermek gerektiğini düşünmüştük ve biz "Bir yıldan üç yıla kadar bu cezanın olması gerekir." diye bir önerge vermiştik. Ama arkadaşlarımız da, Sayın Hükûmetin de Bakanın da desteklediği bir önerge verdiler. Onların "Altı aydan iki yıla kadar" şeklinde bir önergesi vardı. O önerge kabul edildi, bizim önergemiz reddedildi. Biz, hâlâ, o konuda, cezanın, dediğim gibi, doğacak olan zararları da düşünerek, üç yıla kadar olmasının çok yararlı olacağını düşünüyoruz. Maddeler görüşülürken bu konudaki önergemizi de vereceğiz.

Evet, sözlerimi bitireceğim, sonuna geldik. Yasanın, değerli arkadaşlar, yani Sporda Şiddet Yasası gibi? Orada uygulanarak değişiklikleri yapmıştık, bu ikinci örneği oluyor. Yani onunla ilgili bir uygulama oldu, biliyorsunuz, ondan sonra o camia ayağa kalktı. Burada, iş dünyası henüz kanun uygulanmadan ayağa kalktı. Yani zararın neresinden dönülse kârdır ama Parlamento geleneğine böyle bir düzenleme yakışmıyor, daha doğrusu bu yöntem yakışmıyor. Bir kanunu çıkarıyoruz, daha sonra onu uygulamadan değiştirmek zorunda kalıyoruz. Dilerim bundan sonra böyle bir örnekle karşılaşmayız diyorum.

Biz genel olarak kanunun büyük bir kısmında mutabıkız, destek vereceğiz. Dediğim gibi, çok az kısmıyla ilgili olarak farklı düşünüyoruz, onları da önergelerle sizlere sunacağız.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Dibek.