| Konu: | İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 90 |
| Tarih: | 03.04.2015 |
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; 687 sıra sayılı Tasarı'nın 24'üncü maddesi üzerine verdiğimiz önergeyle ilgili olarak söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, 24'üncü madde de 23'üncü maddeyle bağlantılı. Aslında sadece iki buçuk satırlık bir madde. İki buçuk satırlık bir maddeyi konuşuyoruz ama biraz detayına girince iki buçuk ciltlik kitap yazacak kadar bir derinliğe sahip olduğunu hep birlikte görüyoruz. Bir önceki maddeyle ilgili yaptığımız konuşmalarda sizlerin aslında müsteşar veya üst düzey memurları görevden aldığınızda onları Başbakanlık müşaviri olarak atadığınızı, daha sonra, daha düşük rütbeli memurları da görevden aldığınız da onları bakanlık müşaviri olarak atadığınızı anlatmıştım. Şimdi, burada da gerçek niyetinizi anlatacağım.
Gerçek niyetiniz şu arkadaşlar: Seçimlere giderken, eğer bir müsteşara veyahut da daha alt düzey bir memura yasaları zorlayıcı bir iş yaptırmaya kalkarsanız size karşı çıkabilir, "Efendim, bu buyurduğunuz iş yasalara aykırıdır ve biz bunu yapmak istemiyoruz." diyebilir. Bu durumda iki yolunuz var: Ya bu insanı görevden alacaksınız ya da ikna edeceksiniz. Görevden alırsanız ne olur? Görevden alırsanız, gider dava açar ve görevine geri gelir, daha önceden olduğu gibi. Peki, ikna etmek için ne yapmanız lazım? İkna etmek için, bu memuru bir koruma altına almanız lazım. Memura diyorsunuz ki: "Kardeşim, sen benim dediğimi yap, korkma. Benim dediğimi yaparsan ben zaten seni görevden almam ama 8 Haziranda eğer ben iktidarı kaybedersem, bir başka hükûmet gelirse seni görevden alabilir. Hiç merak etme, bu durumda sen görevden alınmış olmayacaksın, görevden alındığın gibi eş değer bir kadroya yani bakanlık müşavirliğine veya Başbakanlık müşavirliğine geçeceksin." Eh, bunu gören bürokrat elbette size boyun eğebilir, elbette boyun eğebilir. Peki, eğer bu bürokrat sizin gibi düşünmüyorsa, dünyaya sizin pencerenizden bakmıyorsa yani dik duruyorsa ve size "Hayır." diyorsa bu durumda ne yapacaksınız? Elbette görevden alacaksınız bu insanı. Bu insanı siz görevden aldığınız zaman -mahkemeye gitmesini engellemek adına- yine bu insanı bakanlık veya rütbesine göre Başbakanlık müşaviri yapıp mahkemeye gitmesini engelliyorsunuz. Yani, yaptığınız bütün bu siyaset mühendisliğinin temelinde, sizin, başta müsteşarlar olmak üzere, daire başkanları düzeyine kadar inmek kaydıyla bütün memurlara yasaları zorlayıcı işleri yaptırabilme imkânını elde etmek var. Zaten siz merak etmeyin, siz bu maddeye el kaldırdığınız zaman siz söylemeden de bu memurlar mecburen sizin dediklerinizi yapacaklar, sizin aklınızdan ne geçtiğini anlayacaklar ve size hoş görünmek adına bir kısmı Ya "Lanet olsun, uğraşmayayım ben bu işlerle." diyerek veyahut da bir kısmı "E, ne yapalım, yüce Meclis kanun çıkarmış yani emir demiri keser." deyip sizin buyurduğunuz bu işleri yapacaktır.
Küçücük bir örnek verebilir miyim size arkadaşlar, bakın, siz bir küçücük değişiklik yaptığınızda rüzgâr nasıl esiyor? Hatırlarsanız kaçak saraya halılar koyduğunuzda bu halıların rengi turkuazdı yani hani eskiden meşhur kırmızı halılar döşenirdi ama şimdi Sayın Cumhurbaşkanı böyle münasip gördü ve kaçak sarayın içine ya da holüne turkuaz renkli halı serdi. Ne oldu Türkiye'de? Her gün yürüdüğünüz o VIP'ye giriş koridorlarındaki halıların rengine bir bakın, birdenbire değişiverdi, kırmızı halılar gitti, yerine turkuaz halılar geldi.
Şimdi, bu örnekten kıssadan hisse, siz eğer bu maddeyi kabul ederseniz memurlarınız sizin aklınızdan ne geçtiğini anlayacaklar, bir kısmı sinecekler, bir kısmı sineye çekecekler ama yeri, zamanı geldiğinde de bunun hesabını soracaklar. Ne zaman bunun yeri, zamanı? 7 Haziran. Onlar 7 Haziranda bunun hesabını soracak, biz de sizi Yüce Divana göndereceğiz.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)