GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubunun, Grup Başkan Vekilleri İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi, Sinop Milletvekili Engin Altay ve Ankara Milletvekili Levent Gök tarafından, TMSF tarafından el konulan bir şirketin usulsüz yollarla Hükûmete yakın bir şirkete verildiği iddiasının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla 17/3/2015 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak Genel Kurulun, 2 Nisan 2015 Perşembe günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin
Yasama Yılı:5
Birleşim:89
Tarih:02.04.2015

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bugün Türkiye'nin yerli kara taşıtı markası olan BMC'nin başına gelenlerin, bu olaylar yaşanırken ortaya çıkan yolsuzluk ve usulsüzlüklerin araştırılması amacıyla bir araştırma önergesi vermiş bulunuyoruz ve bunları sizlerle paylaşıp, bu konuşmanın sonunda, bu görüşmelerin sonunda da bizim bu araştırma önergemizi destekleyeceğinizi düşünerek konuşmama başlıyorum.

Dedik ya, Türkiye'nin tek yerli kara taşıtı markası olan, en büyük müşterisi de devlet olan, Türkiye Cumhuriyeti ordusu olan ve belediyeler olan BMC'den söz ediyoruz. Türk ordusu için ne üretiyor? Emniyetli zırhlı araçlar üretiyor, belediyelere yangın söndürme araçları ve otobüsler üretiyor ve üretmeye de devam ediyor ancak bir ekonomik sıkıntı içerisine düşmüş zamanında. Bu şirket Çukurova Grubuna ait bir şirket. Çukurova Grubunun 440 milyon dolarlık bir kredi borcu nedeniyle TMSF tarafından el konulmuş. Aslında 440 milyon dolarlık kredinin sadece 75 milyon dolarlık ödenmeyen kısmı kalmış. Bu 75 milyon dolarlık ödenmeyen kısmı için de ne yapmış? TMSF el koymuş bu şirkete. Tabii, bir danışıklı dövüş üzerine el koymuş. Bu şirkete TMSF'nin el koyduktan sonra yaptığı işlere, şirketin borçlarının halledilmesi noktasında veya TMSF'nin üstlenmesi noktasında olaylara baktığınızda bunun bir siyasi senaryo olduğunu çok rahatlıkla göreceksiniz.

18 Mayıs 2013'te AKS Televizyonculuğa -AKS Televizyonculuğa Show TV, Show Türk ve Showmax dâhil- yine BMC şirketiyle beraber el koydu. Bitmedi 18 Mayıstaki operasyon, yine 24 Mayısta Türkmedya Şirketine el koydu. Türkmedya Şirketinin içerisinde de Akşam gazetesi, Güneş gazetesi, Skytürk360, Lig TV, İZ TV, Digiturk, Digiturk Euro, Turkmax, MTV gibi televizyon ve radyo kanalları var. Yani operasyon o kadar başarılı yapılıyor ki önce kimlere bu televizyon kanallarını ve radyoları servis edeceklerini hallediyorlar, daha sonra TMSF aracılığıyla el koyduruyorlar. Tabii bunları alacak şirketin, bu bahsettiğim medya kuruluşlarını alacak şirketin, bu medya kuruluşları zarar ettiği için mutlaka bir zararı oluşacak; bu zarardan kurtulması gerekiyor alacak vatandaşın. Bu zarar bir kenara, zararı hallettikten sonra da kâra geçecek bir şirket olması gerekiyor. Şimdi, baktığınız zaman, bunların içerisindeki endüstriyel bir kuruluş BMC, biraz evvel BMC'yi söyledik. "Önce BMC'yi bir halledelim." diyorlar. BMC'nin 1 milyar TL'ye yakın borcu var. TMSF alacaklılarla yaptığı anlaşmalarla bu borcu 800 milyona indiriyor ve TMSF bu şeyle anlaşıyor, diyor ki: "Borcu ben ödeyeceğim." Borç artık şirketin aktif ve pasifleriyken şirketin sadece aktiflerini satıyor, borcu da TMSF üstleniyor. Sadece bununla da kalmıyor TMSF; borcu üstlendikten sonra ihaleye çıkıyor, 220 dekar arazisi olan İzmir'in Bornova ilçesinde ve sadece arsası 1,5 milyar TL olan fabrikayı arazisiyle birlikte kaça satıyor? 985 milyon muhammen bedelle ihaleye çıkıyor, 985'e çıkıyor. Bakın 1,5 milyar TL'lik arazisi var ve üzerinde fabrikası, ekipmanı, donanımı, koskoca bir işletme var; 985 milyon TL muhammen bedelle ihaleye çıkıyor. İhaleye bir kişi giriyor -bu da tezgâhlanmış, ayarlanmış bir şekilde- bir kişi çıkıyor ve bu ihaleyi 751 milyon TL'ye alıyor. Yani çıkılan muhammen bedelden 234 milyon daha düşüğe alıyor bu şirket. Kime satılıyor bu ihalede? ES Mali Yatırım Şirketine satılıyor.

Şimdi, bu ES'yi bir konuşmak istiyorum. ES kim? ES'ten anlamışsınızdır herhâlde. Adının baş harfi ve soyadının baş harfi. Kim bu? Meşhur Ethem Sancak. Ethem Sancak'ı bilmeyen vardır aranızda herhâlde değil mi? Ben zannetmiyorum bilmeyenin olduğunu. Herkes çok iyi biliyordur.

Ethem Sancak sizce bu gücü nereden kazandı, bir de buna bakalım. Ethem Sancak sadece bir ecza deposuyla işe başladı Türkiye'de, ecza deposuyla işe başladı ve çalıştığı meslek grubunu, eczacıları istismar ederek, eczacıları kandırarak bu seviyeye geldi.

OSMAN ÖREN (Siirt) - Yalan söylüyorsun, yalan söylüyorsun!

HAYDAR AKAR (Devamla) - Yalan sen söylüyorsun. Yalan söylüyorsam gelir burada konuşursun. Terbiyesizlik yapma oradan!

OSMAN ÖREN (Siirt) - Yalan söylüyorsun!

HAYDAR AKAR (Devamla) - İşte adı ve soyadının baş harfleri olan ES Ecza Deposu, sonra Esko Itriyat Parfüm Deposu işine girdi.

OSMAN ÖREN (Siirt) - İftira atıyorsun!

MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) - Ayıp değil mi?

HAYDAR AKAR (Devamla) - Sancak İthal İlaç Deposunu kurdu. Büyüdükçe şirketlerinin -hedef koydu- grup şirketlerinin adını da "Hedef" koydu.

OSMAN ÖREN (Siirt) - Ayıp, çok ayıp!

HAYDAR AKAR (Devamla) - Grubun adından da anlaşılacağı gibi, hedefine de, ilaç toplama toptancılığında Türkiye'nin en büyüğü olması hedefini koydu. Eczaneleri tek tek dolaştı. Onlara, aynı Tayyip Erdoğan'ın bu kürsüden yemin ettiği gibi, Türkiye'ye namus ve şeref sözü verdiği gibi, namus ve şeref sözü verdi.

OSMAN ÖREN (Siirt) - Yalan söylüyorsun!

HAYDAR AKAR (Devamla) - Bunu verirken de "İdolüm." diyordu "İdolüm." diyordu; tek tek dolaştı ve bu sözleri verdi.

Bunları yaparken eczacıların ciddi anlamda endişeleri ve korkuları vardı: "Meslek elden gidecek, eczane zinciri ve marketler zinciri kurulacak..." Ama Ethem Sancak eczacıları ikna etti, "Bunların hiçbiri yapılmayacak." dendi. Ne zamana kadar? Türkiye'deki piyasanın yüzde 40'ını ele geçirene kadar. Yüzde 40'ını ele geçirdikten sonra uluslararası bir şirkete satarak o eczacı arkadaşlarına vermiş olduğu namus ve şeref sözünü askıya aldı ve şirketini sattı. Ama Ethem Sancak bir şeyin daha farkına vardı, dedi ki: "Ben niye böyle uğraşıyorum zengin olmak için, kolayı var. Milletin anasına küfredenler, 700 TL'lik saat takan ile hediye verenler, odalarında 7 tane kasa bulunduranlar daha hızlı zengin oldular, paralarını sıfırlayamayanlar daha hızlı zengin oldular; ben devlete iş yaparsam daha hızlı zengin olurum." Evet, bunu dedi ve devlete iş yapmaya karar verdi. Böylece BMC'yi Ethem Sancak'a ne yaptılar? Parsellediler, parsel parsel verdiler arsasıyla beraber. Şimdi, bunu, BMC'de denedi, başarılı oldu. 2 Mayıs 2014'te yapılan ihalede BMC'nin sadece aktiflerini bir şekilde aldı ve yürümeye başladı Ethem Sancak.

Biraz evvel medya kuruluşlarından bahsettik TMSF'ye devredilen. "Alo Fatih"i hatırlarsınız değil mi? Hani Başbakanın, eski Başbakanın şimdiki Cumhurbaşkanının yurt dışından arayıp da "Ya, bu altyazılar nedir? Utanmıyor musunuz?" dediği ya da manşetlerini dizayn etmesini istediğiniz "Alo Fatih"i bilirsiniz değil mi? "Alo Fatih"e Ethem Sancak şunu diyor: "İşin tatlı tarafını sen aldın, sen. Sen de aldın mı tatlı tarafını? İşin tatlı tarafını sen aldın, bana kala kala Akşam kaldı, mecburen -69 milyon TL verdiler oraya- ben bunu alacağım." diyor ve alıyor. "Alo Fatih"i hatırladınız değil mi? "Alo Fatih" ne yapıyordu? Televizyonları arıyor veya "Emredersiniz efendim, derhâl çıkartıyoruz." diyor, muhalefetin Türkiye'de sesini kısıyor, hatta bir genel başkanın konuştuklarının altyazılarını bile çıkartıyordu.

OSMAN ÖREN (Siirt) - Yalan söylüyorsun!

HAYDAR AKAR (Devamla) - Sonra medya... Ne dedik bu medyaya hep birlikte? "Yandaş medya." dedik, "Havuz medya." dedik, en sonunda "Haram medya." dedik. Niye "Haram medya." dedik biliyor musun? Azıcık bassa beynin, niye haram olduğunu anlarsın çünkü herkesin bunda hakkı var. Azıcık bassa beynin, herkesin hakkı olduğunu görürsün. O haram medyada -630 milyon dolar, TL de değil- bu milletin, yetimin hakkı var; o, dün ölen, istismar ettiğiniz savcının hakkı var, şehit olan savcının hakkı var o 630 milyon dolarda.

SUAT ÖNAL (Osmaniye) - Sen savcının adını ağzına alma, alma.

HAYDAR AKAR (Devamla) - Hiç bedava bağırmayacaksın. Bağıracağınız insanlar "akara, makara, takara" diyen, Allah'ın ayetiyle dalga geçenler; 700 bin TL'lik kol saati takanlar, parasını sıfırlayamayanlar... (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

RECEP ÖZEL (Isparta) - Sen geçen gün cuma namazıyla dalga geçiyordun.

HAYDAR AKAR (Devamla) - Bakın, Bilal gibi anlatıyorum: Parasını sıfırlayamayanlar, odalarında 7 tane kasa bulunduranlar; bunlara bağıracaksınız, bana değil; bunlara bağıracaksınız diyorum.

Neye bağıracaksınız biliyor musunuz? 11 tane yazarın aynı köşe yazısını yazmasına bağıracaksınız. Neye bağıracaksınız biliyor musunuz? Aynı manşeti atan gazetelere bağıracaksınız. Neye bağıracaksınız biliyor musunuz? Kabataş yalanını uyduranlara bağıracaksınız. Bu halkı kandıranlara, dini istismar edenlere bağıracaksınız. Hiç bedava çeneni yormayacaksın. Bu millet size 7 Haziranda dersinizi verecek, Cumhuriyet Halk Partisini iktidara getirecek. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

TÜLİN ERKAL KARA (Bursa) - Verecek, size verecek.

HAYDAR AKAR (Devamla) - O, yetim hakkını yiyenlere, bunlara ortak olanlara, bunların hırsızlığını aklayanlara da Cumhuriyet Halk Partisi sandıkta hesap soracak. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Ben utanmıyorum, alnımın akıyla buraya geldim, alnımın akıyla gideceğim ama siz o kara alınlarınızla.

Akladığınız için, hırsızlara da göz yumduğunuz için ve o soruşturma komisyonlarında istemeden de el kaldırdığınız için bu millet size hesabını soracak diyor, hepinize sevgiler saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Akar.

İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - Haydar, kaşınma.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Kaşınıyorum, gel kaşı.

BAŞKAN - Aleyhinde, Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan...

İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - Kaşınma Haydar.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Gel şuraya, kaşı beni. Gel kaşı beni, gel.

İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - Yürü! Yürü Haydar!

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Allah'a hesap veremeyeceksin, bana verme boş ver.

İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - Kaşınma Haydar.

OSMAN ÖREN (Siirt) - Geç otur yerine.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Yahu, pay mı aldın sen, niye bağırıyorsun ya? Pay mı aldın, pay mı aldın sen?

OSMAN ÖREN (Siirt) - İftira atıyorsun, ayıp, ayıp!

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ethem Sancak'ın avukatı mısın? Avukat mısın sen?