| Konu: | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 84 |
| Tarih: | 26.03.2015 |
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Dün saat 14.00'ten itibaren şu ana kadar Mecliste yasama faaliyetini yapıyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Dışarıdan bakınca bizi gören de bir şey yaptığımızı sanacak ve kendisi için, halk için bir şeyler yaptığımızı sanacak.
Değerli milletvekilleri, bu işten en kârlı çıkan, Sayın Recep Tayyip Erdoğan oldu. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Birinci görüştüğümüz yasa, hepimizi gerçekten sonradan pişman edecek olan ve iç güvenlik yasası olarak tanımlanan bir yasa. Onunla ilgili çok konuştuk. Arkasından da Cumhurbaşkanı ve ailesine örtülü ödenek tahsis edilmesine ilişkin maddenin de konulduğu bu yasa.
Değerli milletvekilleri, öncelikle şu düşüncemi sizlerle paylaşmak istiyorum: Özellikle AKP'li arkadaşlarımızda şöyle bir algı var. Efendim, bu Cumhurbaşkanı halk tarafından seçildi. Dolayısıyla, diğer cumhurbaşkanlarından daha güçlü ya da Anayasa'da öngörülen yetkiler bakımından daha fazla yetkiye sahipmiş gibi bir savunulma içine giriliyor.
GÜLAY DALYAN (İstanbul) - Doğru.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) - Cumhurbaşkanının görevleri ve yetkileri Anayasa'da yazılıdır. Dolayısıyla, Cumhurbaşkanının halk tarafından ya da Parlamento tarafından seçilmiş olması yetki, görev ve gücü bakımından herhangi bir etki oluşturmaz. Seçim teknik bir olaydır. Bu aynı zamanda, böyle bir anlayış, Parlamentonun kendi kendini inkârı anlamına gelir çünkü bu Parlamentodaki tüm milletvekilleri halk tarafından seçilmişler, dolayısıyla egemenlik kapsamında yani kayıtsız ve şartsız egemenliği elinde tutan milletin egemenliği kapsamında yasama yetkisi yapmak üzere buraya görevlendirilmişlerdir. Parlamenter sistemde bir görevleri de Cumhurbaşkanını seçmektir. Yani, bizler, hepimiz zaten millet iradesinin bir gereği olarak buradayız. Dolayısıyla, Cumhurbaşkanını bu Meclisin milletvekillerinin seçmiş olması ile halkın doğrudan seçmiş olması arasında öyle bir fark yoktur arkadaşlar. Tüm anayasa hukukçularımız da bunun böyle olduğunu bilirler. Çünkü, bizim Anayasa'mız, parlamenter sistemin Cumhurbaşkanını seçimine ilişkindir, devlet başkanına ilişkin değildir. Dolayısıyla, bu yanlış anlayış bize mevcut Cumhurbaşkanının daha kudretli, diğerlerinin daha az kudretli olduğunu, bunun daha çok kudretli olduğunu gösteriyor ve bütün düzenlemeler de bu anlayışla yapılıyor; buna katılmamız mümkün değildir.
Öte yandan, ilk defa halk tarafından seçilen Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan değildir. Hepimiz hatırlıyoruz ki 2007 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçiminde yaşanan sorunlar nedeniyle, bir tepki yasası olarak mevcut milletvekilinin görev süresi dört yıla indirildi, onunla beraber Cumhurbaşkanının da halk tarafından seçilmesini öngören bir Anayasa değişikliği yine bu Meclis tarafından kabul edildi. Sonradan da, Sayın Cumhurbaşkanının o tarihte Başbakan sıfatıyla verdiği pek çok demeç vardır, oralarda da bu düzenlemenin yanlış olduğunu aslında kendisi de kabul etmiştir.
Ama şunu söylemek istiyorum: Bundan önce de bir Cumhurbaşkanı halk tarafından seçildi, o da Kenan Evren.
İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - Keşke söylemeseydin!
İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - Arada fark var ama.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) - Hiç fark yok, hiç fark yok.
7 Kasım 1982'de doğrudan halk tarafından seçildi. 1982 Anayasası'yla birlikte gitti yüzde 92 oy aldı.
İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - Şeffaf zarflarla...
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Siz de şimdi kamu kaynaklarını oy için kullanıyorsunuz, ne fark eder?
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) - Belki de sizlerin içinde o tarihte Kenan Evren'i destekleyen, Kenan Evren'in Cumhurbaşkanı olmasını isteyen pek çok arkadaşımız var, olabilir.
Yani, şunu söylemek istiyorum, söylemek istediğim konu şudur: Cumhurbaşkanı, ilk defa Sayın Recep Tayyip Erdoğan halk tarafından seçilmiyor, ondan öncesi de var; iyidir kötüdür, vardır ama, onu söylemek istiyorum. Dolayısıyla, arkadaşlar, burada Sayın Recep Tayyip Erdoğan parlamenter sistemin Cumhurbaşkanı olduğunu hiçbir zaman unutmamalı ve bizler de unutmamalıyız.
Hepiniz diyorsunuz ki: "Anayasa'nın 104'üncü maddesine göre, Cumhurbaşkanı devletin başıdır, herkesi temsil eder." Onun yararına olan işlemlerde bunu söylüyorsunuz, eyvallah. Ama bir Cumhurbaşkanının yapmaması gereken olaylarda "Canım, bu Cumhurbaşkanını halk seçti." diyerek sanki onun yaptığı Anayasa dışı eylem ve işlemleri meşruymuş gibi göstermeye kalkıyorsunuz.
Anayasa'nın 104'üncü maddesi Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olduktan sonra yazılmadı, ondan önce de vardı. Eğer Recep Tayyip Erdoğan devletin başıysa ondan öncekiler de devletin başı. Demin de sordum Sayın Bakana, cevap vermedi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) - Peki, o zaman ben şu soruyu sorarım: Ondan öncekiler neyin başıydı? Onlar için öngörülmeyen örtülü ödenek, Abdullah Gül için öngörülmeyen, Necdet Sezer için, Süleyman Demirel için öngörülmeyen örtülü ödenek, Özal için öngörülmeyen örtülü ödenek Sayın Recep Tayyip Erdoğan için hangi ihtiyaçtan dolayı öngörülmüştür? İtirazım bunadır.
Teşekkür ediyorum.