| Konu: | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 84 |
| Tarih: | 26.03.2015 |
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; hepinize saygılar sunuyorum.
Kürsüye geldim ama hakikaten üzüntümden ne konuşacağımı da bilmeden, tasarlamadan geldim. Biz bu dönemde bir şeyler yapıyoruz ama bilmiyorum, neler yaptığımızı, hangi amaçla yaptığımızı, bunların sonucunun ne olacağını yeteri kadar düşündük mü değerli arkadaşlarım. Bakın, bir iktidar tabii ki devleti belli kurallar dâhilinde, hukuka göre yönetmek durumundadır, böyle bir görevi vardır açık olarak ama toplumla ilgili olarak da aynı şekilde görevleri vardır bir hükûmetin, toplumdan da sorumludur. Bizim bu dönemde topluma bakın, toplumun değerlerine bakın. Gittikçe kötüleşiyoruz, sıkıntılara giriyoruz. Toplumda değer kalmadı, bağımlılık, uyuşturucu kullanımı gittikçe arttı, 5 kat, boşamalar arttı, toplumda sıkıntılar had safhada. Toplum bunalımda, işsizlik, ekonomik sıkıntılar vesaire ama değer de kalmadı, hiçbir değerimiz, millî, manevi değerimiz kalmadı, hiçbir şeyin önemi kalmadı. Böyle sıkıntılı bir dönem yaşıyoruz. Bunlardan da iktidar sorumludur, bizler sorumluyuz devleti yönetenler olarak, devletin başında, tepesindeki örnek kişiler olarak bizler sorumluyuz. Ama bundan önce yapmamız gereken devleti kurallarına göre yönetmek.
Şimdi, biraz önce kabul ettiğimiz ihdas edilen maddeyle biz devleti tamamen değiştirmiş olduk, tamamen. Hiçbir zaman, hiçbir yerde, Osmanlıdan, Selçukludan beri böyle anormal bir madde görülmemiştir. Biz, Cumhurbaşkanına Başbakanın yetkilerini verdik, Başbakanlığı ortadan kaldırdık. "Başbakanlık" diye şimdiye kadar bildiğimiz o yetkili kurum yok artık, o yetkili kişi yok artık, kaldırdık. Sistemi değiştirdik, rejimi değiştirdik, farklı bir durum yaptık. Sayın Başbakanın bugün bu konuyla ilgili haberi olduğu andan itibaren istifa etmesi gerekir. Kendisine karşı bir darbe yapılmış vaziyette çünkü, istifası gerekir. Devleti de altüst ediyoruz demektir bu toplumla beraber, toplum değerleriyle beraber.
Bakın, inancımız en önemli, en fazla değer verdiğimiz bir konu değil mi? Daha önce, yirmi yıl önce, bir adam için "Beş vakit namazını kılar, dürüst, düzgün bir insandır." dediğiniz de hakikaten hemen borç da verebilirdiniz, şimdi bu da yok. Bunun için kimseyi suçlamıyorum, sizleri suçlamıyorum ama böyle bir toplum olduk, bütün değerlerimizi yitirdik. Onun için, oturup düşünmemiz lazım, ne oluyor, nereye gidiyoruz diye. Bir vebal var üzerimizde, bu vebali sırtlanmış vaziyetteyiz. Buraya geldik, konuşuyoruz, tartışıyoruz, bağırıyoruz çağırıyoruz, yiyoruz, içiyoruz güzel ama bunların haricinde üzerimizde bir vebal var. Bunların, bütün bu konuların nereye doğru gittiğini hep beraber düşünmek zorundayız.
Bakın, bugün iç güvenlik paketini çıkardık. Bundan bir süre önce de oturduk, Dolmabahçe'de 10 madde çıkardık, tam bunun tersi. Bir taraftan özgürlükleri kısıtlıyoruz, bir taraftan sıkılaştırıyoruz, bir taraftan da "çözüm süreci" diyoruz, özgürlükleri genişleteceğimizi söylüyoruz. Ne yapıyoruz biz? Yani bütün bunların bir mantalitesi var mı, mantığı var mı, ne yaptığımızın farkında mıyız? Bunları bilmemiz lazım.
Özetle, toplum değerleri açısından, toplum açısından, devlet açısından bir yığın yanlış yapıyoruz, benim gördüğüm bir muhalefet milletvekili olarak bu. İnançlarımızla, değerlerimizle ilgili yanlışlar yapıyoruz. Bütün bunların vebalini ben iktidar milletvekili değilim ama üzerimde yaşıyorum, bu sıkıntıları yaşıyorum, uykularım kaçıyor. Eminim sizler de en az benim kadar bu hassasiyeti gösteren insanlarsınız. Belki sistem, mekanizma sizin itirazınıza cevap vermiyor ama bir şekilde bu itirazı yapmak zorundasınız, yapmamız lazım. Çünkü, toplum bir karmaşaya doğru, bir kaosa doğru gidiyor. Devletin bütün bunlara bu anlayışla, artık bir sistemi kalmayan, bir bütünlüğü kalmayan, yönetilmeyen devletin bunlara müdahale etmesi artık mümkün değildir. Toplumun müdahale etmesi mümkün olmadığı gibi, artık bir kanaat önderinin, toplumda bir entelektüel kişinin, aklı başında birinin "Evet, bu örnek kişidir." dediğimizin topluma nasıl müdahalesi söz konusu değilse artık devletin de yavaş yavaş müdahalesi söz konusu olmayacak hâle geliyor. Evet, itikatlarımız var, imanımız var ama amelimiz çok farklı hâle geldi. Bu sorumluluğu müdrik olmamız lazım, farkında olmamız lazım.
Bu vesileyle, tekrar hepinize saygılar sunuyorum efendim. (CHP sıralarından alkışlar)