GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut'un, 688 sıra sayılı Kanun Teklifi'ne 35'inci maddeden sonra gelmek üzere yeni madde ihdasına ilişkin İçişleri Bakanı tarafından verilen önergeyi işleme almasının İç Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı hakkında
Yasama Yılı:5
Birleşim:84
Tarih:26.03.2015

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; bugün hakikaten sadece Parlamentoda bulunduğum süre içerisinde değil ama hayatımın en üzüntülü günlerinden birini yaşadım. Yani, sonuçta hepimizin olan bu devleti bugün ayaklar altına alıyoruz, devlet çarkını bozuyoruz. Bunun için çok çok üzüldüm. Hem de bunu devletten yetişmiş, devletin en önemli kurumlarından, Planlamadan yetişmiş, diğeri Maliye Bakanlığından yetişmiş 2 Hükûmet temsilcisiyle yapıyoruz. Başkanlık Divanında da bir hukukçu oturuyor, onun da devlet adabını, devlet yönetimini bilen bir kişi olduğunu biliyorum şimdiye kadar. Bütün bunlara rağmen, milletvekili olmayan bir Bakan bir teklif veriyor ve devlet nizamını olduğu gibi değiştiriyoruz.

Değerli arkadaşlarım, bu 5018 sayılı Kanun'un 24'üncü maddesinde örtülü ödenek tanımlanmış: "Örtülü ödenek; kapalı istihbarat ve kapalı savunma hizmetleri, Devletin millî güvenliği ve yüksek menfaatleri ile Devlet itibarının gerekleri, siyasi, sosyal ve kültürel amaçlar ve olağanüstü hizmetlerle ilgili Hükümet icapları için kullanılmak üzere Başbakanlık bütçesine bir ödeneğin konması."

Bunun, bu konan ödeneğin Cumhurbaşkanıyla paylaşılması ve bunun hesabının kitabının, denetiminin de tümüyle Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yapılması deniyor.

Cumhurbaşkanının görev ve yetkileri, biliyorsunuz, Anayasa'nın 104'üncü maddesinde tanımlanmış: "Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder; Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir." deniyor. Neler bunlar, onları da tek tek saymış: Yasamayla ilgili olanlar, yürütmeyle ilgili olanlar, yargıyla ilgili olanlar. Bunları da tek tek saymış. Bunlar arasında böyle bir yetkisi yok Cumhurbaşkanının. Yani bunun, Cumhurbaşkanının Anayasa Mahkemesinin yetkilerini almasından bir farkı yok. Başbakanın yetkilerini alıyor. Başbakanın en önemli yetkilerini, kapalı istihbaratı alıyor, o konudaki ödeneği alıyor, onun kullanımını alıyor daha doğrusu, kendisine mal ediyor. Anayasa Mahkemesinin de o zaman yetkilerini alsın, Genelkurmay Başkanının da yetkilerini alsın ya da Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanının yetkilerini de alsın. Bundan bir farkı yok inanın bunun. Devlet çarkı böyle çalışmaz, devlet düzeni böyle çalışmaz. Bu anlayışın, bu yapının değiştirilmesi sistemin değiştirilmesi, rejimin değiştirilmesi anlamına geliyor. Biz rejimi değiştiriyoruz, sistemi değiştiriyoruz. Örtülü ödeneği Cumhurbaşkanının emrine vermiyoruz sadece, sistemi değiştiriyoruz. Burada suç işleniyor. Burada oturan arkadaşlarım, el kaldıran arkadaşlarım bilsinler ki suç işlediler. Buna onay vermemiz de suçtur. Anayasa'ya aykırı bir iş yapıyoruz değerli arkadaşlar. Sizleri ikaz ediyorum; yanlış yapılıyor, suç işliyorsunuz, devlet düzenini değiştiriyorsunuz, devleti altüst ediyorsunuz. Bunun altından kalkılamaz.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Darbe yapılıyor, darbe!

BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) - Gerçekten bir darbe yapılıyor, bir darbe yaşıyoruz. Şu anda bir darbe yapılıyor. Bundan bir farkı yok. Devlet düzenini değiştirmek, altüst etmek, sistemi çökertmek anlamındadır bu. Dediğim gibi çok açık ve bunun denetimi...

Bakın, önergede ne diyor? "Cumhurbaşkanlığı bütçesindeki ödenekler bakımından ikinci ve üçüncü fıkralar kapsamında yer alan hususlar Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile belirlenir ve uygulanır." İkinci ve üçüncü fıkradaki hususlar da örtülü ödeneklere ilişkin giderler. Üçüncü fıkra "...Başbakan, Maliye Bakanı ve ilgili Bakan tarafından imzalanan kararname esaslarına göre gerçekleştirilir ve ödenir." diyor, "Bunu Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yaparım." diyorsunuz; bunu da kaldırıyorsunuz. İkinci fıkra: "Başbakanlık ve diğer ilgili idare bütçelerinde yer alan örtülü ödeneklerin kullanılma yeri, giderin kimin tarafından yapılacağı, hesapların tutulma ve kapatılma yöntemi, gideri yapanın değişmesi halinde yeni yetkiliye hangi belgelerin aktarılacağı Başbakan tarafından belirlenir." Bunları da Cumhurbaşkanı üzerine alıyor. Bu, sistemi değiştirmektir, Cumhurbaşkanının Başbakanın yetkilerini almasıdır, rejim değişikliğidir.

Tekrar ediyorum, buna fırsat vermeyiniz; suç işliyoruz, yanlış yapıyoruz, rejim değişikliği, sistem değişikliği yapıyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) - Tarihî bir olay yaşıyoruz ama kötü bir şekilde yaşıyoruz, lütfen buna izin vermeyiniz.

Sayın Başkan, siz de ve Sayın Bakanım siz de tekrar, lütfen, bunu gözden geçiriniz. Yanlış bir iş yapmayalım lütfen. Herkesin sağduyusuna hitap ediyorum.

Saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)