GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu, Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri
Yasama Yılı:5
Birleşim:84
Tarih:26.03.2015

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir faşist devletin yasası olan bu yasayla ilgili nelere itiraz ettiğimizi bu kürsüden açıklamaya çalıştık.

ENGİN ALTAY (Sinop) - Müteaddit defalar.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) - Evet ama anlatamadık. Aslında siz de anladınız ama anlamak istemiyorsunuz. Bunun ilk uygulamasını ben kendim de yaşadım. Eğer İçişleri Bakanı isterse o plaka numarasını veririm. Geçen hafta İbni Sina Kalp Merkezine giderken Kolej'de Servi Sokak'ta arkamızdan bir polis arabası siren çalıyor, herkesi de rahatsız ediyor ve benim danışman arabayı kullanıyor, sekreterimiz de yanımızda. Danışman durdu, polis geldi bir havayla, bastı frene, arabayı durdurdu. "Hayrola." dedim. "Efendim, arabanın içini görmedik de uygulama yapıyoruz." "Ne uygulaması, uygulamanın adı ne?" dedim ben. "Efendim, uygulama yapıyoruz." dedi. "Ya, kardeşim, anladım da neyin uygulaması bu?" "Böyle bizim uygulamamız vardır, gelenekseldir." dedi. Neyse, tabii, ben aracın plakasını aldım. Benim milletvekili olduğumu öğrenince "Efendim..." diyerek kıvırmaya başladı. 3 polisti. Dedim ki: "Ya, ben milletvekili olunca değil, herkese karşı bunu yapmanız lazım." Plakasını aldım, saatini de aldım, isterse İçişleri Bakanı, veririm ona.

OKTAY VURAL (İzmir) - Tarafsız olduğu için istemez!

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Bu daha başlangıç.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) - Şimdi arkadaşlar, bu sözlerle ilgili benim söyleyecek çok lafım kalmadı çünkü zurnanın zırt dediği yerdeyiz. Bu yasanın ne getirip ne götüreceğini göreceğiz. 24'üncü Dönemi Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmeti kendisine yaraşır bir yasayla kapatıyor, faşist, dikta bir yönetimi getiren bir yasayla. Onun için, diktatöre "diktatör" diyenler yargılanıyor. Türkiye'de 13-14 yaşındaki çocuklar -dünyada ilk örneğidir- devlet büyüklerine hakaret etmeleri nedeniyle ceza aldılar.

Şimdi, diktatöre "diktatör" demek hakaret değildir. Ben diyorum, diktatör.

"Türk genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu 'Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır.' demeyecektir, elle, taşla, sopa ve silahla, nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır. Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, 'Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir.' diye düşünecek ama hiçbir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, 'Demek adliyeyi ıslah etmek, rejime göre düzenlemek lazım.' diyecek. Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, Başbakana ve Meclise telgraflar yağdırıp haklı ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayırılmasını istemeyecek, diyecek ki: 'Ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.' İşte benim anladığım Türk genci ve Türk gençliği budur." (CHP sıralarından alkışlar)

Ne yaparsanız yapın bu gençler olduğu müddetçe siz bu ülkeye diktatörlüğü de getiremeyeceksiniz, faşizmi de getiremeyeceksiniz, başkanlık sistemini de getiremeyeceksiniz, parlamenter sistemi bekleme odasına alamayacaksınız ama diktatörler yok olup gidecekler.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)