| Konu: | Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt ve 23 milletvekilinin, yanlış politikalar nedeniyle üreticinin zarar gördüğü, ithal edilen et ve hayvan fiyatlarının artmasının ve ülkeye kaçak et girişinin engellenemediği, tarım desteklerinin zamanında ödenmediği ve bu sorunlarla ilgili görevlerin gereklerini yerine getirmediği iddiasıyla Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker Hakkında Gensoru açılmasına ilişkin Önergesi (11/53) |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 83 |
| Tarih: | 25.03.2015 |
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Hayvancılık Bakanı üzerine 2 önerge Türkiye Büyük Millet Meclisinde ilk defa oluyor herhâlde. Bunun da Hayvancılık Bakanının şanından olduğunu düşünüyorum.
Tabii, biraz evvel geldi, rakamları verdi; sadece cephesinden, kendi penceresinden rakamları verdi. Ama önce iki rakamı size hatırlatarak konuşmama başlamak istiyorum, bunun tarımla ilgisi yok, genel iki rakamı hatırlatarak başlamak istiyorum. Son iki aydaki devalüasyon sonucunda Türkiye Cumhuriyeti'ndeki vatandaşların kaybetmiş olduğu 90 milyar TL parayı size hatırlatmak istiyorum. Bu, sarayınızdaki, kaçak sarayınızdaki zatımuhteremin her konudaki kendini muktedir sayması sonucu Türk vatandaşının sırtına yüklemiş olduğu rakam.
Yine, son yedi yılda -Hep bahseder ya "faiz lobisi, faiz lobisi..."- on üç yıllık iktidarı döneminde bu faiz lobisinden euroları olan, dolarları olan insanlar besleniyor ama bundan kimin kazandığını bir türlü söyleyemiyor. Biz de burada söyleyebilmesi için son yedi yılda faiz lobisine ödediği, Hükûmetinizin ödediği 181 milyar lirayı, katrilyon lirayı, milyar TL yani 181 katrilyon lirayı hatırlatarak sözlerime başlamak istiyorum. Niçin bunları söyledim size? Tarımın bu Hayvancılık Bakanı tarafından on bir yılda getirildiği noktayı göz önünde bulundurduğumuzda bu rakamların çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Yine, gıda fiyatları dünyada düşerken Türkiye'de artıyor. Türkiye'nin enflasyonu 2015 yılının ilk yarısında yüzde 7,5'lara ulaştığında, baktığımızda, dünyada enflasyon sıralamasında 4'üncü olduğumuzu görüyoruz yüksek enflasyonda. Ama bu, ortalama enflasyonda, tüm ürünleri kapsayan enflasyonda. Tarım ürünlerinde, tarım ve gıda ürünlerindeki net enflasyona gelince 13,70. Şimdi, on bir yıldır bu Bakanlığa bakanlık yapan, bu kuruma bakanlık yapan zatımuhteremin Türkiye'yi getirmiş olduğu ve Türk halkına yedirmiş olduğu tarım ürünlerini ve gıda ürünlerindeki enflasyon oranını görüyorsunuz.
Şimdi, Türk... Sayın Bakan hep geçmişle karşılaştırdı, 1991 yılından aldı ve o dönemin on iki yılı ile kendi döneminin on iki yılını karşılaştırdı. Kendi döneminin on bir yılını diyelim çünkü on bir yıldır bakan. Ama cumhuriyet tarihinin en kötü performansını gösterdiği bir dönemi yaşıyoruz çünkü 2003-2013 döneminde gayrisafi millî hasıladaki büyüme oranı yüzde 5'e yaklaşırken, ortalama yüzde 4,8'ken tarımdaki büyüme 2,3 oranında gerilemiştir. Yani bu Bakanın bir başarısından, başarı hikâyesinden bahsetmemiz mümkün değildir. Rakamlar, bunlar benim rakamlarım değil, TÜİK rakamları. Herhâlde bu akşam Başbakana söyler, TÜİK'in genel müdürünü de görevden alıp oraya bir mimar Diyarbakırlı atayabilir; rakamları oluşturmak, hani, matematiksel olarak ifade edebilmek için Diyarbakırlı bir mimarı bulabilir arkadaş -Sayın Bakan- ve atayabilir.
Şimdi, 1980 yılında 44,5 milyon insan yaşıyordu Türkiye'de ve bugün 77-78 milyona geldik yani nüfusumuz yüzde 75 arttı. 1980'den bu yana baktığımızda, bu gelişimin tarımsal üretimde de olması gerektiğini düşünür normal olarak mantıklı bir insan, matematiği bilen bir insan bunun böyle olduğunu görür ama sizin Bakanlığınız döneminde ve iktidarlarınız döneminde, AKP'nin iktidarı döneminde biliyoruz ki Türkiye tarım ürünlerinde ve gıda ürünlerinde ithalatçı bir ülke hâline dönüştü. Ben hem çocukluğumdan hatırlarım hem gençliğimden hatırlarım; bütün dünya Türkiye'nin bir tahıl ambarı olduğunu konuşurdu, Konya Ovası'nın dünyaya yetecek kadar ürün üretilebileceğini konuşurdu ama Sayın Bakan geldikten sonra bunlardan bahsetmek ne mümkün diyoruz.
Şimdi, AKP'nin son on üç yılını değerlendirdiğimizde, bir, çiftçinin desteklenmediğini, vergilendirildiğini görüyoruz; iki, üretim düşerken ithalatın patladığını görüyoruz -bunları tek tek açacağım zamanım yettiği sürece- özelleştirmeler sonucu birçok fabrikanın kapatıldığını görüyoruz; çiftçimizin haciz ve icra kıskacında olduğunu görüyoruz; tarımla uğraşan üretici sayısının ve ekim alanlarının hızla daraldığını görüyoruz. Bütün bunları, AKP Hükûmeti döneminde ve Sayın Eker'in -sadece soyadı Eker, başka bir şekilde tarımla ilgisi olmayan Sayın Eker'in- döneminde tarımda oranların ve üretimin nasıl düştüğünü size dilim döndüğünce anlatmaya çalışacağım.
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Senin tarımla ne ilişkin var Haydar?
HAYDAR AKAR (Devamla) - Bakın, AKP döneminde nüfusumuz yüzde 10 artmış. AKP döneminde yüzde 10 artmış ama AKP döneminde tarımsal ürünlerin, bitkisel ürünlerin artmadığını görüyoruz. Buğdayı konuşuyoruz. Demin, yine, bir konuşmacı buğday ithalatından ve un ihracatından bahsetti, zamanım yeterse onun da rakamlarını vereceğim.
Bakın, 2003'te iktidara geldiğinizde Türkiye'de 19 milyon ton buğday üretiliyordu. Sayın Bakan, bugün kaç milyon ton buğday üretiliyor?
GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) - Bu sene 22 milyon tonu geçer.
HAYDAR AKAR (Devamla) - Nüfusumuz sizin iktidarınız döneminde yüzde 10 artmış, 19 milyon ton buğday üretiliyor. Buğdaya ithalatta ne kadar para ödediğinize de az sonra geleceğim.
Pamuk... Pamuk, Orta Anadolu'nun, Akdeniz'in, Ege'nin üretim yaptığı, çiftçilerin orada çalışarak kazandığı en başlıca tarım ürünlerimizden bir tanesiydi ve sanayi ürünümüz aynı zamanda pamuk. Pamuğa baktığımızda, 2003'te 919 bin ton ama 2014'te 878 bin tona gerilediğimizi görüyoruz.
Arpa 8,1 milyon ton, bugün 6,3 milyon ton.
Sayın Bakan, hani bir zamanlar mercimeğe kampanya yapardık, mercimeğe; "Et yemeyin, mercimek yeyin." derdik. Türkiye'de mercimek stokumuz... Mercimek deposuydu Türkiye. Bakın, sizin iktidarınız döneminde kırmızı mercimeği, yeşil mercimeği ne hâle getirmişsiniz: Kırmızı mercimek 485 bin tondan 330 bin tona düşmüş, yeşil mercimek 55 bin tondan 20 bin tona düşmüş.
Sanki zannedersiniz ki Avrupa gibi nüfusumuz azalıyor, buna da paralel olarak -hani paralel yapıyla iş birliği yapıyorsunuz ya- üretimimiz de düşüyor diye düşünebilirsiniz. (CHP sıralarından alkışlar) Nüfusumuz, döneminizde yüzde 10 artarken üretimimiz düşmüş aşağıya doğru ve üretimden çıkan, tarım alanları daralan bir ülke hâline dönüşmüşüz.
Tarımı böyle söyledik, şimdi size ithalattan rakamlar vermek istiyorum. Aslında biraz da hayvancılıktan bahsedeyim çünkü ne de olsa Hayvancılık Bakanısınız ama ithalatları sonra vereyim.
Şimdi, dedik ya 1980 yılında nüfusumuz 44 milyondu, bugün 77 milyon. Hep geçmişle karşılaştırdınız. Size şimdi 1980 yılında sığır adedini söylüyorum -Sayın Bakan, sığır adedini söylüyorum. Hayvancılık Bakanı olduğunuz için bu rakamları herhâlde düzeltirsiniz burada- 16 milyon sığırımız vardı 1980 yılında. Nüfusumuz yüzde 75 artmış, sığır rakamımız 2 milyon düşmüş.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) - 2002'yi söyle.
HAYDAR AKAR (Devamla) - 2 milyon düşmüş ki et yemiyoruz, et.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) - 2002'yi söyle.
HAYDAR AKAR (Devamla) - Şimdi mandaya bakıyoruz: 1 milyon manda vardı Türkiye'de 1980'de.
Siz orayı karşılaştırmadınız mı? 1980 ile 1991'i karşılaştırmadınız mı biraz evvel? Ben de onu karşılaştırıyorum.
1 milyon manda vardı, kaça düşmüş manda sayısı? 118 bine. Mandayı görebilene aşk olsun. Çocuklar artık mandanın ne demek olduğunu bilmiyor.
Koyuna bakalım, koyuna, küçükbaşa bakalım: 49 milyonmuş, sayenizde 29 milyon olmuş.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) - Yanlış, yanlış, onların hepsi yanlış, biraz sonra düzelteceğim.
HAYDAR AKAR (Devamla) - Hayatında ilk defa bu ülke kurbanlık ithal etmiş sayenizde (CHP sıralarından alkışlar) ve Fransa tarafından ödüllendirilmişsiniz Fransa tarafına sunmuş olduğunuz katkıdan dolayı. Ben sizin yerinizde olsam buraya gelip o madalyayı boynuma takar, bu kürsüye öyle çıkardım, Fransız çiftçilerine verdiğiniz destekten dolayı bu Meclis sizi alkışlardı, özellikle AKP Grubu sizi alkışlardı Sevgili Bakanım. (CHP sıralarından alkışlar)
Keçi, keçi... Bilir misiniz keçiyi, unuttunuz mu yoksa rengini, tipini? 19 milyondan 9 milyona düşürmüşsünüz yani 2 keçimizden 1'ini kaybetmişsiniz, 2 koyunumuzdan 1'ini kaybetmişsiniz, 10 mandamızdan 9'unu; kim yedi bunları Sayın Bakan, siz mi yediniz yoksa? (CHP sıralarından alkışlar) Ortada yok mandalarımız.
Şimdi, böyle bir Tarım Bakanı var, ülkeyi bu hâle getirmiş ama bu Tarım Bakanı çıkıyor burada, sanki bir başarı hikâyesi anlatıyor, hem de nasıl ballandıra ballandıra anlatıyor ve AKP Grubundaki milletvekili arkadaşlarım hiçbir şeyi sorgulamadan, hiçbir rakama bakmadan... Bırakın bizim söylediklerimizi, Allah aşkına gidin, TÜİK'in rakamlarına bakın, bu Bakanın, Bakanlar Kurulunda, Kabinede en uzun süre bakanlık yapan bir Bakanın bunu hak etmediğini göreceksiniz. Eğer bunu sorgulamış olsaydınız gerçekten bizim önerge vermemize, hakkında gensoru vermemize gerek görmeden sizin Başbakana baskı yapıp "Ya, Türkiye'de tarımı bitirdi, çiftçiyi bitirdi." deyip bu Bakanı görevden aldırmanız gerekiyordu.
Ne diyorsunuz? "Tarımı destekliyoruz." Neyi destekliyorsunuz ya? Sayın Bakan, son yılda 0,5'ini geçen bir destekleme verdiniz mi gayrisafi millî hasılanın, verdiniz mi? "70 milyar TL tarımı destekledik." diyorsunuz. Son yedi yılda çiftçiye 48 milyar TL borcunuz var. Niye? Çünkü kanun gereği vermeniz gereken yüzde 1 değil, 0,5 veriyorsunuz, çiftçinin hak ettiği, çiftçinin alması gereken parayı çiftçinin cebinden çalıyorsunuz, bu kadar net söylüyorum. Eğer bu "çalıyorsun" dediğim kelimeden size bir sataşma olduğunu düşünüyorsanız lütfen gelin, burada, son yedi yılda çiftçiye yüzde kaç destekleme primi verdiğinizi ve kanun gereği vermeniz gereken rakamın ne olduğunu bu kürsüden söylersiniz diyor, hepinize sevgiler saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)