| Konu: | Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz ve 19 Milletvekilinin; Kamu İhalelerinde Kamu Menfaatini Ko-rumadığı, İstanbul'da Bulunan Bazı Mesire Yerlerini Rant Alanı Haline Getirdiği ve Orman ve Su Varlıklarını Etkin Bir Şekilde Yönetemediği İddiasıyla Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu Hakkında Bir Gensoru Açılmasına İlişkin Önergesi (11/51) |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 82 |
| Tarih: | 24.03.2015 |
MHP GRUBU ADINA SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Orman ve Su İşleri Bakanının yaptığı uygulamalarla ilgili Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına verdiğimiz gensoruyla ilgili söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Orman ve Su İşleri Bakanıyla burada birçok kez konuşma yaptım. Ne yazık ki konuşmalarımızın hiçbirisine cevap vermeyerek, sadece buraya çıkarak tablolarla, grafiklerle kendisini anlatmaya çalışan bir bakanla karşı karşıyayız.
Buradan açıkça ilan ediyorum:
Görev yaptığı son yedi yıl, bir ormancı olarak ve bir ormancı çocuğu olarak ifade ediyorum ki ormancılık tarihinin en karanlık ve en karmaşalı bir dönemidir.
Değerli milletvekilleri, şimdi, yine seçim ayağı yaklaştığı bir dönemde 130 bin kişi alacağım diye Türkiye İş Kurumuyla bir anlaşma yapmış. Şurada seçimlere iki ay kala 130 bin kişiyi alan Orman Bakanına sesleniyorum: Sayın Orman Bakanı, 130 bin kişiyi ne yapacaksın? Türkiye'de ortalama 200 işletme olduğunu varsayarsan, her işletmeye 600-700 civarında işçi düşüyor. Bunları bu seçim öncesinde seçim rüşveti olarak alarak... Bugün görüyoruz ki AKP'li milletvekilleri sizin bu talimatınız üzerine muhtarları arayarak, sağı solu arayarak AK PARTİ'li işçi arıyorlar.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Kurayla çekiliyor bu ya!
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Şimdi, bunun üzerinden siyaset yapılmaz. Diyor ki Orman Bakanı, bunlarla fidan dikecekmiş. Ey Orman Bakanı, sen fidan dikim döneminin ne zaman olduğunu biliyor musun? Fidan dikim dönemi bitti değerli arkadaşlar. Akdeniz sahillerinde fidan dikim dönemi bitti, diğer yerlerde de şurada bir aylık bir fidan dikim dönemi kaldı. Bu, altı aylık aldığın 130 bin geçici işçinin, seçimden sonra kapının önüne konacak bu 130 bin kişinin vebali, sorumluluğu kime ait Sayın Bakan?
RECEP ÖZEL (Isparta) - Çalışmasın mı? Muhalefet yaparken de her şeye muhalefet yapma ya!
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Şimdi, buradan bir şey daha soracağım: 8.500 tane geçici işçi var bu teşkilatta. On yıldır, yirmi yıldır, yirmi beş yıldır yangınlarda canını ortaya koyarak çalışan; dikimlerde, kesimlerde, bakımlarda canını ortaya koyarak çalışan işçiler var. Geçen, 500 kişilik kadro aldın. Bunlara KPSS şartı getirdi değerli milletvekilleri. KPSS şartını niye getirdi biliyor musunuz? Ve "Bunlardan dozer operatörü yapacağım, greyder operatörü yapacağım arazöz operatörü yapacağım." diyerek 500 tane işçi alıyor. KPSS'den 70 puan getirdi... Buradan soruyorum: Hangi bürokratların çocukları o işe girdi Sayın Bakan? Hangi bürokratların çocukları girdiyse, kimler girdiyse o işe, gel burada listesini açıkla. Şimdi, o dağ köylerinde fakirlik fukaralık içerisinde yaşayan garip gurebanın çocukları orman yangını olduğu zaman ilk onlar koşar, ormanda bir zarar olduğu zaman ilk onlar koşar, ormanda bir iş olduğu zaman onlar koşar, onları bırakacaksın, "KPSS'den 70 getir." diyeceksin -dozer, greyder operatöründe ne yapacaksın 70 puanı- sonra ona göre sözlü yapacaksın sözlüde bürokrat çocuklarını, AKP yakınlarının çocuklarını alacaksın. Yazık, günah değil midir Sayın Bakan?
Şimdi, ben size bir şey söyleyeceğim: Orman mühendisleri sınavında da yine aynısını yaptı. Bakın, KPSS, 57'nci Hükûmet döneminde getirildi, Devlet Bahçeli'nin Başbakan Yardımcısı ve Milliyetçi Hareketin iktidar olduğu dönemde. Ne diye getirildi bu? "Kim alın teriyle, emeğiyle buralara hazırlanıyorsa haksızlık olmasın." diye KPSS getirildi. Şimdi, Sayın Bakan sözlü imtihanı getirdi bunlara.
Bakın, değerli milletvekilleri, 80 tane orman mühendisi alıyor. Bu 80 orman mühendisinden ne yapıyor? Bunlardan 80 kişi 70'in üzerinde puan alarak sıralanmışlar 100'den aşağıya doğru, bir sözlü imtihanı getiriyor. İlk 80 kişiden 60 tanesi giremiyor. Niye giremiyor biliyor musunuz?
ALİ ÖZ (Mersin) - AKP'li değil diye.
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Çünkü AKP'den referans olması lazım. Bakan sözlü yapıyor atadığı bir orman mühendisiyle. Ne soracak orman mühendisi? O çocuklar dört yıl alın teri dökmüşler, onlar Anadolu'nun çocukları, dört yıl babaları ekmeklerinden kısmış, aşlarından kısmış "Çocuğum orman fakültesinde okusun ve bir iş sahibi olsun." diye. İki yıldır, üç yıldır KPSS'yi beklemiş, KPSS'de de ilk 80'in içerisine girmiş ama Bakanın kurduğu komisyondaki orman mühendisi 90 alan çocuğa, 100 alan çocuğa 40 vererek eliyor, o çocukların hakları yeniyor.
Kendi seçim bölgesi Afyon, kendisinin Bakan olduğu yer, başarılı 3 kişi müracaat ediyor -3 kişi müracaat edebilir çünkü 1 kişi alınacak- 3'ü de alınmıyor biliyor musunuz değerli milletvekilleri? Niye alınmıyor? Çünkü Bakanın istediği kişi o sınavlarda başarılı olamadığı için. O sınavlarda o 3 kişiyi ne diye eliyorsunuz Sayın Bakan? Bir tane ölçü koy. Sizin Orman Bakanlığıyla ilgili, orman mühendisliğiyle ilgili hangi bilgi birikiminiz var? Atadığınız komisyonun hangi bilgi birikimi var? Yazık değil mi o çocuklara! Üç senedir dirsek çürütüyorlar, KPSS'ye girmek için babası yiyeceği ekmekten kesmiş, içeceği sudan kesmiş, çocuğu dershaneye göndermiş, şunu yapmış, bunu yapmış ve sınavda başarılı olmuş ama atadığı komisyon başkanı onlara 30 veriyor, 40 veriyor. Hangi soruları sordu? Ve otuz üç gün bekletiyorlar.
Ben, buradan soruyorum, 80 kişi alınacak, sözlü imtihandan sonra otuz üç gün hangi AKP'linin yakınları, yandaşları alınacak diye onlar bekletildi. Şimdi, bu haksızlığı, hukuksuzluğu...
Bir imam aradı bugün -gensoru verdiğim için mesaj attım- cami imamı, oğlu 87 puan kazanmış, 87 puan almış. Sayın Bakanın atadığı komisyon başkanı bu imamın oğluna 35 puan mı, 40 puan mı vermiş ve oğlu sınavı kazanamamış. Diyor ki: "Ben, o çocuğumu okutmak için cami imamlığından biriktirdiğim paralarla, ekmeğimden kestim, ailemin nafakasından kestim, çocuğumu okuttum. Üç senedir de bu sınavlara hazırlanıyor ve bu sınavlarda ilk 20'nin içerisine girdi. O Bakana hakkımı helal etmiyorum. Altı yıldır bu çocuğa bütün haklarımı verdim, bütün nafakamı verdim ama o Bakanın komisyon başkanı oğlumu atamadı." O cami imamı "Şu mesajı da Bakana iletir misiniz?" dedi: "Bir ülkeyi dinsizlik değil ama adaletsizlik yıkar. Bunu da Sayın Bakan bilsin." O imamı da cep telefonuyla beraber kendisiyle görüştürürüm. Yazıktır, günahtır!
Değerli milletvekilleri, bu Bakandan adalet beklenmez. Niye adalet beklenmez? Bu memlekette Anadolu insanının, fakir fukaranın çocukları iş, aş diye beklerken, asgari ücretle evlerini geçindirecek bir işin peşindeyken, kapı kapı gezerken, KPSS sınavı var, şurada sözlü sınav var diye Adana'dan, Tarsus'tan, Mersin'den, Muğla'dan, şuradan, buradan Anadolu'ya gelerek paraları harcayıp da bir iş sahibi olmaya çalışırken Anadolu'nun çocukları, o fakir fukara, garip gureba çocukları, Bakan ne yapmış?
Bakın değerli milletvekilleri, bunu vicdanınıza seslendiriyorum. Kendi yeğenini, Türker Eroğlu, isim isim veriyorum...
OKTAY VURAL (İzmir) - Yiyen mi yeğen mi!
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Özel kalemden istisnai kadroya alıyor, oradan, hop, büyükşehir belediyesine şube müdürü olarak aktarıyor. Bu, kendi ağabeyinin oğlu.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Kaç günde?
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Bakın, yetmedi değerli milletvekilleri, ne yapıyor? Milletvekilinin oğlunu -buradan açıklasın o milletvekilinin oğlunu, sorarsa ben söylerim, sen biliyorsun Sayın Bakan- özel kalemden alıyor.
Sayın Adalet Bakanı, eski Adalet Bakanı, adil mi bu?
SADİR DURMAZ (Yozgat) - Ya, o adaletsizlik bakanı.
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Onu özel kalemden, özel kadrodan, istisnai kadrodan alıyor, memuriyete başlatıyor. Bakın, orada bir şey daha var: Maaşı düşük diye Enerji Piyasası Kuruluna, haydi, yallah, hop geçirtiyor. Millet 1.000 liraya, 900 liraya, 800 liraya iş bulmaya çalışırken 3 bin liraya, 4 bin liraya, 5 bin liraya işe alıyor.
Yetmedi, kızının kayınbiraderi... Allah mesut etsin, geçenlerde evlendirdi, düğün davetiyeleri de gelmiştir milletvekillerine...
OKTAY VURAL (İzmir) - Müteahhitlere de göndermiştir.
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Hop, otomatikman... Mustafa Sağer'i -isim olarak söylüyorum, dava açsın diye- basın müşaviri olarak atadın mı atamadın mı Sayın Bakan? Kızının kayınbiraderi mi değil mi gel bu kürsüde söyle.
Yetmedi, milletvekilinin damadını özel kalem müdürlüğünden alıyor, hop, mühendisliğe atıyor.
Yetmedi, kendi kuzeni Mehmet bilmem neyi bakanlık müşaviri olarak atıyor. Bunların hepsi akrabaları, daha var, girmeyeceğim, birçok milletvekilinin yıkanları da var, girmeyeceğim.
Şimdi, değerli milletvekilleri, elinizi vicdanınıza koyun. Yani bu memlekette senin akraban olmak, senin yakının olmak, AKP'nin yakınında olmak, AKP'li vekilin çocuğu olmak, AKP'li bakanın çocuğu olmak nasıl bir ayrıcalıktır? Hani siz diyordunuz "Fakir fukara, garip gureba...", "Kimsesizlerin kimsesi olacağız." diye. Bu ülkede iş, aş diye bekleyen milyonlar var. Üniversiteyi bitirmiş, 2 yabancı dil biliyor, bilgisayarı fırtına gibi kullanıyor ama kanalizasyonda bile asgari ücretle iş bulmaya çalışırken senin yeğenlerinin hangi özellikleri var, gel burada bir anlat. Hakikaten o yeğenlerin böyle çok olağanüstü, Türkiye'de kimsenin sahip olmadığı vasıflara sahip de mi bu Orman Bakanlığını çiftlik gibi kullanarak yakın akrabalarını, taallukatını buraya dolduruyorsun?
Yetmiyor değerli milletvekilleri, bakın, şimdi bunun ASKİ'den beri bir kadrosu var.
RECEP ÖZEL (Isparta) - ASKİ değil o, İSKİ!
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Bir tanesi, bunun özel kalem müdürü Cihan Pektaş. İsim veriyorum, dava açsın diye isim veriyorum.
Bu kim, biliyor musunuz? Belediyede zabıta ve bu İSKİ'den itibaren Sayın Bakanın yanında durmaya başlıyor. Bu arkadaşımız Eroğlu bakan olunca Bakanlığa geliyor, Bakanlığın özel kalem müdürü oluyor. Özel kalem müdürlüğünün maaşı 3 bin lira civarındadır, bakanlar bilir. Bu beyefendiyi özel kalem müdürlüğü yapmasına rağmen, 6.400 ek göstergeli Strateji Geliştirme Başkanlığına atıyor ama bir gün görev yapmıyor, üç buçuk yıldır oradan maaş alıyor.
Şimdi, bu para helal midir haram mıdır, ben AK PARTİ'li milletvekillerine soruyorum.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Haram!
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Yetiyor mu? Bakın, yetmiyor.
Mustafa Yaraşır diye bunun bir danışmanı var değerli milletvekilleri, Mustafa Yaraşır. Bunu danışman kadrosuna atıyor, ondan sonra Personel Daire Başkanlığının maaşı daha fazla diye, oraya atamasını yapıyor. Bir gün Personel Daire Başkanlığı yapmıyor, ama maaşını Personel Daire Başkanlığından alıyor. Sonra teftiş kuruluna özel bir şeyden dolayı ek 1 milyar liralık bir zam getiriliyor bu Bakan döneminde kanun hükmünde kararnameyle; hop, Mustafa Yaraşır'ı Personel Daire Başkanlığından alıyor, teftiş kuruluna müfettiş yapıyor ki bin lira daha fazla maaş alsın.
OKTAY VURAL (İzmir) - Vay, vay, vay!
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Bir gün teftişe gidiyor mu? Gidiyorsa, gelsin, burada söylesin, bir gün teftişe gitmiyor değerli milletvekilleri.
Ondan sonra, şimdi doldurdu ya AKP'li milletvekillerinin yandaşlarını, kendi akrabalarını müşavir olarak, yine kanun hükmünde kararnameyle bir gecede bakan müşavirlerinin maaşlarını 1.600 lira artırıyor değerli milletvekilleri. Hop, bu Mustafa Yaraşır'ı alıyor, nereye götürüyor? Bakan danışmanlığına, oradan maaş vermeye çalışıyor.
SADİR DURMAZ (Yozgat) - Bakanlık yapmamış ki, kayırmacılığın kitabını yazmış!
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Şimdi, bunun adalet neresinde? Şimdi, Sayın Bakana soruyorum: Bu danışmanlarınla ne yapacaksın?
Şimdi, Cihan Pektaş'la ilgili önüme bir iddia geldi. Bir iddia geldi. Cavit Çağlar'ın ortağı işleri kötü gittiği için Ümitköy'deki villasını satılığa çıkarıyor. Ortağı kim, onu da söyleyeyim de Bakan şeyleriyle açıklasın, Celal Gökçen. Cavit Çağlar'ın işleri kötü gidiyor, iflas ediyor, Ümitköy'deki villasını 3 trilyona satışa çıkarıyor. Kim alıyor bu villayı, kim oturuyor bu villada? Sayın Bakanın Özel Kalem Müdürü oturuyor. Kimin adına alıyor? Teyzesinin adına alıyor. Şimdi, şu anda o villanın mobilyaları, tefrişatı İtalya'dan gelmiş. Sayın Bakan, sizin en yakınınızda, İSKİ'den beri yakınınızda. Buradan hodri meydan diyorum. O günden bugüne, yakınlarıyla beraber, gel şu danışmanlarının mal varlıklarını bir araştıralım bakalım. Ne çıkacak göreceğiz. Var mısın, var mısın mal varlıklarını açıklamaya?
Şimdi, diğer danışmanı Mehmet Fatih Öznur. Meteoroloji Radyosu'nda spikerlik yapar bu. Her hafta İstanbul'a hop gider gelir. Bakanla beraber, Bakanın da açılışını yaptığı bir kooperatif kuruyor. Ne bu kooperatifin adı? Gözde Doğuş Konut Yapı Kooperatifi. Damla Yapı Kooperatifiyle birleşiyor. Sayın Bakan, soruyorum: Bunun temelini attınız mı, atmadınız mı? Buradan cevap verin. Gözde Yapı Kooperatifi, belgeleri burada. Ve ne oluyor, biliyor musunuz? Bu kooperatif gidiyor -Bakan temelini atmış ya ve Bakan oradaki konuşmasında bunun takipçisi olacağım diyor- ve Şekerbank'tan 8 milyon 750 bin liralık kredi alıyor. Müteahhide veriliyor, müteahhit ortalıkta yok, binalar duruyor. Orada 120 kişi sizi bekliyor Sayın Bakan, temel atmışsınız ya. Onun da bu cevabını verin. Danışmanı bu da, Fatih Öznur. O uçakla da her hafta gidip gelirken harcırah alıyor mu, onları da açıklarsanız kamuoyunun mutlaka bilgisi olur diye düşünüyorum Sayın Bakan.
Şimdi, Cemal Nogay vardı, yine, bunun Basın Müşaviri. Yurt dışına gitti dil tecrübesini artıracağım diye. Onun yerine de kızının kayınbiraderini getirdi, atadı. Şimdi, böyle, ahbap çavuş ilişkisiyle sanki Bakanlık değil, bir çiftlik.
Şimdi buradan bir şeyi daha Bakana soracağım. Önüme bir iddia geldi, iddia bu. Siz "HYPHOPHISIS 50 miligram" adlı bir kimyasalı barajlarda kullanıyor musunuz, kullanmıyor musunuz Sayın Bakan? Türkiye'nin bu barajlarda bu ilacı kullanmasının gereği yok. Çünkü, bizim sularımız dağlardan geliyor, tertemiz su. Bütün tahliller buralarda bu ilaçların kullanılmamasını gerektiriyor. Ne kadar bu ilaç? Amerika'da 250 dolara satılıyor. Türkiye mümessili -çok açık söylüyorum, iddia bu- Bakanın oğlu ile beraber 450 dolara...
Şimdi, buradan, bu ilaçlardan ne kadar aldınız?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Hiç alakası yok.
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Hangi firmalardan aldınız?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Mahkemeye vereceğim.
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Bu ilaçlardan hangi firmalardan, kaç dolara, ne kadara aldınız? 250 dolar mı?
RECEP ÖZEL (Isparta) - Ya, gensorunun konusu neydi?
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Burada 450 dolara aldınız mı? Bunun cevabını bekliyoruz.
OKTAY VURAL (İzmir) - Şu, İstanbul'un mera alanları var, daha onları...
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Onlara geleceğiz, daha onlara var.
Şimdi, bir şey daha soracağım, bakın...
RECEP ÖZEL (Isparta) - Ya, gensorunun konusu ne, gensorunun konusu?
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Gensoru konuları işte bunlar. Daha bu kadar yolsuzluk açıklıyoruz.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Değil, değil, gensoru konusu değil.
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Yani, sayın vekil, AKP'nin vekilisin, bu kadar belgeye rağmen hâlâ gensoru...
RECEP ÖZEL (Isparta) - Gensoru konusu değil.
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Al sana bir gensoru konusu daha: Bakın...
ALİM IŞIK (Kütahya) - Mideleri geniş bunların, mideleri geniş, kursakları geniş bunların. Yazık yazık!
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Bakın, orman bilgi sistemi kuruluyor.
ALİM IŞIK (Kütahya) - Daha ne olsun?
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Bakın, orman teşkilatına orman bilgi sistemi kuruluyor; 2011 yılında yatırım programına alınmış.
Burası, İstanbul Teknik Üniversitesi, biliyorsunuz, Sayın Bakanın hocasının olduğu yer, hocalık yaptığı yer. İhale yapılmadan oraya 16,5 trilyon aktarılıyor. Ve burası bir ihaleye çıkıyor, sözde ihale; kim alıyor ihaleyi? Faal olmayan bir şirket -satın alınıyor- Konumsal Firma diye bir firma. Kim bunların sahipleri? Afyonlu iş adamları. Afyon neresi? Biliyorsunuz değil mi Afyon'un neresi olduğunu?
RECEP ÖZEL (Isparta) - Bakanın memleketi.
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Sayın Bakanın seçim memleketi. İşin enteresanı ne biliyor musunuz? Buranın üç yıllık ödeneği 41,5 trilyon lira.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ne diyorsun ya?
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Programa konmuş. Ve bu firma ihaleyi ne kadara alıyor? 35 trilyon liraya alıyor.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - 21/B'yle mi yapmışlar?
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - KDV dâhil ne kadara mal oluyor? 41,5 trilyon. Bu kadar tesadüf olabilir, yani, bu kadar isabet, bu kadar tesadüf olur.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - 21/B'yle mi almış?
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Peki, 41,5 trilyona bu ihaleyi aldı.
Sayın Bakana soruyorum: Sayın Bakan, şu anda bu ORBİS ihalesi ne aşamada? Herhangi bir faaliyet var mı, çıkın, burada açıklayın.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Belge varsa git savcılığa ver. Savcılığa versene.
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Bu firma kimdir, kimler tarafından kurulmuştur? Afyonlu iş adamları kimlerdir?
RECEP ÖZEL (Isparta) - Savcılığa versene.
SADİR DURMAZ (Yozgat) - Recep, dinle, dinle.
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Şimdi, bir şey daha söyleyeceğim...
RECEP ÖZEL (Isparta) - Savcılığa versene.
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Recep Bey, tabii, 17 ve 25 Aralıkta hırsızlığınız, yolsuzluklarınız ortaya konulmasına rağmen, "tape"lerle ortaya konulmasına rağmen onları aklayan bir zihniyetten bu Bakanı aklamamalarını beklemiyorum ama ben kamuoyuyla paylaşıyorum neler oluyor diye.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Ya savcılığa ver, öyle laf gemisi değil!
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Şimdi, kadastroyla ilgili bir yazılım yapılıyor değerli milletvekilleri, 25 bin lira doğrudan teminle yapılıyor, 25 bin lira doğrudan teminle. Bu, işlevi görüyor. Aradan belli bir süre geçiyor, 1 trilyon liraya bir firmaya yeniden ihale ediliyor bu yazılım işi. Kim bu yazılım firması? Soyadı Topbaş, siz bulun kim olduğunu. Kim olduğunu biliyorsunuzdur herhâlde, Topbaş, ünlü bir belediye başkanı, ünlü bir siyasetçi. Peki, 1 trilyon liraya yapılan bu sistem şu anda çalışıyor mu? Sayın Bakan biraz sonra çıkar, açıklar bu sistemin çalışıp çalışmadığını. Çalışıp çalışmadığını Sayın Bakan biraz sonra açıklar.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Her şeyi biliyorsun, sen onu da açıkla bari.
SADİR DURMAZ (Yozgat) - Sayın Bakan unutur bunları, not almıyor ki.
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Şimdi, 10 trilyonluk yolsuzluk Bakanlığının katında yapılıyor. Bakın, 10 trilyon zimmete para geçiriliyor.
OKTAY VURAL (İzmir) - Kim?
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Mutemet, mutemet, 10 trilyon zimmete para geçiriyor. Nerede geçiriyor bunu değerli milletvekilleri? Bakanlığının, o kendisinin oturduğu Bakanlığının 2-3 kat altında. 10 trilyonu ben burada dile getirdim. Bu zimmete para geçirmede gerçekleştirme görevlisi olarak bürokratlarının imzası var, bürokratlarının. Şimdi beni mahkemeye vermiş, para almaya çalışıyor. Ben 8 bin lirayı, anamın hak sütü gibi aldığım, devletin bana verdiği maaşla öderim, hiç problem değil ama şunu unutma Sayın Bakan: Bu 10 trilyonun peşindeyim çünkü bu 10 trilyon hazinenin malı, devletin malı. Nerede bu 10 trilyon, nerede 10 trilyon? Geri kazanabildiniz mi, geri alabildiniz mi? Alamazsınız.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Mutemet ödesin.
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Ha, Sayın Bakan, mahkemede de hesaplaşacağız, devam ediyor ama hiç önemli değil, ben bu milletin malı için, bu milletin menfaatleri için 8 bin lira değil, 18 bin lira da yiyeceğimden kısarım, içeceğimden kısarım öderim ama bu 10 trilyon hazinenin malı, fakir fukaranın, garip gurebanın malı.
Değerli milletvekilleri, laf atacağınıza Bakanınıza sorsanıza bir "Bu 10 trilyon nerede?" diye.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Rakam az, rakam.
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Oh, ne güzel, bir mutemedi içeriye at, mutemede yık. Peki, o zaman senin Bakan olarak orada ne işin var devletin hazinesine sahip çıkamayacaksan? Devletin parasına sahip çıkamayan bir bakan. Alt katında ya, oturduğu yerin alt katında gidiyor bu para, aylarca gidiyor, bunu görmüyorsan Bakanlıkta ne işin var senin, Bakanlıkta?
RECEP ÖZEL (Isparta) - İyi tazminat ödeyeceksin ha.
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Bırak Bakanlığı hazineyi koru, hazineyi Sayın Bakan.
Şimdi, değerli milletvekilleri, kaçak saraya hiç girmeyeceğim, zamanım dar ama bu kaçak sarayın Başbakanlığa verilmesi karşılığında bir protokol yapılıyor. Bu protokolün içerisinde de Orman Genel Müdürlüğü idare binası, Orman Genel Müdürlüğünün lojmanlarının yapımı ve ne var? Bu yerlerin Orman Genel Müdürlüğüne yapılarak teslim edilmesi var. Şimdi, Orman Genel Müdürlüğüne şeyde başladı TOKİ, nerede, Söğütözü Millî Parkı'nda, AKP binasının yan tarafında.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Bak, biraz az konuş da, tazminata maaşın yetmez.
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Veririz biz, kafanı yorma.
Lojmanları bıraktık, binlerce çalışanın lojmanını bıraktık, onlara verdiğimiz sözü ve protokollerin gereğini yapmıyoruz...
RECEP ÖZEL (Isparta) - Ya, Bakan mı sanki onlara diyor?
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Şu resmi görüyor musun Ispartalı Recep? Ispartalı Recep, şu resmi görüyorsun değil mi? Bunlar kim biliyor musun? Balıkçı, balıkçı.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Tazminatı kaybedeceksin.
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Bu Gazi yerleşkesinin içinde, siz gidiyorsunuz ya, AKP'lilerin gittiği balıkçı var ya, şimdi lojmanları bırakmış Sayın Bakan, harıl harıl -bakın, inşaatlar burada, resimlerini çektirdim- şimdi oraya bir balıkçı ile kebapçı yaptırıyor.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Onlar villa yaptırır, lojman yaptırmaz.
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Devletin parasıyla yapılıyor bu balıkçı ile kebapçı.
OKTAY VURAL (İzmir) - Kimin balıkçısı bu?
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Yani, devletin balıkçıya, kebapçıya harcayacak parası var, işçiye harcayacak parası yok, mühendise harcayacak parası yok, köylüye harcayacak parası yok. Sen orman köylerinde o köylülerin hangi sıkıntıları çektiğini biliyor musun Sayın Bakan? Şimdi, Doğanalan köyünün muhtarı aradı, arazilerimizi alamıyoruz diyor. Üç aydır bize söz vermesine rağmen diyor. AKP'lileri devreye soktuk diyor, üç aydır gönderecek müfettişleri diyor. Bakanın bunlarla işi yok ki, orman köylüsüyle.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Aradan sen bir çık da...
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Köylüyü ne yapacak ya, zengini seviyor bunlar, zengini.
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Bakan yandaşlarını, akrabalarını, kadroya nasıl alırız ve çocuklarını nasıl alırız, yandaşları nasıl zengin ederiz, onun derdinde; orman köylüsü, işçi, memur, böyle bir derdi olmayan Bakan.
Şimdi, bunları bir an önce bitirirsiniz Recep Bey, afiyetle de balıkları yiyin ama 7 Nisanda bu balıklar boğazınıza durabilir, ona da dikkat edin. Recep Bey, özellikle sen bu balıkçıya... Sayın Bakan, çok savunuyor sizi. İlk davetli olarak da Recep Bey'i o balıkçı ile kebapçıya bir davet et de o bir yemek yesin orada.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Senden alacağımız tazminat var ya...
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Sen de aç tazminat, sen de aç. Biz alışığız.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bir şeyi daha dile getireceğim. Bakın, İstanbul'da Parkorman var, biliyorsunuz değil mi? Bunlar çok önemli konular. Şimdi, bu Ali Ağaoğlu vardı, at sırtında televizyonlarda reklamlar yapıyordu. Ormanı kapatmış, ormanı teslim almış, oraya konutlar yapıyor ve bizim ormanı da reklamlarda pazarlıyor. Ben burada gene bir gensoru verdim, basın toplantısı yaptım, dedim ki: "Orman Bakanı, Ali Ağaoğlu'na Fatih ormanlarını peşkeş çekiyorsun, bu ormanları peşkeş çekemezsin." Bizim Bakan üç sene sonra uyandı, dedi ki: "Burayı bir başkasından devralmış, bizim haberimiz olmadı, ben bunu iptal ettim." diye burada geldi söyledi.
Şimdi bir benzerini söylüyorum, bir başkasını. Parkorman'ı biliyorsunuz değil mi? Özellikle İstanbul milletvekilleri dinlesin. Şimdi, bu Parkorman İstanbul'un akciğerleri, İstanbul artık yok oluyor, şehirleşmeden dolayı yok oluyor. Bakın, burayı 2008 yılında Borusan Holding 4 milyon liraya kiralıyor yıllığını. Sen eski savcıydın, eski hâkimdin Doğan Bey, bilirsin. Yıllığını 4 milyon liraya kiralıyor Borusan...
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Avukat, avukat.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Avukat mı?
...2010 yılında Ege Turizme burası kaç liraya veriliyor biliyor musunuz? 740 bin liraya veriliyor yani beşte 1 fiyatına veriliyor. Bununla kalsa amenna diyeceğiz yani zarar 4 milyon lira civarında diyeceğiz. Şimdi, bu Parkorman'ı 740 bin liraya bu firmaya verdikten sonra Sayın Bakan, ne yapıyorlar? Değerli arkadaşlar, tutuyorlar, burayı tabiat parkına çeviriyorlar ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığına imar yetkisi veriliyor. Yani bu imar yetkisiyle 740 bin liraya verilen bu yere neler yapılıyor? Bakın, size sayıyorum: Parkorman, 200 dönümlük alanın yapılacağı yere, çok amaçlı salon, 2 kat, 1.525 metrekare; kapalı otopark, 5 kat yerin altına, ormanı eşecekler 5 katlı kapalı alan yapacaklar ki araçlar şey yapsın. Yetmedi, kamping alanları, her biri 200 metrekare olan 108 adet bungalov villa.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Vay be! Allah gözlerini doyursun, vay anasını be!
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Yani bu ne biliyor musunuz? Villa, villa. 2 adet kır evi, lokantalar ve bir şey daha söyleyeyim: Ne yapılıyor biliyor musunuz? 15 bin kişilik konser alanı yapılıyor. Yani, Ajda Pekkan'a, Hülya Avşar'a herhâlde orada konser verdirtecekler, Sayın Bakan ve yandaşları da orada o konseri dinleyecekler.
Bunun üzerine, ivedilikle, bakın, "çok ivedi" yazısıyla İstanbul Orman Bölge Müdürlüğüne bir yazı yazılıyor. İstanbul Orman Bölge Müdürlüğünde bir heyet oluşturuluyor bölge müdürünün başkanlığında, bir rapor tutuyorlar. Değerli arkadaşlar, o raporda deniyor ki: Burası, Millî Parklar Yasası'na aykırı olduğundan, burada ağaç kesimleri olacağından, katliamlar olacağından, burasının doğal yapısının bozulacağından, buradaki ekosistemin bozulacağından dolayı "ret" cevabı veriyor. İstanbul Orman Bölge Müdürlüğünde bir bölge müdürü, üç teknik heyetten oluşan ekip. Ama, Bakanlık bunun üzerine çok ivedilikle bir yazı daha yazıyor, çok ivedilikle. Onun üzerine ne oluyor? O rapora aykırı bir raporla orası onaylanıyor. Peki, ne olduğunu merak ediyor musunuz sonra? O olumsuz rapor veren bölge müdürü var ya, derhâl görevden alınıyor ola ki başına bir şey gelmesin diye. Bakın, burada çok ivedi...
Tarihlerini verebilirim size yoksa Sayın Bakan, vardır muhtemelen sizde, değil mi? Tarihlerini vereyim: 07/01/2014 yani kaç ay önce, ortada.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Kaç ay önce?
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - On ay önce, on iki ay önce.
"Çok ivedi" notlu resmî yazısıyla firmanın talebi doğrultusunda İstanbul Bakanlık 1. Bölge Müdürlüğüne kesin talimat verilmiştir.
Şimdi, ben size soruyorum değerli milletvekilleri, kimin malını kime peşkeş çekiyorsunuz? Nereleri peşkeş çekiyorsunuz? Kimdir bu firma? Daha önce, 2008 yılından önce bunların konser alanı yokken, lokantaları yokken, villa tipleri yokken 3 küsur milyona, 4 milyona verilen yeri 740 bin liraya buraya veriyorsunuz ve adama bu yapılan düzenlemelerle beraber 15 bin kişilik konser salonunu, bungalov tipi villaları, restoranları, şunları, bunları yaptıracaksınız...
Ya, bu ülkede birilerine para kazandırmak zorunda mısınız siz Sayın Bakan? Kazandıracaksanız, maaşınızdan verirsiniz millete parayı, onu anlarım, ne yaparsanız yapın ama kamunun kaynaklarıyla birilerini zengin etme gibi bir lüksünüz olamaz. Bu ülkede ekmek bulamadığı için, aş bulamadığı için pazarda, sokakta ekmek toplayan insanlar var. İşsizlikten dolayı intihar eden gençlerimiz var. Orman mühendisleri aylarca bekliyor, geçici işçiler kadro bekliyor. O orman köylerinde aş bulamadığı, ekmek bulamadığı için -artık eskiden ormanlardan geçiniyorlardı, şimdi ormandan geçinmek de mümkün değil- hepsi şehirlere gidiyor. İş bulamıyor, aş bulamıyor ama Sayın Bakan, Bakanlığın verdiği güçle, devletin imkânlarıyla kendi yandaşlarını, kendi akrabalarını, kendi taallukatını işe alacak, yetmeyecek birilerini de zengin edecek.
Şimdi, Sayın Bakan, ikinci bir husus, bu Hacet Deresi var, Hacet Deresi. İstanbul milletvekilleri bilir, İstanbul'un en önemli doğal alanlarından birisi. Bu tabiat parkına benzeyen yerin bir benzeri de oraya yapılmış durumda değerli arkadaşlar, oraya yapıldı. Orada ikide bir bu tabiat parkına çevrildi bu orman olan yer tabiat parkına, imar yetkisi verildi. Orada yine aynı buna benzer villalar yapılıyor, lokantalar yapılıyor, restoranlar yapılıyor, kafeler yapılıyor ve "Bu işlerin arkasında da Cinci Hoca var, Sayın Bakan iyi tanır." diyorlar. Soralım bakalım, kimmiş o? Bende ismi var, Sayın Bakan açıklasın, ben ismini, kim olduğunu söyleyeceğim. Yani bizim hocalarla ilgili şeyimiz yok ama bazı değerleri ranta çevirirseniz, rant adına kullanırsanız bunu millet vicdanı affetmez Sayın Bakan. Evet, İstanbul milletvekilleri, bilin ki Hacet Deresi peşkeş çekiliyor. Hacet Deresi, ormanlıktan alınıyor başka noktaya doğru gidiyor.
Yine, buna benzer bir husus, burada tabii, balon alımları var, film yapımları var, onlara zaman kalmadığı için girmeyeceğim. Diğer konulara giremiyorum, sataşmadan dolayı söz aldığımda diğer konulara girerim ama bu ülkede orman köylüsü aç ve sefalet içerisinde, orman köylüsü ekmeğinin peşinde.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Sana kim sataşacak ya?
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Millet iş bekliyor, aş bekliyor, Orman Bakanının keyfi uğruna yandaşlar işe alınıp devlet malı peşkeş çekilemez. Bunu Allah da kabul etmez, kulu da kabul etmez. Ben inanıyorum ki vicdan sahibi AK PARTİ'li milletvekilleri de bu bakana son bir dersi verecektir diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar