GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AK PARTİ Grubunun, bastırılarak dağıtılan 705 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin kırk sekiz saat geçmeden gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 5'inci sırasına, yine bu kısımda bulunan 673, 679, 704 ve 687 sıra sayılı Kanun Teklifi ve Tasarılarının ise bu kısmın 8, 9, 10 ve 11'inci sıralarına alınmasına ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesine; Genel Kurulun, bastırılarak dağıtılan (11/50), (11/51), (11/54), (11/49) ve (11/53) esas numaralı Gensoru Önergelerinin, 24 Mart 2015 Salı günkü gündemin "Özel Gündemde Yer alacak İşler" kısmına alınmasına ve gündeme alınıp alınmayacağı hususundaki görüşmelerinin bu birleşiminde yapılmasına; gensoru önergelerinin görüşmelerinin tamamlanmasını müteakip bu birleşiminde gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmında yer alan işlerin görüşmelerine devam edilmesine; 705 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin İç Tüzük'ün 91'inci maddesine göre temel kanun olarak b
Yasama Yılı:5
Birleşim:81
Tarih:23.03.2015

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; AKP grup önerisi üzerine söz almış bulunuyorum.

AKP grup önerisi üzerinde geçen hafta da konuşmuştum, aynı şeyleri söylemiştim. Her pazartesi veya salı günü normalde Meclis açıldığında... Ki bugünlerde finale yaklaştığımız için ve 24'üncü Dönemin sonuna geldiğimiz için her gün daha yoğun çalışarak dönemi kapatacağız -böyle düşünüyoruz- 5'ine kadar ama AKP her pazartesi günü -pazartesileri de çalışma gündemine aldığımız için- bir çalışma önerisiyle Meclise geliyor ve yasa tasarılarının, kanunların yerlerini değiştirerek yeniden önümüze getiriyor. Peki, niye bunu yapıyor? Çünkü, geçen hafta demiştim, planlayamadığı için bunu yapıyor. Dikkat ederseniz dört yıl boyunca da bunu yaptılar ve sonunda da buraya grup yöneticileri ya da milletvekili arkadaşlarımız geliyor, daha önemli maddeler olduğunu söyleyerek, bunu niçin yaptıklarını da izah etmeden, buradan, kürsüden zamanı da kullanmadan ayrılıyorlar. Aslında anlatacak çok şey var, aslında bu zamanı çok iyi kullanabilirsiniz ama bunu tercih etmiyorsunuz.

Geçen hafta görüştüğümüz torba kanunun son 2 maddesi kaldı, ondan önce görüştüğümüz iç güvenlik yasasının son 63 maddesi komisyona havale edilmişti, onlardan bir haber yok, nereye gittikleri belli değil şu anda. Bugün de yine yeni bir torba kanun getirildi buraya ve bu da yanılmıyorsam 32 maddeden oluşuyor.

Tabii, bu kanun 32 maddeden oluşuyor ama buraya çıkan AKP temsilcileri 47 bin öğretmen atamasını söylüyor, algıyı bunun üzerine kurmaya çalışıyorlar çünkü müthiş bir algı yönetimleri var. Beceremedikleri, yapamadıkları veya çözemedikleri problemleri bu algı yönetimiyle Türkiye'ye sunuyorlar ve başarmış gibi konuşuyorlar. Doğru, bu torbanın içerisinde 1 madde olarak 47 bin öğretmen ataması geçiyor ama Türkiye'nin ihtiyacı olan, Millî Eğitim Bakanlığının verilerine göre 110 bin öğretmen -Millî Eğitim Bakanı kendisi açıklıyor- yine, Avrupa standartlarına göre, Avrupa Birliğinin kriterlerine göre de 210 bin öğretmen açığı var. Buna rağmen AKP ne getiriyor buraya? 47 bin öğretmen ataması getiriyor.

Ben ne yaptım onunla ilgili? 110 bin öğretmen atanmasıyla, gerçekten Millî Eğitim Bakanlığının tespit etmiş olduğu açıkla ilgili bir kanun teklifi verdim -gerçi buraya dâhil edilmemiş- 110 bin öğretmen atanmalı dedim. Grup Başkan Vekilim Sayın Akif Hamzaçebi de 150 bin öğretmen atanması gerektiğini ifade ederek kanun teklifini verdi ve bu torba kanunda bu birleştirildi. Demek ki doğrusu 100 binin üzerinde öğretmen atamaktı ama siz bunu yapmıyorsunuz. Sadece bunda mı, bütün meslek gruplarında bunu yapıyorsunuz. Bakın, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının müthiş derecede ziraat mühendisi ve veteriner açığı var. Bu çocukların atamalarının yapılması gerekiyor. Yine, gıda mühendislerinin atamasının yapılması gerekiyor. Özellikle, iktisadi ve idari bilimler fakültesi mezunlarının -ki en kalabalık grubu teşkil ediyor- bu arkadaşlarımızın, bu çocuklarımızın, bu gençlerimizin de bir an evvel atanmaları gerekiyor ama siz hep bunları göz ardı ediyorsunuz, sadece öğretmen üzerinden bir algı yaratıyorsunuz. Onu da beceremiyorsunuz zaten.

Diyorum ya, "algı yönetimi" diyorsunuz. Algı yönetimi deyince Türkiye'yi on iki yıl boyunca -on üçüncü yıla girdiniz- sadece kandırdınız. Bugünlerde -çok merak ediyorum- büyük ekonomiyi niye hiç konuşmuyorsunuz? On iki yıldır başımızın etini yediniz, vatandaşı bunalttınız.

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Daha dün açıklama yapıldı, 16'ncı sırada.

HAYDAR AKAR (Devamla) - 17'nci büyük ekonomi, 17'nci büyük ekonomi... 10'uncu olacağını iddia ettiniz. Kaç şu anda, kaç?

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - 16.

HAYDAR AKAR (Devamla) - 19'uncu büyük ekonomi şu anda. Gayrisafi millî hasıla düşerken 16'ncı büyük ekonomi olmaz.

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Hayır, 16, dünkü haberi oku.

HAYDAR AKAR (Devamla) - Şu anda 19'uncu büyük ekonomi. Bunu niye hiç konuşmuyorsunuz, merak ediyorum. Konuşamazsınız.

Büyüme hızlarından bahsettiniz, Türkiye'nin büyümesinden bahsettiniz sürekli; diyorum ya, algı operasyonundan bahsediyorsunuz.

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - 250 milyar dolardan 900 milyar dolar oldu, nasıl oldu ya?

HAYDAR AKAR (Devamla) - 1950 yılından 2002'ye kadar, AKP dönemine kadar Türkiye 5,1 büyümüş. AKP döneminde, on iki yıllık, on üç yıllık dönemde 4,8 büyümüş. Bu da yetmemiş, hele bu yıl, 2014'ün son çeyreğinde 1,75'ler civarına gelmiş, artık yüzde 3'lük bir büyümeye yakarır hâle gelmişiz ki bunun çok önemli... Bir ülkenin kalkınması, insanların işsizlikten kurtulması, yoksulluktan kurtulabilmesi için en az yüzde 7'ler, yüzde 8'ler ortalamasıyla gidebilmeliyiz ki Türkiye'deki işsizlik rakamlarını azaltabilelim.

Sadece bunda mı algı yönetimi yapıyorsunuz? Hayır. "Dış borç" diyorsunuz. "Türkiye'nin dış borcunu, IMF'ye 5 milyar dolar borç verdik, IMF'nin borçluluğunu bitirdik." deyip gittiniz bütün kentlerde, 81 ilin kentinde il başkanlıklarınızla, milletvekillerinizle ayran içerek kutladınız ve alkışlattırdınız bütün millete. Vatandaş da Türkiye'nin dış borcunun bittiğini düşündü çünkü Türkiye'de bir algı var ki Türkiye'nin borcu denince sadece IMF'ye olan borç düşünülür. Aslında, IMF Türkiye'ye borç verirken finans kuruluşlarından daha düşük faizle borç veriyordu -biz de ortağıyız çünkü IMF'nin- ama siz ne yaptınız? "IMF'ye borç bitti." diye vatandaşı kandırdınız ama vatandaşa, Türkiye'nin 123,7 milyar dolar borcu olduğunu ve bunun 40 milyar dolarının sizin hükûmetleriniz döneminde borçlanıldığını söylemediniz, söylememeye de devam ediyorsunuz. Tarihin en borçlu hükûmeti sizsiniz. Yani AKP hükûmetleri on iki yılda, on üç yılda 40 milyar dolarlık bir borçla... Ki sadece o 40 milyar dolar da değil. Cumhuriyet döneminin bütün kazanımlarını talan ettiniz, yandaşlarınıza birer rant unsuru olarak aktardınız. Türkiye'deki 62 milyar dolarlık özelleştirmenin 53-54 milyar dolarını hükûmetleriniz döneminde yaptınız.

Peki, şimdi buradan size sesleniyorum, vatandaşlara sesleniyorum: Hani bize diyorsunuz ya "Bu ülkede çakılı bir çiviniz yok." diye. On üç yıllık AKP döneminde, işte o çivilerimizi söke söke sattınız, o çivilerimizi söke söke 52 milyar doları cebinize koydunuz. Ne yaptınız bu 52 milyar dolarla? 7 Haziranda Cumhuriyet Halk Partisi iktidara geliyor.

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Hayda!

HAYDAR AKAR (Devamla) - 7 Haziranda Cumhuriyet Halk Partisi iktidara geldiğinde... Biz özelleştirmelere karşıyız.

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Kendin bile inanmıyorsun. Genel Başkan yüzde 35'e bile razı!

HAYDAR AKAR (Devamla) - Bir tek eserinizi söyleyebilir misiniz? Biz iktidara geldiğimizde satabileceğimiz bir tek eserinizi söyleyebilir misiniz?

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Genel Başkanınız ne diyor, hedefiniz ne diyor?

HAYDAR AKAR (Devamla) - Ne yaptınız? Yol yaptınız, değil mi? Körfez geçişi yapıyorsunuz, değil mi? Vatandaş o Körfez geçişinden 35 dolar ödeyerek geçecek.

ÖNDER MATLI (Bursa) - Haydar ağabey, yapma!

HAYDAR AKAR (Devamla) - İki gün evvel köprünün halatı koptuğu için, ertesi gün Japon mühendis intihar etti. Siz Türkiye'yi soydunuz ama hükûmeti bırakmamak için, devletin rantını bırakmamak için, yandaşlarınızı bu ranttan mahrum etmemek için her türlü hukuksuzluğu, her türlü illegaliteyi deniyorsunuz ve algı yönetiminiz devam ediyor.

Sadece dış borçla mı? Son 600 milyon doları öderken -bakın, "hazine.gov.tr"ye girin- yine bir dış borç aldınız ve finans kuruluşlarından aldığınız bu dış borçla, bu 600 milyon doları, IMF'nin son taksitini ödediniz, bugün de almaya devam ediyorsunuz.

Peki, enflasyona bakalım. Yıllarca övündünüz "Enflasyon bitti, enflasyonu bitirdik." diye. Doğru, bitirdiniz. Enflasyon dünyada bitmişti, sizin haberiniz yok. Arjantin'de, Brezilya'da enflasyona bakıyor musunuz, beraber yarıştığınız ülkelere? O dönemde enflasyona, o yüksek, üç haneli rakamlarda, iki haneli olduğu rakamlarda, dünyadaki enflasyona baktınız mı? Peki, onlar şimdi nerede? Gelişmekte olan o ülkelere...

CUMA İÇTEN (Diyarbakır) - Kendi dediğine inanıyor musun?

HAYDAR AKAR (Devamla) - Hiç hayatında kitap okudun mu sen?

CUMA İÇTEN (Diyarbakır) - Bu dediğine sen inanıyor musun?

HAYDAR AKAR (Devamla) - Hiç ekonomi raporu okundu mu sen hayatında, hiç okudun mu?

Şimdi ben size söylüyorum.

CUMA İÇTEN (Diyarbakır) - Ya, senin okuduğun kitapları okumam ben!

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Bir tek sen mi okuyorsun ya!

HAYDAR AKAR (Devamla) - Okumadığı belli oluyor.

Bakın, gelişmekte olan ülkelerden Malezya'da enflasyon 3,1. Güney Kore ne kadar? Soruyorum, Güney Kore'nin enflasyonu ne kadar? Bilmezsin. Senin el kaldırmaktan başka görevin yok, bir tek görevin var, bu. Malezya'da, Güney Kore'de 3,1; Meksika'da yüzde 4. Bunlar gelişmekte olan ülkeler, yarıştığımız ülkeler arkadaşlar. Biz Türkiye olarak hep adlandırılıyoruz ya "gelişmekte olan ülke" diye, yarıştığımız ülkelerin hepsinin enflasyonu bizim altımızda. Euro bölgesine bakalım. Euro bölgesinin enflasyonu da 0,4 arkadaşlar. Amerika'yı falan söylemiyorum, bizim şeyimiz değil.

CUMA İÇTEN (Diyarbakır) - Millî gelir kaç?

HAYDAR AKAR (Devamla) - Millî gelir de 2 bin dolardı... Demin dinlemedin, dışarıda oturmaktan fırsat bulamıyorsun.

CUMA İÇTEN (Diyarbakır) - Dinlenecek şeyi söylemiyorsun ama.

HAYDAR AKAR (Devamla) - Bir öğren, öğren, öğren, başka bir şey demiyorum ya da ikra, ikra, ikra diyeyim, belki anlarsın çünkü buraya gelip dinî bir konuşmanın dışında hiçbir şey yapmadın bu Mecliste.

Muhalefete muhalefet eden bir Hükûmetle karşı karşıyayız. Kaçak sarayın parasıyla bu ülkede birçok şey çözülebilirdi.

AHMET YENİ (Samsun) - Geçti onlar, geçti.

HAYDAR AKAR (Devamla) - Doğru söylüyorsun. Senin de görevin Ahmet Yeni -bak sataşıyorum- sadece laf atmak olur.

AHMET YENİ (Samsun) - Bitti, bitti. Sürem doldu.

HAYDAR AKAR (Devamla) - Evet, sürem doldu ama süre çok, biraz sonra yine o süreyi kullanacağız.

AHMET YENİ (Samsun) - Hayır, benim doldu sürem. Haydar, benim sürem doldu.

HAYDAR AKAR (Devamla) - Evet, kısaca şunu söyleyelim: On iki yıllık AKP döneminde çözdüğünüz tek bir problemi söyleyin. İşsizliği mi çözdünüz? Emeklilerin problemini mi çözdünüz? Öğrencilerin problemini mi çözdünüz? Enflasyonu mu bitirdiniz? Dış borcu mu bitirdiniz? Cari açığı mı bitirdiniz? Tek bir şey söyleyin, tek bir şey. Yaptığınız tek şey Türkiye'yi borçlandırmak diyor, hepinize sevgiler, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)