GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubunun, Grup Başkan Vekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi tarafından, Türkiye'de milletvekili genel seçimlerinde uygulanan seçim barajı sistemi ve Siyasi Partiler Kanunu'ndan kaynaklanan sorunların tespiti ve çözüm yollarının belirlenmesi amacıyla 23/3/2015 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 23 Mart 2015 Pazartesi günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin
Yasama Yılı:5
Birleşim:81
Tarih:23.03.2015

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle şunu söylemek istiyorum ki biz ne 12 Eylül ürünüyüz ne de başka bir ürünüz, biz milletin ta kendisiyiz, milletin semeresiyiz, Allah'a hamdolsun ki ara rejim ürünü hiç değiliz. (AK PARTİ sıralarından "Bravo!" sesleri, alkışlar)

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dünyada hiçbir seçim mevzuatı yoktur ki sistemde siyasal aktörleri memnun edebilsin, mutlu edebilsin. Hangi seçim mevzuatı olursa olsun, siyasi aktörlerden muhalefet partileri memnunsa iktidar partisi, iktidar partisi memnunsa muhalefet partisi memnun değildir. Henüz bütün aktörleri memnun edecek seçim sistemi de icat edilemedi, eğer icat edilirse bilin ki AK PARTİ icat edecektir, AK PARTİ uygulayacaktır.

GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - Memnun edeni değil, demokratik olanı arıyoruz.

RAMAZAN CAN (Devamla) - AK PARTİ, 3 Kasım 2002'de seçimlere bu mevzuatla girdi; AK PARTİ, seçim mevzuatı üzerinde hiç oynamadı, oynamayı akıl dahi etmedi, neyse seçim sistemi, onunla girdi.

GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - Büyükşehir Yasası ne? Maddi gerçeği bu kadar çarpıtma!

RAMAZAN CAN (Devamla) - Ben, AK PARTİ Kurucu İl Başkanı olarak o dönemde siyasi çalışmalar yaparken o dönemin yerel aktörleri bize "Siz seçimde barajı aşamayacaksınız." dediler ama bir şeyi unuttular, aziz milletin gücünü unuttular.

GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - Seçim çevrelerini bile değiştirdiniz, seçim çevrelerini bile!

RAMAZAN CAN (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; seçim yasalarından beklenen nedir? Bir yandan toplumun eğilimleri yasama Meclisine yansıtılırken bir yandan da ülkeyi yönetecek çoğunlukların oluşturulmasına olanak verilmesi sağlanır. Seçim sistemlerini bu işlevleri açısından belirleyen iki özellik bulunmaktadır: Birincisi, temsilde adalet; ikincisi, yönetimde istikrar yani fayda. Bu iki kriter, seçmen eğilimlerini adil bir biçimde yasama Meclisine yansıtırken yönetimde istikrar ilkesi, istikrarlı hükûmetlerin kurulmasına yardım eder. Nitekim Anayasa'mızın 69'uncu maddesi "Seçim kanunları, temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkelerini bağdaştıracak biçimde düzenlenir." der.

Diğer yandan, Parlamentoda temsil edilmeyen oyların toplam düzeyi adalet açısından da bir örnektir. Nitekim -bunu kabul ediyorum ben- 2002 seçiminde Meclisin yaklaşık yüzde 45'i temsil edilmemiştir, alınan oy oranı anlamında söylüyorum. Bundan AK PARTİ de faydalanmıştır, Cumhuriyet Halk Partisi de faydalanmıştır. Ancak, 2011 seçimlerine geldiğimizde bu oran, yüzde 5'lere düşmüştür. Netice itibarıyla aynı sistem, siyasi arenaya uygulandığında birinde temsilde adaleti öne alırken, diğerinde, kullanılan oylar neticesinde yönetimde istikrarı ön plana getirmiştir. Bunda siyasi aktörlerin bir etkeni, bir unsuru bulunmamaktadır ama vatandaşın kullanmış oldukları oylar bu yönde etkilemiştir. Netice itibarıyla, 1946'dan sonra, çok partili siyasi hayata geçtikten sonra uygulanan seçimlerden örnek vermek istiyorum: Nispi temsil uygulanmış, liste usulü D'Hondt sistemi, D'Hondt sistemi, bakiye sistemi, ülke barajlı D'Hondt sistemi. Bütün bu neticeler uygulanmış ve temsilde adaletin sağlanıp sağlanmadığı noktasında ise tartışmalar devam etmiştir.

Öncelikle şunu söylemek isterim ki 1995 ve 1999 seçimlerinde temsilde adalet öne çıkmış ama siyasi istikrar sağlanamamıştır. Bundan önceki grup önerisinde, bu konuyla ilgili verilmiş... Bursa Milletvekilimiz Hakan Çavuşoğlu'nun ciddi bir çalışması oldu. Onun araştırmalarına göre Türkiye'de bütün seçimlerde hükûmetlerin -süreye, ortalamaya vurduğumuzda- yaklaşık bir buçuk yıllık bir ömrü bulunmaktadır. Bu, şu demektir: Türkiye'deki hükûmetler asgari bir buçuk yıl civarında. Dolayısıyla, burada bir istikrar bulunmadı. Fakat böyle bir istikrar yoktur diye de temsildeki adaleti zedelemek de doğru değildir. Hem temsilde adalet olacak hem siyasette istikrar olacak. Bunun ikisinin ortak noktada buluştuğu sistemlerde demokrasi ön planda olur diye düşünüyorum.

Vaktimiz dar, grup önerisinin aleyhinde olduğumu belirtiyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)