| Konu: | MHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin "Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler" kısmında yer alan, Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve arkadaşları tarafından, engellilerin istihdam sorununun araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin (10/783), ön görüşmelerinin Genel Kurulun 23 Mart 2015 Pazartesi günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 81 |
| Tarih: | 23.03.2015 |
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, engelli vatandaşlarımızın istihdam sorunlarının tespiti ve çözüm önerilerinin geliştirilmesi amacıyla Meclis araştırma komisyonu kurulmasıyla ilgili olarak verilen önergeyle ilgili grup önerisinin lehinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Siyasi kariyerlerini ve kazanımlarını hiç kimsenin gölgesine borçlu olmayan milletvekillerini saygıyla selamlarım.
Değerli arkadaşlar, engellilerin istihdam sorunlarıyla ilgili araştırma komisyonu kurulması için bir teklif verildi. Böyle bir ihtiyacın bulunması bile bir Hükûmet için en büyük ayıptır. Gerçekten, on iki yıldır görevde olan bu Hükûmetin engellilerle ilgili sorunları çözemediği için böyle bir araştırma komisyonu kurulmasının istenmesinden dolayı kendimi iyi hissetmiyorum.
Şimdi sizlere bir soru soracağım, çoktan seçmeli bir soru: On iki yıldır tek başına iktidar olan ve kendini her şeye muktedir gören, liderini sözüm ona "dünya lideri" olarak tanımlayan bir Hükûmetin engellilerin sorununu çözememesinin nedeni nedir?
a) : Engellileri önemsemiyordur.
b) : Engellilerin sorunlarını kullanıyordur.
c) : Bu sorununun çözümünde herhangi bir menfaati yoktur. (d) şıkkı: Beceriksizdir.
e) : Yukarıdakilerin hepsidir.
Şimdi, engellilerin önünde engel olarak duran bir Hükûmetimiz var. (CHP sıralarından alkışlar) Engellilerin önünde engel olarak durmayın. Gölge etmeyin, başka ihsan istemez. Engelliler sizden lütuf istemiyorlar değerli arkadaşlarım. Engelliler "Bize lütfedin." demiyorlar. Engelliler, onlara acınmasını istemiyorlar; "Vah, vah", "Tüh, tüh" denmesini istemiyorlar. Peki, ne istiyor engelliler? Engelliler sadece ve de sadece yasal haklarını istiyorlar, her vatandaş gibi özgür ve eşit bir birey olarak kabullenilmek istiyorlar ve engelli sorunlarının engelli sorunu olarak değil, bir insan hakkı sorunu olarak algılanmasını istiyorlar. Yani, onlar acınarak bir iş yapılacaksa hiç yapılmasın çok daha iyi diyorlar. Peki, onlar bunu istiyorlar, siz ne yapıyorsunuz? Bakanınız çıkıyor, görme engelli bir vatandaşa diyor ki: "Hem körsün hem sana iş verdik, daha ne istiyorsun?" Şimdi, böyle bir zihniyetin ürünü olan bu Hükûmetten engellilerin bir şey beklemesini ben istemiyorum, bir beklenti içinde olup da hayallerinin yıkılmasını istemiyorum.
Başka ne yapıyorsunuz bu engellilere? Yalova'da bilerek, engelli olduklarını bilerek bunlara oy kullandırıyorsunuz. Sonra, Yalova'da seçimi az bir farkla kaybettiğinizi de anlayınca "Vay efendim, bunlar engelliydi, oy kullanmaya ehliyetleri yoktu." deyip seçimi iptal ettiriyorsunuz, yine engelli vatandaşlarımızı siyasi emellerinize alet ediyorsunuz. Yani, yardım etmiyorsunuz, bari onların hayalleriyle oynamayın. Yardım etmiyorsunuz, bari onları kullanmayın, onları üzmeyin.
Engellilerin sorunları zaten yığınla, bu sorunlar yetmiyormuş gibi bir de onların yasal hakkı olan yani Türkiye Büyük Millet Meclisinin engellilere vermiş olduğu hakları kullanmasını da engelliyorsunuz. İşe yerleştirme işlemlerini yapmıyorsunuz. Bakın, bir muhalefet milletvekili olarak benim fikrim değil, bu yüce Meclisin çıkardığı kanuna göre 50 işçiden fazla çalıştıran özel kurumlar yüzde 3, devlet kurumları yüzde 4 engelli çalıştırmak mecburiyetinde. Peki, bu düzenlemeye rağmen, bu kadar amir bir hükme rağmen Türkiye'de kaç engelli çalışıyor biliyor musunuz? Sayısı 100 bini geçmiyor. Daha da acı bir şey, istatistikler şunu gösteriyor ki: Çalışabilecek durumda olan -bakın bütün engellileri kastetmiyorum, çalışamayacak durumda olanlar var- ve ekmeğini kazanabilecek olan her 5 engelliden 4'ü işsiz değerli arkadaşlar. Bu insanlar size diyorlar ki: Kalkın, görevinizi yapın. Bakın, hadi özel sektöre bazen kızıyorsunuz, konuşmam artık onlarla, küstüm, oynamam diyorsunuz ama dönüp kamuya bakınız. Kamuda boş engelli kadrolarına baktım. İşçi kadrolarının binden fazlası boş kamuda, memur kadrolarının yaklaşık 25 bin tanesi boş. Şimdi, arkadaşlar, engelliler diyor ki: Biz sizden iş istiyoruz, yasal hakkımızı istiyoruz kardeşim, mecbursunuz vermeye. Siz, kamuda 25 bin memur ve bin kadar işçiyi istihdam edebilecekken, kadroları boşken bunlara görev vermiyorsunuz. Peki, ne yapıyorsunuz bunlara? Efendim, bakım aylığı gibi, cep harçlığı gibi şeyler veriyorsunuz sanki kendi kesenizden veriyormuşsunuz gibi. Verelim, daha fazlasını verelim. Ancak engellilerin sizden istediği bu değil, engelliler diyor ki: Kardeşim, bana sadaka verme. Ben hakkımla çalışmak, alın terimle para kazanmak istiyorum. Bunlardan çok daha kötüsü ne, biliyor musunuz değerli arkadaşlarım: Engelliler eğer şanslı olup da, birisi eğer vicdana gelip de veya yasalara uyup da onlara iş vermeye kalkıyorsa, bu sefer çok düşük ücretlerle çalışmak mecburiyetinde kalıyorlar. Eğer Bakan "Hem körsün hem iş verdik, daha ne istiyorsun?" derse, o zaman diğer insanlar "Ya, engellisin, iş verdik. Ancak bu kadar parayı hak ediyorsun." diyebilirler.
Değerli arkadaşlarım, engellilerin çalışma koşullarının da uygun olmadığını biliyoruz yani işe gidiş gelişlerinde çalışma koşullarının onlar için uygun olmadığını biliyoruz; yaşam koşullarının, yolların, kaldırımların uygun olmadığını biliyoruz. Daha da kötüsü, sağlık koşullarının onlar için yetersiz olduğunu, fizik tedavi ve rehabilitasyon ünitelerinin engellilerin derdine çare olacak şekilde organize edilemediğini... Hani şu sağlıkta devrim yapıyorsunuz ya sözüm ona, ama nerede para kazanamayacaksanız oradan elinizi çekiyorsunuz. İşte, engellilere bunu yaptınız. Engellilerin cebinde para olmadığı için, o paraları da ceplerinden alamayacağınız için onların sağlık sorunlarını bilerek, isteyerek çözmüyorsunuz. Çünkü istatistikler diyor ki: "Engellilerin yüzde 44,3'ü sağlık hizmetlerinden yararlanamıyor. Engelliler, sağlıkta katkı paylarından muzdaripler. Engelliler, protez ve ortez ücretlerinin ödenmemesinden muzdaripler." Başhekimleriniz genelge yayınlıyor, diyorlar ki: "Protezleri ve ortezleri ikinci, üçüncü plana koyun, döner sermaye zarar ediyor, yoksa size döner sermaye katkı payı veremem." Bunun belgesini size burada gösterdim, yakında da bunu yayınlayacağım.
Peki, engellilerin durumu, engelli olmaları kader mi acaba? Hayır, yine Hükûmetinizin problemi. Trafik kazalarının sorumlusu sadece sürücüler değil, Hükûmetinizin de bunda sorumluluğu vardır, yaptığı, yaptığını zannettiği yollar nedeniyle. Önlenebilir hastalıklar, aşıyla önlenebilir hastalıklar; özellikle, kızamık sonrasında ortaya çıkan SSPE hastalığının sorumlusu sizsiniz. Çocuklarımızı yeterince aşılayamadığınız için çocuklarımız kızamık oluyorlar ve sizin Bakanınızın rakamıyla geçen yıla göre kızamık sayısının tam 7 bin arttığını söylüyorsunuz ve bu çocukların bir kısmı SSPE hastası olacaklar ve engelli olacaklar. Erken doğumlardaki bakım yetersizliği, mayınları temizleyememeniz nedeniyle yarattığınız engelli ordusu, yurt içindeki sorunların, yurt dışındaki sorunların barışçıl yollarla çözülememesi, özellikle çözmemeniz ve bundan hem kişisel hem de çeşitli inançsal yararlar, çıkarlar sağlamanız nedeniyle engelli yaratıyorsunuz, her gün engelli yaratıyorsunuz. Şuraya çıkıp da "özürlü" kelimesini "engelli"ye değiştirdiniz diye engellilerde hiçbir şey değişmedi arkadaşlar. Onun için, kelimelerle oynamadan gelin işimizi yapalım.
Demin konuşan Sayın Milletvekilimiz dedi ki: "Eğitim sorunu önemlidir, biz eğitim istiyoruz." Buyurun işte, gelin bu komisyonu kurun. Bir ay mı çalışır, iki ay mı çalışır; ne çalışsa kârdır.
Efendim, Sayın Cumhurbaşkanına teşekkür ederken ben biraz ürperdim, efendim, dünyadaki ilk kanunu çıkardı 2005 yılında diye. Baktım, 2012 yılında yürürlüğe girecek bir kanun çıkardınız, üç gün kala bu kanunu ötelediniz 2015 yılına. Neydi bu kanun? Engelliler yollarda rahat yürüsünler, Türkiye engelsiz olsun diye. Üç gün kala ertelediniz 2015'e, arabalardaki, otobüslerdeki durumu da 2018'e ertelediniz, ötelediniz. Bundan utanmak lazım arkadaşlar, bundan utanmak lazım.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)