GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında
Yasama Yılı:5
Birleşim:80
Tarih:19.03.2015

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; az önce ihdas edilen yeni 22'nci maddenin teklif metninden çıkarılmasını teklif ediyoruz.

Bu elimdeki Anayasa. Yani eski İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın bu kürsüde tanımadığını belirttiği Anayasa ve bu yine, Efkan Ala'nın dışarıdan bakan olarak atandığı zaman üzerine yemin ettiği bu Anayasa. Bu Anayasa'nın 125'nci maddesinde "İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır. "denilmektedir.

Değerli milletvekilleri, hukuk devletinin en önemli özelliklerinden bir tanesi, hemen hemen birinci koşulu idarenin eylem ve işlemlerinin yargı denetimine tabi olmasıdır. Hukuk fakültesine girdiğiniz zaman "Hukuk devleti nedir?" diye sorulduğunda, verilecek cevap şudur: "Yasama ve yürütmenin eylem ve işlemleri yargı tarafından denetlenebiliyorsa ya da hükûmet kendisini denetime uygun bir davranış gösterebiliyorsa bu hukuk devletidir". Şimdi, bizim devletimizde çok sık tartışma konusu olan devlette çalışan memurların ya da kamu görevlilerinin görevden alınması. Elbette ki bir kamu görevlisi ya da memur hangi usulle göreve geliyorsa "usulde paralellik" ilkesince aynı şekilde görevden alınması gerekir çünkü bir idari işlemin hem şekil bakımından, sebep bakımından, amaç bakımından hukuka uygun olması gerekir ve idarenin takdir yetkisi hiçbir zaman mutlak ve sınırsız değildir. İdarenin takdir yetkisi, o idareye takdir yetkisi hakkını da tanıyan ve onu da bağlayıcı olan kamu yararı hakkıyla sınırlıdır. Her şeyden önce, idare eylem ve işlemlerini yaparken yaptığı eylem ve işlemlerde kamu yararının bulunup bulunmadığını dikkate almak zorundadır. Siyasi amaçlarla kişisel çıkar sağlamak amacıyla ya da başka nedenlerle ve keyfî olarak yapılan idari işlemler yargı tarafından mutlak surette iptale söz konusu olurlar. Kamu görevlilerinin bu şekilde, maddede öngörüldüğü şekilde atanmaları ya da görevden alındıktan sonra ne yapılacağının teker teker belirlenmesi, genel düzenleyici, yasa işlemi yapma görevi olan, yasama görevi olan Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevi değildir arkadaşlar. Ne yapılmak isteniliyor bununla? Bununla, idarenin yapacağı haksız ve keyfî işlemlere hukuki zemin oluşturulmaya çalışılıyor, onlara hukuki meşruiyet kazandırılmaya çalışılıyor. Artık, yasamadaki özensizliği bir kenara bırakmak lazım değerli arkadaşlar. Bakın, bu yasama organındaki özensizlik, yasa yapma konusundaki özensizlik bu Meclis Başkanını da çileden çıkarmıştır. Bu yasama faaliyetindeki özensizlik, Başbakanı, göreve geldiği zaman "Ben bu temel yasaya karşıyım." demek zorunda bırakmıştır. Yasama faaliyetini Meclis, İç Tüzük'ün ve Anayasa'nın kendisine yüklediği görevler çerçevesinde yapmalıdır. İdare de ve yürütme organı da kuvvetler ayrılığının bir ilkesi olarak bunu Anayasa'da kendisine verilen görevler çerçevesinde yapmalıdır ve herkes, ama her kişi ve kurum bu görevlerini, Anayasa'dan kaynaklanan yetkilerini kullanırken, görevlerini yaparlarken mutlaka ama mutlaka yasalarla ve hukukla sınırlı olduklarını bilmelidirler. O nedenle bu maddenin hukuk devletinde olmaması gereken bir madde olduğunu düşünüyoruz ve tasarı metninden çıkarılmasını talep ediyoruz.

Önergenin kabulünü istiyorum. Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)