GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AK PARTİ Grubunun, bastırılarak dağıtılan (11/52) ve (11/48) esas numaralı Gensoru Önergelerinin, Genel Kurulun 19 Mart 2015 Perşembe günkü gündeminin "Özel Gündemde Yer Alacak İşler" kısmının sırasıyla 1'inci ve 2'nci sıralarına alınmasına ve gün-deme alınıp alınmayacağı hususundaki görüşmelerinin bu birleşimde yapılmasına; gündemdeki sıralama ile çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesine; daha önce toplanılması kararlaştırılan 20 Mart 2015 Cuma günü toplanmamasına ilişkin
Yasama Yılı:5
Birleşim:80
Tarih:19.03.2015

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Adalet ve Kalkınma Partisinin, AKP'nin vermiş olduğu grup önerisi üzerine söz almış bulunuyorum.

Bu grup önerisi, klasik, alıştığımız grup önerilerinden bir tanesi. Her perşembe veya cuma gününe geldiğimizde bu grup önerileri verilir, hafta sonu tatil yapılmasına karar verilir, ama bir tehdit unsuru olarak da pazartesi getirirler grup önerilerini; pazartesi, tekrar cumartesi, pazarı da dâhil ederek yeni iş programını Meclisin önüne koyarlar.

Dört yıllık milletvekili deneyimimde şunu gördüm ki Adalet ve Kalkınma Partisi, AKP, bu Meclisin gündemini planlayamıyor veya hafta sonları çalıştırmayı bir tehdit unsuru olarak görüp, muhalefetin bu şekilde belini bükebileceğini, onu çalışmaktan vazgeçirebileceğini düşünüyor. Bizce hiçbir sakıncası yok; biz, yirmi dört saat de burada çalışırız, cumartesi, pazar da çalışırız, hiçbir sıkıntımız yok, ama planlamayı doğru yapmak gerek.

Bu planlamayı doğru yapamadığınız için Türkiye'yi de planlayamıyorsunuz. Bu planlamayı doğru yapamadığınız için Türkiye'yi de tarihinin en büyük borç denizine soktunuz. Bu planlamayı doğru yapamadığınız için Türkiye'yi tarihinin en büyük işsizliğine getirdiniz. Bu planlamayı doğru yapamadığınız için emeklileri yoksulluğa mahkûm ettiniz. Bu planlamayı doğru yapamadığınız için Türkiye'deki öğrencilerin yurt problemini çözemediniz. Bu planlamayı doğru yapamadığınız için benim burada bulunduğum dört yıllık süre zarfında 4/C'lilerin problemini çözemediniz. Bu planlamayı doğru yapamadığınız için "EYT" dediğimiz emeklilikte yaşa takılanların problemlerini çözemediniz. Bu planlamayı doğru yapamadığınız için insanları yoksullaştırdınız, yoksulluğu yönetmeye kalktınız, sosyal yardımları bir övünç kaynağı olarak ifade ettiniz; bir taraftan yoksullaştırdınız, bir taraftan işsizleştirdiniz diyorum.

Bakın, niçin söylüyorum ben bunları? Bir torba kanun getirdiniz, torba kanunun yarısına geldik, şimdi torba kanunu görüşmüyoruz. Ondan önce bizi yirmi dört saat çalıştırdınız, gündüz ikide girdik, sabah sekiz buçukta çıktık, ama 67'nci maddeye geldik, Komisyona geri çektiniz.

Şimdi, size soruyorum: 47 bin öğretmen ataması gelecek bir sonraki torbada, ne yapacağız? 47 bin öğretmen atamasını hep birlikte onaylayacağız değil mi burada? Hatta, onun -50 bin, 100 bin, 110 bin- Millî Eğitim Bakanının dediği gibi, ihtiyaç olan 110 bin rakamına gelmesi için belki önergelerimizi vereceğiz ama 47 bini hep beraber onaylayacağız.

Yine, bonzaiyi konuştuk burada. Bonzaiyi ne yaptık? Sizin Başbakanınız her yerde "Cumhuriyet Halk Partisi bonzaiye karşı çıkıyor, bunu istemiyor." demesine rağmen hep beraber, diğer muhalefet partilerinin de oylarıyla bunları onayladık.

Demek ki halkın menfaatine, yararına bir şey olduğunda, torbaların içine, kanunların içine o yandaş medya gruplarına, yandaş iş adamları gruplarına ya da bürokrasideki yandaşlara bir şey vermemeniz şartıyla eğer muhalefetle oturup bir diyalog kurabilmiş olsaydınız ne yapardık; daha faydalı işler yapardık, daha güzel şeyleri Türkiye'ye sunma imkânını yakalardık. Ama bu grup önerisinde olduğu gibi, planlayamadığınız için bizi sabahlara kadar çalıştırdınız -uykusuz, stres yüklü- arkadaşlarımız hasta oldu, arkadaşlarımız darbedildi, herkesin şekeri çıktı, tansiyonu çıktı ama sonunda o kanunları geri çekmek zorunda kaldınız. Bunu oturup konuşsaydık, anlaşsaydık olmaz mıydı? Şimdi yine aynı şeyi yapıyorsunuz. Bakın, dün akşam son dakika itibarıyla bir ek madde ihdas etmeye kalktınız. Ne oldu? Ortalık karıştı, bırakmak zorunda kaldık. Onu daha önce bizim gruplarımızla görüşmüş olsaydınız -gerçekten bir ihtiyaçsa, devletin ihtiyacıysa, hep birlikte karar vermişsek ki bunun için buradayız hep beraber- bir kez olsun bizi dinlemiş olsaydınız bu Meclis daha verimli çalışırdı diyorum.

Hepinize sevgiler, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)