| Konu: | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 79 |
| Tarih: | 18.03.2015 |
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 16'ncı maddeyle ilgili önergemiz hakkında söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu da, maalesef, Kızılayla ilgili ve bir af maddesi. Şimdi, 16'ncı maddeyle Kurumlar Vergisi Kanunu'na geçici 8'inci maddenin eklenmesi suretiyle, Kızılay Derneğine ait iktisadi işletmeler adına önceki vergilendirme dönemlerinde tarh veya tahakkuk ettirilen kurumlar vergisi ve kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisi ile bu vergiler ve geçici vergiye ilişkin gecikme zammından, gecikme faizi ve vergi cezalarından ve bu alacaklarla ilgili açılmış tüm davalardan ve Gelir Vergisi Kanunu'nun ilgili maddelerinin uygulanmasına yönelmiş tüm davalardan, bu kanunun yayımlanacağı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar vazgeçilmesi şartıyla tahsilinden vazgeçilmektedir; yani, bir vergi affı düzenlemesi. Kime? Kızılaya. Neden? Meçhul, makul bir gerekçe yok. Herhâlde şunu söyleyeceklerdir yine, Komisyonda da dedikleri gibi: "Efendim, Kızılayın mali gücünü güçlendirmek." Kızılay kamu yararına çalışan bir dernek, milletin bir değeri; bu kanunlara, nizamlara uymayacak da kim uyacak?
Şimdi, bu düzenlemeler... En önemlisi, değerli arkadaşlar, para gitmişse sorumlusundan alınır, yerine konulur, mutlaka para veya bir maddi değer yerine getirilir, hesabı da sorulur. Yalnız, kurumları, kavramları ve bazı kıymetleri dejenere ederseniz, bunun telafisi bazen imkânsız, bazen de çok zordur. Bu düzenlemelerle, özellikle son üç dört yıldır Kızılay, Yeşilay vesaireyle ilgili getirilen düzenlemelerle Kızılay gibi bir güzide kurumu ne kadar çok dejenere ettiğinizin farkında mısınız? Farkındasınız veya değilsiniz ancak dejenere ediyorsunuz; kurumları, kavramları, değerleri dejenere ediyorsunuz.
17 25 Aralık yolsuzluk olaylarından sonra ve önce... Âdeta, sanki milat oldu. Kaldı ki, bunlar ta 1994 yıllarına kadar âdeta bir şebeke hâline gelmiş bir organizasyonun yaptığı yolsuzluklardır bize göre, somut olarak baktığımızda. Neticede bu düzenlemeler, AKP'nin sivil toplum kuruluşlarına, kamu yararına çalışan derneklere ve kuruluşlara, kamu kaynaklarına yönelik bakış açısının, yandaş oluşturma ve yolsuzluk zeminini ortaya koyma şeklinde kendini göstermektedir. Hükûmetin sivil toplum kuruluşlarına yönelik ayrıştırıcı ve ötekileştirici tutum ve davranışlarının bir yansıması olarak görüyoruz. Yani, mesela, her ne hikmetse, yıllardır bütün ısrarlarımıza rağmen, Kızılaya, Yeşilaya, Yeşilay Vakfına getirdikleri bu imtiyazlı düzenlemelerin binde 1'i bile Darüşşafaka için, Darülaceze için getirilmiyor. Neden? Üstelik bu Darülacezenin Başkanı da bildiğimiz kadarıyla başbakanlar. Acaba neden? Herhâlde henüz ellerine geçiremediklerini düşünüyorlar Darüşşafakayı, Darülacezeyi. O yüzden, bu tür durumları maalesef hoş karşılamak mümkün değil.
Bunlar kamu kaynaklarını kullanıyorlar, millet malını kullanıyorlar. Kamu kaynaklarını ve millet malını kullanan, talan edenleri, yiyenleri buradan lanetliyorum. İzzet Çetin Bey'in dediği gibi, haram olsun, zehir zıkkım olsun diyerek sözümü tamamlıyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)