GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
Yasama Yılı:5
Birleşim:79
Tarih:18.03.2015

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 14'üncü madde üzerine verdiğimiz önergede söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, bu maddede yapılan bir ek madde düzenlemesiyle, Kızılaya, Yeşilaya ve Yeşilay Vakfına, mülkiyeti hazineye, kamu kurum, kuruluşlarına ait taşınmazlar üzerinde işte bu Kızılay ve Yeşilay ve Yeşilay Vakfı lehine kırk dokuz yıl süreyle bedelsiz irtifak hakkı kurulabilmesinin önü açılmaktadır. Yani kediye ciğer emanet ediliyor, âdeta yağma Hasan'ın böreği gibi bu kamu kaynakları üzerine bir çöreklenme yapılmaktadır. Yani hani devleti, ülkeyi şirket gibi yönetmek var ya, ifade ettiğimiz gibi, kayıt dışı ve merdiven altı bir yönetimdir bu. Bu maddeyi kabul etmek mümkün değil. Daha henüz Yeşilay Vakfı kimlerden oluşuyor, bu açıklanabilmiş değil. Bu Yeşilay Vakfı yönetimi tapınak şövalyeleri mi, mason locası mı, paralel mi, Haşhaşi mi, bir bilelim. Bu kadar niye meçhul tutulur, açıklanmaz, neden çekinirsiniz? Siz milletten aldığınız oylarla iktidar değil misiniz? Milletten neyi saklıyorsunuz? İşte bu, kayıt dışı faaliyetlerinizi milletten saklamaktan başka bir durum değil. Onun için tekrar ediyorum: Kızılay, Yeşilay yerine "moray" kurun, "moray!" Eninde sonunda AKP'yi morartacak faaliyetlerdir bunlar, şimdiden kurun! (MHP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlar, şimdi, 17-25 Aralık sürecinde Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının yolsuzluk ve rüşvet olayları âdeta cürmümeşhut şeklinde, bir suçüstü hâlinde gözler önüne serilmişti. Artık bütün örtbas etme, saklama ve gizleme faaliyetlerini herkes biliyor ve bu yolsuzluk kapsamında TÜRGEV merkezli imar usulsüzlükleri ve rüşvet faaliyetleri de kamuoyuna feci bir şekilde yansımıştı.

Şimdi, değerli arkadaşlar, bir de makul olan bir durum vardır; bir insanın bir suçu, ayıbı ortaya çıktıktan sonra veya bir suçüstü olmuşsa şöyle kendini biraz frenler, biraz bekler fakat yani 17-25 Aralık sürecine rağmen Hükûmet durmuyor, yolsuzluk, rüşvet ve usulsüzlüklere zemin hazırlayan uygulamalar pervasız, pupa yelken devam ediyor.

İşte, en son çıkan 6552 sayılı Kanun'un 124'üncü maddesinde de belediyelerin, İçişleri Bakanlığının onayıyla böyle TÜRGEV gibi birtakım dernek, vakıflara taşınmaz tahsis edilebilmesinin de önü açılmıştı. Şimdi, eskiden bu ibare "arsa" şeklindeydi, "arsa" ibaresi "taşınmaz" ibaresi olarak değiştirildi. Yani arsa yerine artık bu adı geçen vakıflar, dernekler kendi belediye başkanlarına diyecekler ki: "Ya, ben şu arsayı beğendim. O arsa belediyeninse bunun üzerine veya değilse satın al, kamulaştır, ne yaparsan yap. Bana 20 katlı bir gökdelen yap, AVM yap, birtakım iş yerleri yap ve bana bu inşaatı da tamamladıktan sonra yirmi beş otuz yıllığına en az devret, bedelsiz olarak veya çok sembolik bir bedelle devret." Bu imkânlar verilmiş ve bu artık önüne geçilemez bir hâle gelmiş. Bu nasıl bir pervasızlıktır? Bu kamu kaynaklarının, millet malının, vatan malının bu kadar pervasızca üzerine nasıl gidilebiliyor, doğrusu anlamak mümkün değil.

Değerli milletvekilleri, Hükûmetin bu faaliyetleri Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulunun 17 Şubat 2010 tarihli raporuna da yansımıştır. "Kamu yararına çalışan derneklere sağlanan ayrıcalıklar yanında bazı dernekler, diğerlerinden farklı olarak özel istisna ve ayrıcalıklardan yararlanarak..."

İnşallah bundan sonraki maddede devam edeceğiz çünkü Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme raporu bu konu bakımından önemlidir.

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)