GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRKİYE İNSAN HAKLARI KURUMU KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:123
Tarih:21.06.2012

ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) - Sayın Başkanım, değerli milletvekillerimiz; Meclis kürsüsünde en çok beş dakika konuşma hakkı olan bir ülkede İnsan Hakları Kurumu Kanunu Tasarısı hakkında görüşmeler yürütüyoruz; çok sevinçle, heyecanla karşılıyoruz(!) İnanıyoruz ki bundan böyle Türkiye'de insan hakları ihlali, bu Kurum sayesinde, olmayacak; kadın hakları da, erkek hakları da, onurlu yaşam hakkı da, özgür yaşama hakkı da, özel hayatın gizliliği hakkı da ihlal edilmeyecek, hele hele telekulak sona erecek(!) Gözünüz aydın, hepimizin gözü aydın. Bundan sonra, TBMM'de konuşma hakkı da inşallah ihlal edilmeyecek(!)

Bu kanun gündeme gelmeden önce Sayın Başbakan "Her kürtaj bir Uludere'dir." diye bağıra bağıra öfkeli bir söylem sergiledi, neredeyse kulaklarımız sağır olacaktı. "TAYAÇİ" diye bir grup "Tayyipçi Yazarlar Çizerler" korosu da, "Evet, Sayın Başbakan doğru söylüyor." diye süslü püslü yazarlar, afralı tafralı beyler televizyon televizyon, kanal kanal dolaşıp söylemlerde bulundular, "Sayın Başbakan doğru söylüyor." Sonra kadınlar bir çıktılar, feleğinizi şaşırttılar sizin. Ne oldu? Kadınların fendi, Sayın Başbakanı yendi mi? Başbakanlık Basın Bürosu "Öyle demek istemedi, böyle demek istedi." diye bir açıklama yapmadığına göre, Sayın Başbakan niye sessizliğe büründü? Yoksa dut mevsiminin gelmesi bunda etkili mi oldu veya sessizce çark mı ediliyor?

Değerli milletvekilleri, dostlar alışverişte görsün yasasını görüşüyoruz, yandaşlara yeni imkân ve kaynaklar yaratma yasasını görüşüyoruz. Kurul 11 kişiden oluşacak, 2'si Cumhurbaşkanımızca seçilecek, 7'si Hükûmet tarafından atanacak, 1 tanesi YÖK tarafından, 1 tanesi de avukatlar tarafından belirlenecek. Vatandaş nerede, yurttaş nerede, insan nerede? Hükûmet var, devlet var, YÖK var, 1 tane avukatlardan seçilecek, yurttaş yok. Hâlbuki Sayın Cumhurbaşkanı, YÖK ve Hükûmetle birlikte avukatların kontenjanı 2'ye çıkarılsa, STK'dan ve basından 1'er üye Kurulda görevlendirilse daha iyi olmaz mıydı? Bilelim ki yurttaşın temsil edilmediği yerde insan hakları yerlerde sürünür.

Önceki gün İstanbul'da bir yurttaşımız dayak yedi, gerçekten yerlerde sürünüyordu, Hükûmet görmedi, devlet görmedi, bir yurttaş gördü, görüntüledi. İyi ki görüp görüntüledi yoksa kim vurduya gidecekti pek çok hadisede olduğu gibi.

Delilsiz yargılananlar, suç tasnîsiyle, suç uydurmasıyla karşı karşıya kalanlar, yıllardır cezaevlerinde infaz niteliğinde tutuklulukla karşı karşıya kalıyorlar. İnsan hakları bu gibi göstermelik yasalarla nasıl korunacak? Bu sorum insan haklarına saygılı olanlara yöneliktir, diğerleri alınmasın.

Değerli milletvekillerimiz, Türkiye'de insan hakları kurulları zaman zaman oluşuyor ama bu kurullar, içtenlikle insan haklarını takip etmiyor. Bu yasa sadece bir kısım insanlara özlük hakkı, imkân ve kaynak temin edecekse beklenen amaca hizmet edemez.

Sayın Başbakan Yardımcımız yerini almış bulunuyorlar, umarım İnsan Hakları Kurulu Başkanı şimdiden belirlenmemiştir, Kurul üyeleri şimdiden belirlenmemiştir; belirlenirken tarafsız, saygın, gerçekten insan haklarına saygılı üyeler belirlenir.

Bu düşünceyle hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.