| Konu: | 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 100'üncü yıl dönümüne ilişkin |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 79 |
| Tarih: | 18.03.2015 |
İZZET ÇETİN (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Çanakkale Deniz Zaferi'nin 100'üncü yıl dönümü ve Şehitleri Anma Günü nedeniyle gündem dışı söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, tarihin akışını değiştiren bir nitelik taşıyan Çanakkale savaşları, emperyalist Birinci Dünya Savaşı'nın en kritik aşamalarından birini oluşturmaktadır.
Tarihçilerin cumhuriyetimizin ön sözü olarak nitelendirdiği Çanakkale savaşlarında her türlü yokluğa ve olumsuzluğa rağmen canını dişine takarak savaşan şehitlerimiz ulusumuzun kalbinde ölümsüzleşmişlerdir.
Çanakkale Savaşı, emperyalizme karşı tarihî özgürlük ve bağımsızlık direnişine, mücadelesine sahne olduğu gibi, aynı zamanda tarihin gördüğü en büyük devrimcinin de tarih sahnesine çıkmasına vesile olmuştur. Mazlum milletlerin kurtuluş mücadelesine de öncülük ve örnek teşkil eden Ulusal Kurtuluş Savaşı'mızın eşsiz komutanı, ulusumuzun şansı ve cumhuriyetimizin kurucusu büyük dahi Mustafa Kemal Atatürk, Yarbay Mustafa Kemal olarak bu savaşta çıkmıştır tarih sahnesine.
18 Mart 1915'te Çanakkale'yi denizden geçmeyi planlayan emperyalist güçler yenilgiye uğratılmış, arkasından 25 Nisan 1915'te başlayan kara savaşları da bağımsızlık, özgürlük, kardeşlik ve birlik ruhuyla sonuçlanmıştır.
Çanakkale Boğazı'nı denizden geçemeyenler karadan saldırarak amaçlarına ulaşmayı denemişler ancak başaramamışlardır. Yarbay Mustafa Kemal Atatürk komutasındaki birliklerimiz büyük bir savunma ve kahramanlık örneği ortaya koyarak kara savaşını da zaferle sonuçlandırmışlardır. Bu zafer, hayal kırıklığına uğrayan Winston Churchill'in "Yalnız bir kişiyi hesaba katmamışız, Mustafa Kemal'i." itirafına da yol açmıştır. Çanakkale Zaferi, arkasından verilecek ulusal Kurtuluş Savaşı için de büyük bir moral ve motivasyon kaynağı olmuştur. Bu savaşta halkın güvenini kazanmış olan, efsane bir kahraman olarak halkın gönlüne giren Mustafa Kemal Atatürk'ün öncülüğünde yine bir tarihî mücadele verilmiş ve zaferle sonuçlandırılmıştır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün tarihî çarpıtan, tarihsel gerçekleri yok sayan, tarihî olayları kendi ideolojileri çerçevesinde dönüştürüp eğip büken bir anlayış var ülkemizde. Bu anlayış, uzunca bir süre Çanakkale Zaferi'nin ve bu zaferde büyük asker Mustafa Kemal'in tarihsel önemini hafifletmek için çok çaba sarf etti. Atatürk ilke ve devrimleri ile cumhuriyetin kazanımları konusunda rahatsız olanlar da, emperyalist çıkarcıların yelkenine rüzgâr taşıyanlar da aynı anlayışın mensuplarıdır. Bugün için Atatürk adından rahatsız olanlar, aynı zamanda Çanakkale Zaferi'nden ve Kurtuluş Savaşı'ndan da rahatsız olanlardır.
Milyon dolarlık lüks zırhlı arabalarla dolaşan, şatafat gösterisinden geri kalmayan birisi tarafından yönetilen Diyanet, Çanakkale Zaferi nedeniyle okuttuğu hutbede savaşın en önemli komutanı Mustafa Kemal Atatürk'ten bahsetmiyor. Oturduğu koltuğu, yaşadığı şatafatı Atatürk'e borçlu olan birisinin Atatürk'ü yok sayması, görmezden gelmesi, rahatsız olması ayrıca üzerinde düşünülmesi gereken vahim bir durumdur. Bunlar laik, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'ni içine sindiremeyen, ucube rejimler arayışı içinde olanlardır. Kuruluşunda aziz şehitlerimizin, atalarımızın kanı bulunan cumhuriyetimizi babalarının çiftliği gibi görenlerdir. Dedeleri, Çanakkale başta olmak üzere, pek çok cephede özgürlük ve bağımsızlık uğruna şehit olan bu halk, Atatürk'ün de laik cumhuriyetin de kıymetini ve değerini çok iyi bilmektedir. Laik demokratik cumhuriyete dönük her türlü girişim ve plan hakşinas halkımız tarafından hep püskürtülmüş, bundan sonra da püskürtülecektir.
Bu duygu ve düşüncelerimle Çanakkale Zaferi'nin 100'üncü yıl dönümünde cumhuriyetimizin kurucusu, Çanakkale Gazisi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, kahraman şehitlerimizi ve gazilerimizi saygı ve minnetle anıyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)