GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
Yasama Yılı:5
Birleşim:78
Tarih:17.03.2015

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 688 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 5'inci maddesiyle ilgili olarak verdiğimiz önerge üzerine söz aldım. Siyasi kariyerlerini ve kazanımlarını hiç kimsenin gölgesine borçlu olmayan milletvekillerini saygıyla selamlarım.

Değerli arkadaşlar, bu maddeyle bir sağlık bilimleri üniversitesi kurmaya çalışıyorsunuz. Sağlık Bakanlığı, kendisine yasa ile tanımlanmış bir görev olmadığı hâlde bir üniversite kurmaya kalkıyor. Kurulmak istenen üniversite Sağlık Bakanlığındaki siyasi iradenin esiri olacak şekilde kurgulanıyor.

Olayı birkaç açıdan ele alabilirsiniz. Sayın Cumhurbaşkanının "Artık Türkiye'de tıp fakültelerine gerek kalmamıştır." ifadesini bir kenara koyacak olursak, bu üniversitenin niçin kurgulandığı tartışılabilir. Bu tartışılabilir ama tartışılmayacak olan bir şey vardır ki bu üniversitenin bu şekilde asla kurulamayacağıdır. Hiçbir üniversite hiçbir bakanlığın arka bahçesi olamaz, olmamalıdır. İktidarda hangi partinin olduğunun hiçbir önemi yoktur. İktidarda Cumhuriyet Halk Partisi de olsa bu önergeye karşı çıkarım, siz de olsanız karşı çıkarım. Üniversiteye ömrünü veren bir milletvekiliyim ben, bütün yaşamını akademik hayata adamış bir insanım ve size diyorum ki: Bu üniversite bu şekilde ku-ru-la-maz, kurulmamalıdır. İçinizde bulunan öğretim üyelerinden bir tek kişi bile vicdanıyla konuşup da "Bu üniversite iyidir." demez, demeyecektir. Çünkü bu üniversitenin bu şekilde kurulmasıyla Adalet Bakanlığının hukuk fakültesi kurması arasında hiçbir fark yoktur, Tarım Bakanlığının ziraat fakültesi kurması arasında hiçbir fark yoktur veya TOKİ'nin inşaat mühendisliği fakültesi kurması arasında hiçbir fark yoktur.

Değerli arkadaşlarım, üniversiteler hepimizin ortak değeridir. Zaten faşist, darbeci bir dönemde YÖK'ün kurulmasıyla katledilen üniversitelerimiz şimdi yine aynı zihniyetle yok edilmeye çalışılıyor. Buna alet olmayın. Bu üniversite bu şekilde kurulmamalıdır. Bu üniversitenin bu şekilde kurulması demek, sizin üniversite yaşamını birkaç yüz kişi için feda etmeniz demektir. Sayın teklif sahibi konuşmasında "Biz bu üniversiteyi eğitim ve araştırma hastanelerinde bulunan öğretim üyelerine kadro vermek için kuruyoruz." dedi, geldi, burada söyledi, "Efendim, kulağımızı öbür türlü gösteriyorduk, kısa yoldan göstermeye karar verdik." Ne demek istedi? Tıp dışından olan arkadaşlarım için anlatayım. Eğitim ve araştırma hastanelerinde bulunan doçent arkadaşlarımız profesör olmak istediklerinde herhangi bir üniversiteye bir günlüğüne atanıyorlardı ve ertesi gün geçici görevle yine Ankara'ya, İstanbul'a geliyorlardı ve halk bunlara "jet profesör" adını takmıştı ve profesörlük bu şekilde ayaklar altına alınmıştı. Bu iyi bir şey değildi. Neden böyle olduğunu sorduk: Niçin bu insanları bir günlüğüne, farzımuhal, Atatürk Üniversitesine veya Bingöl Üniversitesine atıyorsunuz? "Efendim, ne yapalım, bunlara ihtiyacımız var." Peki, madem ihtiyacınız var, elinizde tutun; madem ihtiyacınız yok, bırakın bu insanlar üniversiteye dönsünler ama bugün getirdiğiniz bu teklifle bu insanları doğrudan Sağlık Bilimleri Üniversitesinde doçent kadrolarına atıyorsunuz. Benim bir itirazım yok bu insanların doçent olmasına, profesör olmasına ama bu şekilde, üniversite yaşamını yok edecek şekilde bir uygulamaya ömrüm yettiğince karşı çıkacağım. Her yerde bunun üniversite yaşamını bitireceğini haykıracağım çünkü yaptığınız iş yanlıştır. Eğer bu doçentlerin, bu profesörlerin özlük haklarıyla ilgili bir endişeniz varsa -ki vardır, özlük haklarında da problem vardır, bunu kabul ediyoruz- bir geçici maddeyle bütün özlük haklarını verebiliriz, deriz ki: "Bir doçent, bir profesör hangi hastanede olduğuna bakılmaksınız üniversitede görev yapanlarla eşit haklara sahiptir." Bunu yapabiliriz arkadaşlar ama bunun için bir üniversite kurmanıza ve üniversite yaşamını mahvetmenize gerek yok. Bunun arkasından hukuk fakülteleri, ziraat fakülteleri gelecek. Bunu yapmayın; bakın, bu gerçekten son derece tehlikeli bir yaklaşımdır, tekrar düşünün.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)