| Konu: | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 78 |
| Tarih: | 17.03.2015 |
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüştüğümüz kanun teklifinin 3'üncü maddesindeki önergemiz üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu 3'üncü madde gerçekten tam bir skandal madde. Hepinizin hatırlayacağı gibi Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının bazı şehirlerde şehir efsanesine dönüşen şehir hastaneleri efsanesi vardı. Şimdi, onunla ilgili bir düzenleme yapılmak isteniyor. Hatırlayacaksınız, sürekli Sayın Başbakanın da ifadesiyle... Ne zamandı? Eylül 2013'te bu kamu-özel iş birliğiyle yapılacak hastaneler için zamanın Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan şöyle demişti: "Şehir hastaneleri, bu kardeşinizin on bir yıl önceki önemli hayallerinden biridir." Şimdi, bu hayale göre Manisa'da, İstanbul, Ankara, Yozgat, Trabzon gibi illerde temelleri atılmıştı ama temelleri atılalı iki yılı geçmesine rağmen, daha henüz bu inşaatlara çivi çakılmış değil, sadece inşaat barakaları var; Manisa'da da böyle, diğer yerlerde de var. Daha vahimi, bu şehir hastanelerinin henüz projesi yok. Projesi olmayan bir hastaneyi yapacakmış gibi söylem getirerek oyalıyorlar insanları. Manisa'da 2004 yılından beri bir şehir efsanesi hâline geldi, "Şehir hastanesi yapacağız." Yerleri belirlenemedi sekiz senede. Şimdi, belirlenen yerde de bir temel atma töreni yapıldı, zannediyorum iki yılı da buldu fakat ortada proje yok. Kaça, ne kadara biteceğine, yıllık ne kadarlık kira ödemesinin olacağına ilişkin bütün sorularımız cevapsız.
Şimdi, bu 3'üncü maddeyle kamu-özel iş birliği sözleşmelerinin uygulanması sırasında taraflar arasında doğabilecek ve milletlerarası tahkim yoluyla çözümlenebilecek hukuki ihtilaflarda tahkim yerinin Türkiye dışında da belirlenebilmesine imkân tanınması öngörülüyor. Yani, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı, bu değişiklikle kamu-özel iş birliği projelerinin finanse edilebilirliğinin kolaylaştırılmasını hedeflediğini söylüyor. Görünürde sanki olumlu bir cümle var ama altında çok vahim, facia bir sebep yatıyor. Bu gerekçe ve düzenlemeyle, AKP, Türk hukukuna olan güveni tamamen yerle bir etmektedir. Hükûmetin kamu-özel iş birliği modelinde, Türk yargı sistemine olan güvenin zedelendiği varsayımıyla "Uluslararası yatırımcıya yeni fırsat ve imkânlar sunmak suretiyle güven verilmesi amaçlanıyor." diyor. Güven yoksa güven verilir, demek ki güven yok, bu bir itiraftır ve on iki yıldır yönettiği Türkiye Cumhuriyeti'ne uluslararası güvenin de kalmadığını göstermektedir.
Bu okuyacağım ifadeler aynen Sağlık Bakanlığının yani AKP Hükûmetinin ifadeleridir. Lütfen dikkat ediniz. Tutanaklardan okuyorum: "Kamu hastanelerinin finansmanı için yüklenici firmaların 30 milyar dolar kaynağa ihtiyacı var. Firmalar gerekli kaynağın ancak yüzde 20'sini Türkiye'den buluyor, kalan yüzde 80'inin yurt dışından getirilmesi gerekiyor. Ancak bu projeye kredi açacak yabancı şirketlerin şöyle bir tereddüdü var: Devlet de bir anlamda projeye taraf olduğu için olur da bir anlaşmazlık yaşanırsa, Türkiye'de görülecek davalara siyasi baskı olacağı ve davaları kaybedebileceklerini düşünüyorlar. Onun için de tahkim merkezinin Türkiye'de olması şartının yasadan çıkartılmasını, davaların Türkiye yerine yabancı bir tahkim merkezinde görülmesini istiyorlar."
Bir itiraf ki yani -özür diliyorum- tam bir rezalet. Bu, tutanaklarda Hükûmetin ifadesi; bu, muhalefetin ifadesi değil. Türkiye'yi bu hâle getirmeye ne hakkınız var, ne hâle getirdiniz hukuk sistemini.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)