GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
Yasama Yılı:5
Birleşim:78
Tarih:17.03.2015

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; herkesi saygıyla selamlıyorum.

688 sıra sayılı Teklif'in 2'nci maddesi üzerinde söz aldım, bu konuda verdiğimiz önergeyle ilgili olarak söz aldım.

Bu madde, Sağlık Bakanlığında sosyal güvenlik hizmetlerinden yararlanamayan, bu kapsamda olmayan bazı kişilerin borçlarıyla ilgili bir düzenleme yapıyor, bir af getiriyor. Yüzde 50'sini defaten veya taksitle ödemeleri hâlinde geri kalanının ferîleriyle birlikte alınmayacağı hükmünü getiriyor, biz de katılıyoruz bu düzenlemeye.

Ama bu vesileyle sağlık hizmetleriyle ilgili olarak şunu söylemek istiyorum: Sağlık hizmetlerinde önemli sorunlar var, sıkıntılar var, yeni dönemde de yeni sıkıntılar, sorunlar olacak gibi görünüyor. Bunların ele alınması ve bunlarla ilgili bazı çalışmaların yapılması lazım. Bunların başında da üniversite hastaneleri geliyor. Çok önemli bir konu. Üniversite hastaneleri bu dönemde, özellikle son yıllarda çok büyük sıkıntıya girmeye başladılar. Özel hastaneler, biliyorsunuz, kâr ediyor, Sosyal Güvenlik Kurumuyla anlaşmaları var, hemen hemen hepsi kârlı ama üniversite hastaneleri, kadroları çok iyi olmasına rağmen, profesörlerin, doçentlerin orada olmasına rağmen son yıllarda zararda. Özellikle son dört yılda üniversite hastanelerinin borçları 1,4 milyar liradan yüzde 93'lük bir artışla 2,7 milyar liraya çıkmış, çok büyük bir artış söz konusu üniversite hastanelerinde. Büyük sıkıntılar var. Bu konu, muhakkak araştırılması gereken, üzerinde çalışılması gereken bir konu.

Sağlık Bakanlığı kendi hastaneleriyle ilgileniyor, bir sahibi var. Özel hastanelerin kendi sahipleri var ama üniversite hastaneleri hakikaten sahipsiz kaldı. Üniversite hastaneleri şirket değil, bir şirket gibi yönetilmemeleri gerekir değerli hocam. Yani Türkiye gibi üniversite hastanelerinin de şirket gibi yönetilmemesi lazım, şirket mantığıyla yönetilmemesi lazım çünkü üniversite hastanelerinin çok önemli işlevleri var. Bir kere, tıp hizmeti veriyorlar, hekim yetiştiriyorlar ve özellikli hastalara bakıyorlar. Dolayısıyla, daha farklı bir şekilde kamu hizmeti görüyor, daha farklı görülmesi lazım.

Bütçeden, sağlık kesimi her sene yüzde 6'lık, 7'lik bir pay alır. Üniversite hastaneleri bunun yüzde 10-12'sini alır, çok az bir pay düşüyor. Üniversite hastanelerinin bir de gelirleriyle giderleri arasında çok büyük bir farklılık var, yüzde 30'a yakın bir farklılık var, net olarak bu görülüyor. Bunların muhakkak giderilmesi lazım. Buna karşılık biz ne yaptık? Geçen yıl çıkardığımız bir torba kanunda bunların üzerlerindeki sermayelerinin yani gayrimenkullerinin, arsalarının, vesaire, bunların satışını öngördük, satılmasını kanuna bağladık. O zamana kadar, bunlar sadece yatırım amacıyla kullanılabiliyordu. Tuttuk, torba kanunla "Bunları satabilirler." dedik. Kendi gayrimenkulünü, binasını, arsasını satması bir üniversite hastanesi için, üniversite için sıkıntıdır, satılmaması gerekirdi, onların yatırım için kullanılmaları gerekirdi. Önemli sorunlar, sıkıntılar getirecek.

Biraz önce söylediğim gibi, gelirleri ile giderleri arasında genelde büyük bir farklılık var. Bu konuda yapılmış bir çalışma da var, bir rapor da var. Bunu da çok önemsiyorum. Bunun dikkate alınması gerekir. Bu konuda ben bir araştırma önergesi de verdim ama Genel Kurulda gündeme gelmedi maalesef, gelmesi iyi olurdu. Özel hastanelere -SGK'yla yapılan anlaşma gereğince- yüzde 195'e kadar kendilerinin aldığı ücret dışında katkı ödeniyor. Yani hastanın aldığı hizmet karşılığı yüzde 195'e kadar bir katkı ödemesi var. Üniversite hastanelerinde bu yok, dolayısıyla üniversite hastaneleri muhakkak zarar ediyor, sıkıntıya giriyorlar ve ayrıca üniversite hastanelerinin yüzde 24'lük de bir öğretim üyesi kaybı var, bunu da yaşıyorlar. Bunların hepsini birlikte ele alınca sağlık sektöründe önemli ölçüde sıkıntıya girdiğimizi görüyoruz.

Çok vaktim kalmadı, şöyle bir rakam da vereyim: 2007'de 4.980 olan üniversitelerde tıp fakültesi kontenjanı -4.980 dikkat edin- 13.500'e çıkmış hemen birkaç yıl içerisinde.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kuşoğlu.

BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) - Bunlar tabii tıp eğitiminde de büyük sıkıntılar getiriyor.

Bu vesileyle herkesi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)