GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri
Yasama Yılı:5
Birleşim:75
Tarih:12.03.2015

ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) - Teşekkürler Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün size Üsküdar Üniversitesi Rektörü ünlü Psikiyatrist Nevzat Tarhan'ın "Psikolojik Savaş" kitabından beş dakikaya sığdırabildiğim bazı bölümleri okuyacağım, niye okuduğum sonunda anlaşılacak.

"Tarihte büyüklük hastalığına tutulmuş pek çok lider vardır. Benmerkezci olmaları ve hak duygusunu hep kendi çıkarlarına göre kullanmalarının toplumu adaletsizliğe ve barışın bozulmasına götürdüğünü söylemek kehanet olmaz. Bu kişiler, demokrasiyi kendi çıkarlarına hizmet etmedikçe sevmezler. Kendilerinin önemli olduğuna ilişkin büyüklük duyguları taşırlar, başarı ve yeteneklerini abartırlar. Kendilerini özel ve önemli görürler. Hep saygı görmeyi beklerler. Hayal dünyalarında güç, başarı, şöhret, para ön planda yer alır. Övgüyle beslenirler. Kendilerine iltifat edilmesi için ortam hazırlarlar. Eleştiriye aşırı duyarlıdırlar. Kendilerine yapılan eleştiriye iyi amaçlı eleştiri bile olsa aşağılanmış olma, öfke ve utanç duygularıyla tepki verirler. Menfaatçidirler. Kişiler arası ilişkileri kendi çıkarları için kullanırlar. Amaçlarına ulaşmak için her türlü hile ve aldatmayı normal kabul ederler. Empati yapamazlar. Başkalarının ne hissettiğini, nelere ihtiyaç duyduğunu anlayamaz ve hissedemezler. Kin, öfke ve kıskançlık duyguları fazladır. Acıma ve affetme gibi güzel duyguları kendi çıkarlarına göre hisseder ve bunları kullanırlar. Büyük ideallerine kavuştuklarında gerçek kişilikleri daha çok ortaya çıkar. Her masada farklı konuşmak, durumlara göre ilkelerini değiştirmek yaşam felsefeleridir. Cesaret gösterisinde bulunurken, gerçekte son derece de korkuyorlardır fakat korkmuyor taklidi yapmak zorundadırlar. Bir kısmı, eksiklik, aşağılık duygularını bastırmak için kendilerine güveniyor rolü yaparlar fakat bu rolü içselleştirdikleri için dışarıya güvenli gözükürler. Dünyada en büyük ve en değerli şey olarak kendilerini hissettikleri için bunu kanıtlama çabası içinde çırpınırlar, çok çalışırlar, bunun için yetenekli ve iddialıdırlar. Bilim, sanat, spor, politika, komutanlık, liderlik ve ticaret gibi rekabet edilen alanlardaki her şeyi bu kişiler keşfederler dersek abartı olmaz." Böyle birini tanıyan var mı acaba?(x)

İHSAN ŞENER (Ordu) - Cumhuriyet Halk Partisi.

ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) - "Liderlik bittiğinde narsisizm başlar. Liderlerin çevresindeki dalkavuklar onların içlerinde bulunan narsist yönlerini besler ve büyütürler. Böylece liderlerini narsist bir canavar hâline getirirler.

Halk arasında çok kullanılan 'Önce can, sonra canan.' sözü adil bir duygunun ifadesi değildir. Önce doğrular ve ilkeler gelmelidir. Can veya canan hoşlansa da hoşlanmasa da 'önce ilkeler' diyebilmek bilgece bir davranıştır.

Etkileyici, çarpıcı, rol yapıcı davranışlarını çoğu zaman farkında olmadan gerçekleştirirler. Satışı iyi yaparlar. İnsanları etkileme, göz boyama konusunda narsistler çok başarılıdırlar. İleri narsistler hayranlık duygusu uyandırdığı kişiyi artık yok sayar, onu küçümser.

Çok çalışırlar. Çalışıp zafer kazanmak en büyük doyumlarıdır. Güç ve statü takıntıları nedeniyle kazanmak için ellerinden ne gelirse yaparlar. Hile ve yalan, amaca ulaşmak için gerekiyorsa kullanılacaktır. Machiavelli'nin felsefesi çok hoşlarına gider. 'Gayeye ulaşmak için her yol caizdir.' düşüncesi onlar için rehber olmuştur.

Eleştiriye tahammülsüzdürler. Yardım sevmezler. Narsist kişilerin kendi çıkarlarının söz konusu olmadığı şeyleri yaptıkları pek görülmüş değildir. Kendilerine iyi dedirtmek için yardım ederler. Bu nedenle, gizli yardımları onlara yaptıramazsınız. Bunlardan kurtulmak için kendi kişiliklerini harekete geçirmek ve onu terk etmek gerekiyor."

Hak edenlere saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)