| Konu: | MHP Grubunun, Mersin Milletvekili Ali Öz ve arkadaşları tarafından, sağlık çalışanlarının mevcut sorunlarının araştırılması ve bu sorunların giderilmesinde esaslı önlemlerin alınması, yasal düzenlemeler yapılması amacıyla 9/10/2013 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak Genel Kurulun 12 Mart 2015 Perşembe günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 75 |
| Tarih: | 12.03.2015 |
CEMALETTİN ŞİMŞEK (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlamadan önce, Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsızlığının simgesi olan İstiklal Marşı'mızın kabul edilişinin yıl dönümünde, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, İstiklal Marşı'nı Türk milletine armağan eden millî şairimiz Mehmet Akif Ersoy'u ve kahraman şehitlerimizi rahmet ve minnetle anmak istiyorum.
Değerli milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisinin, sağlık çalışanlarının sorunlarının araştırılarak alınması gereken tedbirler konusunda vermiş olduğu araştırma önergesiyle ilgili söz aldım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygılarımla selamlarım.
Değerli milletvekilleri, sağlık bir hak olmasının yanında, bu hizmeti sunanların, hizmetin hassasiyetine binaen daha dikkatli ve daha hassas olmaları gerekmektedir, çünkü sağlık çalışanlarının çalışma materyali insandır ve insan sağlığıdır. Hastaneler yirmi dört saat hizmet veren kuruluşlardır. Sağlık hizmetlerinde mesai kavramı çoğu zaman yoktur. "Benim mesaim bitti." diyerek bir maliye memuru gibi hastayı bırakıp gidemezsiniz. Mutlaka ona yapılması gereken müdahaleyi yapar, ancak ondan sonra gidebilirsiniz. Bu, aynı zamanda insani ve vicdani bir görevdir. Bu hizmetin bu yönüyle ne kadar önemli olduğu konusunu uzun uzun sizlere anlatmama, sizlerle paylaşmama sanırım gerek yoktur. Onun için sağlık çalışanlarının çalışma koşullarının ve moral motivasyonlarının en üst düzeyde olması gerekir. Esasen bu, devletin sağlık hizmetlerine verdiği önemin de ayrıca bir parçasıdır. Ülkemizde sağlık hizmetlerinin kalitesinin artması, çalışanlarının eğitiminin yanında çalışma koşullarının da iyileştirilmesine bağlıdır.
Değerli milletvekilleri, ancak bugün sağlık çalışanlarının sorunları giderek ağırlaşmaktadır. Birçok sorunlarının olmasının yanında en önemli sorunları çalışma koşulları ve özlük haklarıyla ilgili olan sorunlarıdır. Hastanelerde giderek artan iş yoğunluğu ve aşırı nöbet hastane çalışanlarını insan üstü bir çalışmaya zorlamakta ve hata yapmaları riskini artırmaktadır. Sağlık çalışanları düşünmeyen robotlar şekline dönüşmüş durumdadır âdeta. Ekonomik olarak sağlık çalışanlarının ücretleri maalesef yetersizdir. Sağlık çalışanlarının döner sermayeden aldıkları ücretler emekliliklerine yansımamaktadır. Bu konuyla ilgili vermiş olduğum kanun teklifi iktidar tarafından dikkate alınmamış ve Meclis gündemine getirilmemiştir. Özlük hakları çalışma şartlarına göre çok yetersizdir. Her türlü bulaşıcı hastalığa açık ve enfeksiyon riski altında çalışmalarına rağmen, gazetecilik, emniyet teşkilatı ve benzeri birçok mesleğe tanınan fiilî hizmet zammı sağlık çalışanlarına çok görülmüştür. Sağlık çalışanlarının fiilî hizmet zammıyla ilgili vermiş olduğumuz kanun teklifi de yine önceki kanun teklifimiz gibi iktidar tarafından değerlendirilmemiş ve Meclis gündemine getirilmemiştir.
Sağlık personelleri 4924, 657, 4/A, 4/B, 4/C, vekil sağlık personeli gibi farklı istihdam modellerinde çalıştırılarak birbirlerine küstürülmüştür. İstihdam modelleriyle parçalı aileler oluşturulmuş, askerlik dönüşü göreve başlayamama, hamilelik sonrası işe dönenler, sağlık sorunu nedeniyle otuz günü geçen zamanlarda sözleşmelerinin sonlandırılması gibi birçok sorunları sağlık çalışanları yaşamaktadırlar. Sağlık çalışanlarının eğitim intibakları ancak mahkeme kararıyla olmaktadır. Birçok kurum ve kuruluşun sağlık intibaklarının mahkeme kararı gerekmeden yapıldığını bilmekteyiz. Görevde yükselme neredeyse yok denecek kadar azdır. Liyakat aranmamaktadır, görevde yükselmek için sadece yandaş olmak yeterlidir. Görev tanımı belirsizlikleri çok belirgin ortadadır. Nöbetlerin çok yoğun olmasının yanında nöbet ücretleri de yok denecek kadar azdır.
Sağlık çalışanlarına uygulanan şiddete karşı 2012 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir komisyon kurulup alınması gereken tedbirler belirlenmesine rağmen sağlık çalışanlarına karşı şiddet her geçen gün artmaktadır. Bu önemli bir sorun olarak hâlen karşımızda devam etmektedir.
"Mobbing" sağlık çalışanlarının hâlâ devam eden en önemli sorunlarındandır. Ehliyet ve liyakate göre yapılmayan ve görevlendirilmeyen, daha çok siyasi saiklerle iş başına gelen yöneticiler sağlık çalışanlarına karşı ayrımcılık yaparak "mobbing" uygulamaktadır. Sağlık çalışanları daha çok "bizdensin" ya da "karşısın" olarak değerlendirilmektedir.
Değerli milletvekilleri, sağlık çalışanları ek ödemenin emekliliklerine yansımasını istiyorlar. Bugün sağlık çalışanlarına ödenen ek ödemenin emekliliklerine yansıtılmaması sebebiyle sağlık çalışanları maalesef emekli olamamaktadırlar. Ön lisans mezunu olan hemşire, ebe ve sağlık memurlarına verilen lisans tamamlama hakkının laboratuvar teknisyeni ve röntgen teknisyenlerine de verilmesini istiyorlar. Laboratuvar ve röntgen teknisyenlerine lisans tamamlama hakkının verilmemesi bir hak gasbı ve ayrıca haksızlıktır. Fiilî hizmet zammından istifade etmek istiyorlar. Bugün sağlık çalışanlarının fiilî hizmet zammından istifade etmemiş olmaları çalışma koşulları göz önüne alındığında büyük bir haksızlıktır.
Lisans mezunu çalışan sağlık personelinin ek göstergelerinin 3000 yerine mutlaka 3600 olması gerekmektedir. Hastane çalışma koşullarının her yönüyle riskli olması sebebiyle özellikli birimlerde verilen ek ödemeden sadece özellikli birimler değil ama tüm hastane birimlerinin, tüm hastane çalışanlarının aynı şekilde -ek ödemeden- istifade ettirilmesi gerekmektedir ve çalışanlar bunu istemektedirler. Amirin inisiyatifiyle verilen yüzde 10, yüzde 20 gibi farklı ek ödemenin dayanağının izafi olması çalışanlar arasında huzursuzluk yaratmaktadır. Amirin inisiyatifiyle verilen bu fark ödemesi çok farklı saiklerle verilebildiğinden adam kayırmacılık yaratmakta, bu da hastane çalışanları üzerinde olumsuz etki yaparak çalışma barışını maalesef bozmaktadır. Performans sisteminin tekrar gözden geçirilerek daha adil bir performans sistemi dağıtılmasını istemektedirler. Performans sisteminin, hekimleri çok hasta bakmaya ve daha çok girişimsel işlem yapmaya zorlamayacak şekilde yeniden düzenlenmesini istemektedirler. Bu durum sağlıkta kalite için olmazsa olmaz bir durum hâline gelmiştir ayrıca.
Tüm bu sorunlar nedeniyle, sağlıkta daha nitelikli bir hizmet sunumu gerçekleştirmek için sağlık çalışanlarının bu sorunlarının araştırılarak alınması gereken tedbirler konusunda mutlaka Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir araştırma komisyonu kurulmasına ihtiyaç vardır.
Hastane çalışanlarının giderek yoğunlaşan sorunları, çalışma tempoları hastanelerdeki yoğunluğun artması nedeniyle ağırlaşmakta ve mutlaka, bu çalışma koşullarıyla bu işin sonuna kadar götürülmeyeceğini hesap etmemiz gerekiyor. Bunu değerlendirmek amacıyla bu araştırma önergemize yüce Meclisin katkı sunmasını ve bizi desteklemelerini istiyor, tekrar hepinize saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)