| Konu: | Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 74 |
| Tarih: | 11.03.2015 |
DEMİR ÇELİK (Muş) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; 684 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 62'nci maddesi üzerine partim adına söz almış bulunmaktayım. Sizleri saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir kanundan, yasadan murat edilen şey adalet, hukuk, özgürlük ve barışsa tam da yasama faaliyetinin kendisidir. Bir kanun ve yasadan murat edilen şey savaşsa, hükümranlıksa, hegemonik ve tahakkümcü gücün sürdürülebilirliğine hizmet ise demokratik ülkenin yasama faaliyetinin kendisi değildir. O nedenle, atacağımız her adımın evrensel hukuka, demokratik toplum hukukuna uygunluğu kriteri göz önünde bulundurulması gereken en temel olgudur. Biz demokratik toplum hukukunu hiçe sayarsak, biz evrensel hukuk dışı bir uygulamayla, küreselleşmenin bu boyutunda, iletişimin devrimsel, devasa hamlelerinin yaşandığı günümüz dünyasında, onlardan azade ve uzak bir noktada kendimizi bloke etmiş olur, siyaseten kuşatmış oluruz. O nedenle, deminki konuşmamdan da anlaşılması gereken şey, sivilleşme isteniyorsa, demokratikleşme isteniyorsa, halk iradesinin üzerindeki tahakkümün kaldırılması olması gereken tek adımdır.
Millî Güvenlik Kurulunu kaldırmadığınız sürece, antidemokratik Anayasa yerine eşitlikçi, özgürlükçü, sivil bir anayasayı var etmediğiniz sürece, halklarınızdan, inançlarınızdan, vatandaşlarınızdan korkmaya devam ettiğiniz sürece sığınacağınız tek olgu güvenliktir, güvenlikçi politikalardır ama siz öncelikle kendinize olan öz güveniniz, bu öz güveniniz üzerine geliştireceğiniz yeni toplumsal konsensüsle insani, vicdani ve siyasal etik kuralları itibarıyla hareket etmeye başladığınızda, korkulardan sıyrılmış, öz güvenin sağladığı yeni bir kimlik ve ruhla siz, komşunuzdan, vatandaşınızdan, halklarınızdan korkmak yerine onların yarattığı sinerjiyle birlikte değişimin, dönüşümün temel dinamiği olursunuz.
Bakınız, Orta Doğu yeniden karılıyor, şekillendiriliyor. Orta Doğu'da rol almak, rol modelliği yüklenmek istiyorsanız, değişen, dönüşen dünyanın tam da merkezîleştiği Orta Doğu'da yeni bir kimlik, yeni bir toplumsal konsensüse "Biz de varız." diyorsanız dünün güvenlikçi, inkârcı, asimilasyonist politikaları yerine bugünün yeni ruhuna, barışçıl, demokratik, özgürlükçü ruhuna denk düşen bir ilişkiyi var etmemiz gerekiyor. O nedenle, kamu dediğiniz şey sadece ve tek başına kışla değildir, polis karakolu değildir; Kamu dediğiniz şey, evinden sokağına, sokağından devletine, devletiyle birlikte siyasal, sosyal, kültürel faaliyetler bütünüdür yani üretimdir, emektir, düşünmedir, düşündüğünü örgütleyebilmedir, örgütlendiği üzerine de yaşama katılmadır. Demokratik katılımcılıktan yoksun bıraktığınızda, sanatı, edebiyatı, kültürü üretmediğinizde, emeğin kendisini örgütleyip özgürlük temelinde hakların arayışını kısıtladığınızda orada değişim de dönüşüm de olmayacağı gibi, tahakküme razı edilmiş, ikna edilmiş toplumun pasif, edilgen, biat kültürüne razı edilmiş kişisini bulursunuz, toplumunu bulursunuz. O nedenle, kamusal alan camidir, sinemadır, tiyatrodur, sinagogdur, cemevidir, kilisedir. Bu nedenle, kamu dediğiniz şey, hayatın bizatihi ekolojik, kadın özgürlükçü paradigmasının var olduğu alanların tümüdür. Bu alanları yok sayıp, onların üstüne varsa yoksa güvenlikçi politikalarla toplumu kontrol altına almaya çalıştığınızda belki bugünü kurtarmış olursunuz ama güneşin balçıkla sıvanmayacağı gerçekliğine binaen, o karanlık, zifiri geceyi, parlayacak, patlayacak ve aralayacak olan güneş, bizi aydınlatmaya da, ışıtmaya da devam edecektir.
(Mikrofon elektronik cihaz tarafından kapatıldı)
DEMİR ÇELİK (Devamla) - Bu nedenle, yol yakınken bu güvenlikçi anlayışlardan uzak, özgürlükçü, demokratik, barışçıl bir ülkenin arayışı içerisinde olmamız gerektiğini ifade ediyor, bu paketin geri çekilmesini bir kez daha dikkatlerinize sunuyor, saygılar sunuyor, iyi geceler diliyorum. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)