| Konu: | Üniversitelerdeki terör saldırılarına ilişkin |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 74 |
| Tarih: | 11.03.2015 |
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; üniversitelerde son günlerde artan terör saldırıları hakkında gündem dışı söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, 20 Şubat 2015 Cuma günü, İzmir'de, Ege Üniversitesi kampüsünde, Edebiyat Fakültesi tarih bölümü öğrencisi, ülkücü kardeşimiz Fırat Yılmaz Çakıroğlu, PKK'lı teröristlerce saldırıya uğrayarak şehit edilmiştir. Fırat Yılmaz Çakıroğlu'na Allah'tan rahmet diliyorum; ailesine, arkadaşlarına ve camiamıza sabırlar diliyorum.
Olay, bölücü terör örgütü PKK'nın açık bir saldırısıdır. Bu olay, bizde, terör örgütü ile iktidar emrindeki bazı güvenlik ve istihbarat teşkilatlarında bazı melun grupların ortaklaşa iş birliğiyle hazırlanan bir ortam ve tezgâh olduğu şüphesini kuvvetli şekilde uyandırmaktadır. Bu komplolar, geçmişte olduğu gibi somuttur ve örnekleri de vardır.
Bu kumpasların amacı, ülkücüleri sokak kavgasının içine çekmektir. AKP'nin açılım politikası yüzünden dağdaki terörist şimdi şehirlerde ve üniversitelerde terör estirmektedir. AKP iktidarı, PKK'nın bu faaliyetlerine göz yummaktadır.
Fırat kardeşimiz, Ege Üniversitesi Rektörlüğüne bir dilekçe yazarak, çoğu üniversite öğrencisi olmayan PKK'lıların üniversiteye gelerek kendilerini tehdit ettiğini dile getirmiş ve gerekli güvenlik önlemlerinin alınmasını istemiştir. Fırat kardeşimizin bu dilekçesini dikkate almayan ve üniversitede güvenliği sağlamayan rektör, hangi yüzle hâlâ koltuğunda oturmaktadır? Rektörün sorumluluğu yok mudur? Fakülte koridorları Kandil mağarası hâline getirilirken Edebiyat Fakültesi Dekanının hiç mi sorumluluğu yoktur? PKK'nın açık tehditlerine karşı Fırat'ın güvenliğini, okulun asayişini sağlamayan İzmir Emniyetini kusursuz sayabilir miyiz? Fırat'ı yaralı hâlde kırk beş dakika bekleten polisler kanuni görevlerini yerine getirmemiş, suç işlemişlerdir. Yaralı ve kan kaybeden bir insanı öylece orta yerde bırakıp başında beklemek hangi aklın, hangi vicdanın eseridir? Şehrin bir PKK üssü hâline gelmesine âdeta göz yuman basiretsiz vali nerededir? Kamu güvenliği için terör örgütünden ricacı olan İçişleri Bakanı ne yapmaktadır? Fırat için çağrılan ambulansın kırk beş dakika geç gelmesi, gelen ambulansın yaralıyı almasının geciktirilmesi Sağlık Bakanını hiç mi rahatsız etmemektedir? Bu kişilerin Fırat'ın şehit edilmesinde hiçbir sorumluluğu olmadığını düşünmek, hukuken de idareten de mümkün değildir. Ancak, bugün 20'nci gün ve bu saydıklarımızın hiçbirinden herhangi bir istifa haberi veya bir sorumluluk işareti duymadık. Ahlaken ve vicdanen bu kadar yozlaşmış bir yönetimin varlığından rahatsız değil misiniz? Üniversitelerimiz, PKK'nın dağ eğitiminden geçmiş bölücü militanların üssü hâline getirilmektedir. Öğrenim özgürlüğü ve can güvenliği kalmamıştır. "Çözüm süreci" diyerek, taviz üstüne taviz vererek bölücü teröristi cesaretlendiren siyasi iktidar bu ihanetin başsorumlusudur.
Hükûmeti uyarıyorum: Hükûmet üniversitelerden terörü temizlemek zorundadır. Başbakan, İçişleri Bakanı, Millî Eğitim Bakanı üniversitelerdeki bu terörist örgütlenmelerle mücadele etme iradesini bir an evvel ortaya koymak durumundadır. Aksi bir durum, ülkemizde güvenlik, demokrasi, özgürlük, eğitim ve yaşama hakkının kontrolden çıkmasına yol açacaktır.
Gençlerimiz üzerinden kirli bir oyun oynanmaktadır. AKP-PKK ortaklığı üniversitelerde gençlerimizin hayatını kaybetmesine yol açmaktadır. Hükûmetin İmralı'da ve Kandil'de oturduğu masa, birlikte Türk milletine kurdukları kumpas bu cinayetlerin hazırlayıcısıdır. Ege Üniversitesinde başta rektör ve dekan olmak üzere üniversite yönetimi, Emniyet Müdürlüğü, Millî İstihbarat Teşkilatı ve vali de bu provokasyonların hepsinde birer pay sahibidir. Netice itibarıyla, AKP-PKK ortaklığı Türk gençliğini tehdit etmektedir; AKP-PKK ortaklığı insani değerleri yok saymakta, insan ömrünün kutsiyetini göz ardı etmektedir. Bu iş birliği, güvenliğe, demokrasiye, özgürlüğe, eğitime ve yaşama hakkına bir tehdittir.
Bu düşüncelerle hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)